Özellikle Avrupa Birliği kara sevdasının basiretleri bağladığı, firasetleri iflas ettirdiği, gözleri görmez hale getirdiği son yıllarda ve özellikle diyalog aşısının Anadolu'ya taşınma gayretlerinin yoğunlaştığı son üç beş yıl içinde, Tevhid ehli isanımıza musallat olan kiliseler... Merkezden muhite doğru, şehir merkezlerinden ilçelere, kasabalara doğru yayılan kiliseler... Milletimizin ekonomik açıdan inişe geçmesinin, işsizliğin gelip hemen her kapıya dayanmasının aksine bütçelerini üçe beşe katlayan kiliseler... Bizim İstiklal Savaşımızı, Milli Mücadelemizi baltalamak, akamete uğratmak için o günlerde canilere, conilere ve hainlere yataklık yapan, lojistik destek sağlayan, bulunduğu bölgede cephanelik görevi yapan kilisenin bugünkü uzantıları... Bağlı bulundukları merkezlerden hangi talimatları almışlardı? Bunlar yazıldı çizildi, bizzat bu haince talimatlara muhatap olanlar çıkıp yetmiş milyonun huzurunda açıkladı.Anadolu'yu bir baştan bir başa kanser hücreleri gibi sarmış olan kiliselere, fesat ocağı merkezlerinden gelen talimatlar iki noktada yoğunlaşıyordu: Hedef ülkeyi bölmek parçalamak. Tevhid inancından kopan, koparılan kitleler haliyle şirke sürüklenmiş olacaklardır. İşte o zaman leş kargalarının işleri kolaylaşacaktır. Çünkü Tevhid çınarından kopan bir yaprak misali rüzgarın önünde sürüklenecektir ama gövdeden ayrılan kitleler sadece ve sadece leş kargalarına yem olacaklardır.Tevhidle tanıştıktan, bin yıl Tevhidin gölgesinde yaşadıktan sonra, müşrik çetelerinin tuzağına düşen, kucağına düşen hedef kitleler, kendilerini mahvettikleri gibi, ayrıldıkları ana gövdenin de canını yakmakta, yara bere içinde bırakmaktadır.Burada sözü kesip, nefeslerimizi tutup Hac suresinin 31. ayetinin ikazına dikkat kesilmemiz lazım:"Allah'a ortak koşmayan ve ihlasla tevhide sarılan cemaat olun. (Kim Allah'a ortak koşarsa onun durumu) gökten düşüp parçalanmış ve kuşun didiklediği veya rüzgarın uzak bir yere sürüklediği (kimse) gibidir."Şimdi, bu ilahi ikazın ışığında yıllardır bu coğrafyada sergilenen diyalog tiyatrosunu bir daha seyredin. Yüce Kitabımızın, gökten düşüp parçalanmakla, kuşların gagalaması ile eş tuttuğu şirki ve müşrikleri, diyalogcuların nasıl da allayıp pulladıklarını, nasıl da şirin, nasıl da normal gösterdiklerini bir daha tefekkür edin. Ve şimdi, müşrik çetelerin karargah kurdukları, Hakkari'de, Şemdinli'de, Yüksekova'da, Van'da fokurdayan fitne kazanının sebeplerini anlamaya çalışın. Gökten düşürüp paramparça ettikleri insanımızın üstüne üşüsen leş kargalarını seyredin.Bir hiç uğruna, bir AB hayali uğruna aziz milletimizi, istikbalimizin ve istiklalimizin teminatı gençliğimizi müşrik çetelerin insafına terk eden, onların kucağına iten mevcut iktidar bugün olanların baş sorumlusudur."İmar yasamızdaki mescit kavramını değiştirdik, ibadethane yaptık, buna dayanarak bir Hıristiyan istediği anda istediği yerde kilisesini açabilir" diye Avrupalı gazeteciler önünde övünerek anlatan sayın Başbakan, memleketimizin belli bölgelerinde kaynayan fitne kazanının da sorumlusudur.Bu memlekette ister devlet imkanları ile, isterse diyalogcuların yaptığı gibi cemaat imkanları ile, Kur'an'a göre bir şirk kurumu olan kiliselerin şirin sempatik gösterilmesine çalışmak, çeşitli kılıflar altında papaz, çan ve haç servisi yapmak bu millete, bu coğrafyaya yapılabilecek en büyük kötülüktür, en büyük zulümdür ve bu zulmü AKP iktidarı işlemiştir, işlemektedir. Bu iktidarın borazanı durumundaki diyalog ekibi işlemiştir, işlemektedir. Anadolu coğrafyasında kiliselerin mantar gibi çoğalmasına ve bunların Kürtler'i ve Aleviler'i hedef kitle seçip üzerlerinde oyunlar oynamasına göz yumanlar bugün olanlardan ve yarın olacaklardan sorumludurlar.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Gazze’de katliam sonlandı mı? / 27.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Milletin ‘not etmeleri’ daha farklı oluyor / 26.04.2024
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024