Şöyle bir hikaye vardır... - Hak yolcularının bazıları bir sahrada bulunuyorlardı. Her ne hal ise, içlerinden birine su lazım olmuş. O anda kendisini bir kuyu başında bulmuş. Su almak için kovayı kuyuya salmış, fakat su yerine kuyudan altın çıkmış. O altınlara hiç tenezzül etmeden, kovayı kuyuya salmış ve Cenab-ı Hakk'u şu münacatta bulunmuş.- Ey şahım, bana Senden başkası gerekmez...* * *Ammar Kureşî şöyle anlatıyor:- Çölde bulunuyordum. Bu bir yolculuktu ve Hac dolaysıyla oluyordu. Sevdiğim bir zat, bana bir parça bez vermişti. Onu ikiye böldüm. Bir parçasını başıma örttüm, bir parçasına da sarındım. O anda bir hayli sıkıntı içindeydim. Ve o anda nefsim de bana çeşitli yollar gösteriyordu. O anda bütün çöl bana gümüş olarak gözüktü. Cenab-ı Hakk'a şu münacatta bulunmaya başladım:- İlahî, zatını arzudan başka bütün arzulardan ve başka şey istemekten Sana sığınırım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.