Abdullahı Dehlevî, ömrünün sonlarında hastalıklardan çok güçsüz kaldı. İbâdetlerini zevkle, fakat büyük zorluklar içinde yapardı.
Buyurdu ki: "Şu şiiri okuduğum zaman Allahü teâlâ vücûduma bir güç kuvvet veriyor, gençleşiyorum.'Gerçi ihtiyârım, kalbim hasta, dermansızım / Yüzünü andıkça kuvvet gelir, gençleşirim".Yâni; her ne kadar ihtiyâr, hasta ve mecâlsiz olsam da, hakîkî Sevgilinin aşkı ve O'na kavuşma isteğinin cilvelerini gördükçe gençleşirim... Abdullahı Dehlevî her zaman şehîd olmayı arzû ederlerdi. Lâkin buyururlardı ki: "Hocam ve üstâdımın, yânî Mazharı Cânı Cânân hazretlerinin şehîd edilmesinden insanlara çok sıkıntılar geldi. Üç sene büyük kıtlık olup, binlerce insan öldü. Yine o şehîdlik hâdisesi üzerine insanlar arasında olan kavga ve gürültülerde ölenler, herkesin bildiği gibi yazıya sığmayacak kadar çoktu. Onun için şehîd olmaktan vazgeçtim.Yine buyurdu ki: "Hazreti Hâce Behâeddîn 'Bizim cenâzemizin önünde; huzûruna müflis olarak geldim, yüzünün güzelliğinden bir şey isterim. Şu boş zenbilime elini uzat, o mübârek eline güvenirim' beytlerini okuyun!" buyurmuşlardı. Ben de şu şiirin güzel sesle okunmasını istiyorum: 'Kerîmin huzûruna azıksız geldim, ne iyiliğim var, ne doğru kalbim, bundan daha çirkin hangi şey olur? Azık götürürsün, O ise Kerîm".
Buyurdu ki: "Şu şiiri okuduğum zaman Allahü teâlâ vücûduma bir güç kuvvet veriyor, gençleşiyorum.'Gerçi ihtiyârım, kalbim hasta, dermansızım / Yüzünü andıkça kuvvet gelir, gençleşirim".Yâni; her ne kadar ihtiyâr, hasta ve mecâlsiz olsam da, hakîkî Sevgilinin aşkı ve O'na kavuşma isteğinin cilvelerini gördükçe gençleşirim... Abdullahı Dehlevî her zaman şehîd olmayı arzû ederlerdi. Lâkin buyururlardı ki: "Hocam ve üstâdımın, yânî Mazharı Cânı Cânân hazretlerinin şehîd edilmesinden insanlara çok sıkıntılar geldi. Üç sene büyük kıtlık olup, binlerce insan öldü. Yine o şehîdlik hâdisesi üzerine insanlar arasında olan kavga ve gürültülerde ölenler, herkesin bildiği gibi yazıya sığmayacak kadar çoktu. Onun için şehîd olmaktan vazgeçtim.Yine buyurdu ki: "Hazreti Hâce Behâeddîn 'Bizim cenâzemizin önünde; huzûruna müflis olarak geldim, yüzünün güzelliğinden bir şey isterim. Şu boş zenbilime elini uzat, o mübârek eline güvenirim' beytlerini okuyun!" buyurmuşlardı. Ben de şu şiirin güzel sesle okunmasını istiyorum: 'Kerîmin huzûruna azıksız geldim, ne iyiliğim var, ne doğru kalbim, bundan daha çirkin hangi şey olur? Azık götürürsün, O ise Kerîm".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.