Bu kitaba kendi oğlu tarafından Kurret-ül-Uyûn-il-Ahyâr adında bir tekmile yazılmıştır.
Şam âlimlerinden Ahmed Mehdî Hıdır da, İbn-i Âbidîn kitabının bir fihristini hazırladı ve 1962'de basıldı. Bundan başka; Tefsîr-ül-Beydâvî Hâşiyesi, El-İbâne, El-Ukûd-üd-Dürriyye, İthâf-üz-Zekî, Bugyet-ül-Menâsik, Tahrîr-ül-İbâre, Tahrîr-ün-Nükûl, Şifâ-ül- Alîl, Ukûd-ül-Le'âlî, İcâbet-ül-Gavs, Sell-ül-Hisâm-il-Hindî li Nusreti Mevlânâ Hâlid en-Nakşibendî, Nesemât-ül-Eshâr.Dört mezhebin inceliklerine vâkıf, derin âlim, kâmil velî Seyyid Abdülhakîm Efendi; "Hanefî mezhebindeki fıkıh kitaplarının en kıymetlisi, en faydalısı İbn-i Âbidîn'dir. Her sözü delîl, her hükmü senettir..." buyurdu.İbn-i Âbidîn, buyurdu ki:"Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı, bir araya toplanarak bize farz edildi. Namaz kılmak, îmânın şartı değil ise de, namazın farz olduğuna inanmak, îmânın şartıdır. Namaz, duâ demektir. Dînin emrettiği, bildiğimiz ibâdete, namaz "salat" ismi verilmiştir. Mükellef olan yâni âkil ve bâliğ olan her müslümanın, her gün beş vakit namazı kılması "Farz-ı ayn"dır. Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildiril- miştir. Mîrâc gecesinde, beş vakit namaz emrolundu. Mîrâc, hicretten bir yıl önce, Receb ayının yirmi yedinci gecesinde vukû buldu. Mîrâcdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı."
Şam âlimlerinden Ahmed Mehdî Hıdır da, İbn-i Âbidîn kitabının bir fihristini hazırladı ve 1962'de basıldı. Bundan başka; Tefsîr-ül-Beydâvî Hâşiyesi, El-İbâne, El-Ukûd-üd-Dürriyye, İthâf-üz-Zekî, Bugyet-ül-Menâsik, Tahrîr-ül-İbâre, Tahrîr-ün-Nükûl, Şifâ-ül- Alîl, Ukûd-ül-Le'âlî, İcâbet-ül-Gavs, Sell-ül-Hisâm-il-Hindî li Nusreti Mevlânâ Hâlid en-Nakşibendî, Nesemât-ül-Eshâr.Dört mezhebin inceliklerine vâkıf, derin âlim, kâmil velî Seyyid Abdülhakîm Efendi; "Hanefî mezhebindeki fıkıh kitaplarının en kıymetlisi, en faydalısı İbn-i Âbidîn'dir. Her sözü delîl, her hükmü senettir..." buyurdu.İbn-i Âbidîn, buyurdu ki:"Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz vardı. Hepsinin kıldığı, bir araya toplanarak bize farz edildi. Namaz kılmak, îmânın şartı değil ise de, namazın farz olduğuna inanmak, îmânın şartıdır. Namaz, duâ demektir. Dînin emrettiği, bildiğimiz ibâdete, namaz "salat" ismi verilmiştir. Mükellef olan yâni âkil ve bâliğ olan her müslümanın, her gün beş vakit namazı kılması "Farz-ı ayn"dır. Farz olduğu, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildiril- miştir. Mîrâc gecesinde, beş vakit namaz emrolundu. Mîrâc, hicretten bir yıl önce, Receb ayının yirmi yedinci gecesinde vukû buldu. Mîrâcdan önce, yalnız sabah ve ikindi namazı vardı."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.