Bu köşede yayınlanın son iki yazıda alim, mutasavvuf ve şair olan Bayburtlu Celali'yi kısmen tanıtmaya çalıştık. Bayburtlu Celali Erzurumlu Aşık Sümmani ile çağdaştır, mektuplaşmışlar ve daha sonra görüşmüşlerdir. Birbirlerine iltifat edici şiirler söylemişlerdir ama Celali, alimlik yönü ile, dini kavramları yerli yerinde ve çok kullanması dolayısıyla Erzurumlu Emrah'ı çağıştırmaktadır.
Celali isminin kitlelere ulaştıran ve kulaktan kulağa bütün bir Anadolu'ya yayan şiiri, sohbet meclislerinde, zikir halkalarında sıkça okunan; "Celali'yi buldu kırklar yediler/Yol erkan gösterip hizmet verdiler/Haşre dek bu çarkı dönder dediler/Sormadım ki buna kol dayanır mı" diye giden üç kıtalık şiiridir. Bağrı yanık zakirlerin dilinde daha da bir güzelleşir, derinleşir, dinleyenlere uhrevi hazlar yaşatır bu şiir:
Öyle bir Leyla'ya Mecnun'um billah
İsminde okunur harf-i bismillah
Tutuştu her yanım hasreten-lillah
Mevla'yı zikreden kul kınanır mı
Nice bir alemin perverdigaârı
Mevlam her kuluna vermez bu kârı
Günbegün artıyor bülbülün zârı
Goncasız gülşene gül yaraşır mı.
Her şairin hayatında olduğu ve şiirlerinde yer bulduğu gibi Celali'nin şiirlerinde de gece-gündüz, siyah-beyaz, acı-tatlı, sevinç-keder, inişler-çıkışlar, hicivler-mizahlar hep içiçedir. Çiçeği burnunda bir gelin, tek çocuğunun annesi iken kaybettiği ilk eşinin ardından şöyle seslenir:
Yetim gömleğini diken iğneyi
Her gün yal verdiğin topal ineği
Ayran topladığın o ak küleği
Mahşer yığınağına sakla sar götür
Üç kat arpa beş kat çavdar ekerdik
Kesmük ekmeğine hasret çekerdik
Namertlere ağu merde şekerdik
Sözünü tekrar et iftihar götür
Yetim kalmış idin emzik tavında
Gamla kavrulmuştun gençlik çağında
Bir gül yeşertmeden vuslat halında
Gönül yaraların beraber götür.
"Bayburtlu Celali ve Şiir Dünyası" adlı bu eseri hazırlayıp, ilgilenenlerin istifadesine sunan Cemal Kurnaz ve Mustafa Tatçı'ya, halk edebiyatı, tasavvuf-tekke edebiyatı meraklıları adına hasseten teşekkür ediyoruz ki; Celali Baba gibi bir şiir erbabını, bir tasavvuf erbabını yeni nesillerin, meraklı torunlarının istifadesine sundular. Kitapta yer alan şiirlerin nerede, ne zaman ve hangi vesile ile söyleyip yazıldığını gösteren "Şiirlerle ilgili açıklamalar" adlı bölüm ise; şairin yaşadığı döneme ait sosyal hayattan, ekonomik, siyasi ve kültürel hayattan çok önemli ipuçları veriyor. Celali Baba'nın Batakçı Destanı'ndan birkaç kıta okuyalım ve bakalım ki günümüzden kimleri hatırlatıyor:
Ekser batakçılar dilbaz olurlar
Başı dazdaz gözü çarpaz olurlar
Nerde sefil varsa arar bulurlar
Bu ne insaf bu ne haldir batakçı
Düğünde bayramda giyinir alı
Veresiye almış gene bu malı
Ali'nin külahı Veli'nin şalı
Emanettir sürme yere batakçı
Kimsede beş kuruş görse yapışır
Uyuz, itler gibi alır kapışır
Ver deyince basar tekme tepişir
Atar imanını nara batakçı
Okudum vasfını çektim beyaza
Dağıtsınlar şeki, Şivan, Siraz'a
Altmış para verse peşin kiraza
Tevbe çeker yetmiş kere batakçı.
Yüzyıl önceki hortumculardan bahsediyor herhalde...
Celali isminin kitlelere ulaştıran ve kulaktan kulağa bütün bir Anadolu'ya yayan şiiri, sohbet meclislerinde, zikir halkalarında sıkça okunan; "Celali'yi buldu kırklar yediler/Yol erkan gösterip hizmet verdiler/Haşre dek bu çarkı dönder dediler/Sormadım ki buna kol dayanır mı" diye giden üç kıtalık şiiridir. Bağrı yanık zakirlerin dilinde daha da bir güzelleşir, derinleşir, dinleyenlere uhrevi hazlar yaşatır bu şiir:
Öyle bir Leyla'ya Mecnun'um billah
İsminde okunur harf-i bismillah
Tutuştu her yanım hasreten-lillah
Mevla'yı zikreden kul kınanır mı
Nice bir alemin perverdigaârı
Mevlam her kuluna vermez bu kârı
Günbegün artıyor bülbülün zârı
Goncasız gülşene gül yaraşır mı.
Her şairin hayatında olduğu ve şiirlerinde yer bulduğu gibi Celali'nin şiirlerinde de gece-gündüz, siyah-beyaz, acı-tatlı, sevinç-keder, inişler-çıkışlar, hicivler-mizahlar hep içiçedir. Çiçeği burnunda bir gelin, tek çocuğunun annesi iken kaybettiği ilk eşinin ardından şöyle seslenir:
Yetim gömleğini diken iğneyi
Her gün yal verdiğin topal ineği
Ayran topladığın o ak küleği
Mahşer yığınağına sakla sar götür
Üç kat arpa beş kat çavdar ekerdik
Kesmük ekmeğine hasret çekerdik
Namertlere ağu merde şekerdik
Sözünü tekrar et iftihar götür
Yetim kalmış idin emzik tavında
Gamla kavrulmuştun gençlik çağında
Bir gül yeşertmeden vuslat halında
Gönül yaraların beraber götür.
"Bayburtlu Celali ve Şiir Dünyası" adlı bu eseri hazırlayıp, ilgilenenlerin istifadesine sunan Cemal Kurnaz ve Mustafa Tatçı'ya, halk edebiyatı, tasavvuf-tekke edebiyatı meraklıları adına hasseten teşekkür ediyoruz ki; Celali Baba gibi bir şiir erbabını, bir tasavvuf erbabını yeni nesillerin, meraklı torunlarının istifadesine sundular. Kitapta yer alan şiirlerin nerede, ne zaman ve hangi vesile ile söyleyip yazıldığını gösteren "Şiirlerle ilgili açıklamalar" adlı bölüm ise; şairin yaşadığı döneme ait sosyal hayattan, ekonomik, siyasi ve kültürel hayattan çok önemli ipuçları veriyor. Celali Baba'nın Batakçı Destanı'ndan birkaç kıta okuyalım ve bakalım ki günümüzden kimleri hatırlatıyor:
Ekser batakçılar dilbaz olurlar
Başı dazdaz gözü çarpaz olurlar
Nerde sefil varsa arar bulurlar
Bu ne insaf bu ne haldir batakçı
Düğünde bayramda giyinir alı
Veresiye almış gene bu malı
Ali'nin külahı Veli'nin şalı
Emanettir sürme yere batakçı
Kimsede beş kuruş görse yapışır
Uyuz, itler gibi alır kapışır
Ver deyince basar tekme tepişir
Atar imanını nara batakçı
Okudum vasfını çektim beyaza
Dağıtsınlar şeki, Şivan, Siraz'a
Altmış para verse peşin kiraza
Tevbe çeker yetmiş kere batakçı.
Yüzyıl önceki hortumculardan bahsediyor herhalde...
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024