Penaltıyla yıkılan umutlar

Milli takımımız ayağına kadar gelen fırsatı resmen heba etti.

Her şeyden önce kaçırdığımız penaltı bu maçın en kritik anıydı.

Şimdi şunu açıkça söylemek lazım böyle bir fırsat geliyor ve bu fırsatı kullanamıyoruz.

İşin açıkçası ben neden duran topları kullanan Hakan Çalhanoğlu'nun bu penaltıyı kullanmadığını anlamadım.

Bunlar maçtan önce kararlaştırılan konulardır muhakkak ama Burak inisiyatif aldı. Bunu değerlendirmesi gerekirdi.

Maçtan önce Kuntz şans da lazım demişti. Bu doğru ama şansı kullanabilmek de lazım.

Aslında maç yediğimiz üçüncü gol ile bitmedi. Maç asıl penaltıyı kaçırdığımız anda bitti.

Ben şunu düşünüyorum bir futbol ülkesi olduğumuzu düşünüyoruz ama Dünya Kupası'na gidemiyoruz.

Üstelik maç içinde çok önemli bir fırsat da ayağımıza geliyor. Diyeceksiniz ki İtalya Makedonya'ya elendi. Tabii olabilir.

Fakat bir futbol ülkesinin böylesine kritik bir fırsatı değerlendirecek yetenekte bir penaltıcısının olması gerekmez mi?

Tamam bu güne kadar Burak birçok penaltı attı. Fakat asıl böyle bir anda penaltıyı kaçırmak iyi bir performans değil.

Maça bakınca ben maçın büyük bölümünde kötü oynadığımızı düşünüyorum. Her şeyden önce yediğimiz ikinci golü anlayamıyorum.

Uğurcan bütün vücuduyla topun geldiği köşeyi kapatıyor. Nasıl gol olduğunu anlamak mümkün değil.

90+4'te yediğimiz son gol de ise Dorukhan Leao ile girdiği ikili mücadelede yerde kalıp topu kaybediyor.

Dorukhan bu sezon ligimizin parlayan bir yıldızı. Nasıl bu kadar kolay yere düşer inanmak zor doğrusu.

Kuntz 3'lü defansı tercih etti. Bir tercih tabii. Saygıyla karşılamak lazım ama örneğin sol kanatta Berkan tercihi nasıl yapıldı anlaşılmaz bir durum.

Burası onun mevki değil. Elinizde en azından Caner var. Özellikle ilk yarı Portekiz birçok atağı bizim solumuzdan gerçekleştirdi. Kuntz'un bu tercihi resmen yanlış.

Şunu söylemek zorundayım. Eğer maç 2-2'ye gelseydi bile Portekiz bu maçı alırdı. Maç boyunca Portekiz çok akıllıca oynadı.

Maça tempolu başlamadılar ama ne zaman hücuma çıkma girişiminde bulunsak süratli şekilde savunmamızın arkasına sarkmaya çalıştılar.

Zaten ilk golün oluşumunda pozisyon savunma arkasına atılan bir topla gelişti. Yediğimiz gol basit bir goldü.

20-25 arasında girişimlerimiz oldu. 23'te altı pas içinde Berkan'ın kafası auta çıktı.

İkinci yarı da oyunumuzda çok büyük değişiklik olmadı. Golümüzün geldiği 65. dakikanın öncesi ve sonrası Cengiz bir miktar inisiyatif aldı.

Nitekim golümüz Cengiz Burak işbirliği ile geldi. Cengiz'in ön plana çıkması şunu da düşündürüyor.

Bu takımın merkezdeki oyun kurucuları kim Orkun ve Hakan Çalhanoğlu. Peki Hakan ve Orkun bu anlamda ne yaptılar.

Bence çok fazla bir şey yapamadılar. Hakan Serie A'da oynayan önemli bir oyuncu ve Orkun Hollanda'da üst üste 2 kere ayın futbolcusu seçildi.

Böyle oyuncuların bu kadar kötü performans sergilemesi inanılmaz. Her halde burada 3'lü oynamanın bir etkisi olması lazım.

Kuntz maçtan önce futbol gündelik sonuçlar ile değerlendirilir demişti. Tabii bu tespit çok doğru.

Olması gereken bunun aksi ama böyle bir şeyin gerçekleşmesi günümüz şartlarında pek mümkün değil.

Bir Dünya Kupası'na daha gidemiyoruz. Bu durum futbolumuzu olumlu etkileyecek bir durum değil.

Her maç bir tecrübe. Dünya Kupası da önemli tecrübe. Şimdi artık biraz gündelik sonuçların ötesine bakarak futbolumuzu geliştirmeye çalışalım.