Ne olduysa, sayın Erdoğan'ın Hürriyet Gazetesi Frankfurt tesislerinin açılışı münasebetiyle Aydın Doğan'ın özel davetlisi olarak üç liderden biri olarak Almanya'ya gitmesinden sonra oldu.
Diğer ikisi Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller'di.
İşte o, kimilerine göre AB içtiması demek olan buluşmadan sonra bir garip haller oldu.
İki haftadır, "değişen" Tayyip, "değişmez" sanılan Fatih Altaylı'yla karşı karşıya geldi. Aralarındaki ahbap-çavuş türü "ilişki," görenleri hayrete düşürdü. Tayyip'in değiştiğine asla inanmayan Altaylı, değişmede Tayyip'i çoktan solladı bile.
Bir bakın değişene,
Bir bakın değişiyor,
Bir bakın değişe,
Bir bakın değişe,
Bakın değişe,
Bakın değişe...
Çok değil, yaklaşık dört ay önceki Altaylı ile dört ay sonraki Altaylı'yı kıyaslamanız için size iki Altaylı makalesi sunuyorum, hem de noktasına, virgülüne dokunmadan:
"Radikal İslamcı, radikal dönek"SHOW TV Haber'e verilen bant kıyameti koparttı. Tayyip Erdoğan bir kez daha 'yakalandı'.
Bantta bir yenilik yok.
Bildik Tayyip Erdoğan. Laik cumhuriyete söven, kendinden olmayan herkesi karalayan, nifak sokucu, bozguncu, ordu aleyhtarı...
Bu bantlardan binlercesi var.
Böyle bir konuşmadan dolayı daha önce zaten Tayyip Bey de, 'içeriyi görmüştü'.
Bant bir hatırlatma olarak önem taşıyor sadece, bilinmeyen bir şeyi gündeme koymuyor.
Tayyip Erdoğan ise dün yine 'yanıt' verdi.
'O bantlar eski. Ben eskiden öyleydim.'
İşte bu inanılmaz.
Ben komünistken liberal olan gördüm.
Liberalken sosyalist olan gördüm.
Sosyalistken, oportünist olan gördüm.
Hepsiyken Makyavelist olan gördüm.
Ama Tayyip Erdoğan gibisini görmedim.
Ne oldu, iki kere ABD'ye gitti, iktidarın kokusunu aldı 'dinsiz' mi oldu?
'Referansı' artık İslam değil mi?
Artık dünyada 'hak düzeni' istemiyor mu?
Ve tabii eğer bütün bunlardan 'döndüyse'...
Bu kadar radikal bir 'dönek'e, bu millet nasıl güvenecek?
Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek?"
(18.04.2002 Hürriyet Gazetesi/Fatih Altaylı)
Ak fıkraBir okurum Tayyip Erdoğan'ın değişimini bir fıkrayla özetlemeye çalışmış.
Aktarıyorum:
"Gayet temiz giyimli bir adam bara girer. Kibar bir şekilde barmene 'Beş bira. Hepsi birlikte gelsin' der.
Barmen beş birayı bardaklara doldurur ve adamın önüne koyar.
Adam biraları ardı ardına yuvarlar. Ardından barın üzerine çıkıp pantolonunu indirerek içerdekilerin üzerine işemeye başlar.
Deliye dönen barmen adamı tekme tokat bardan dışarı atar ve 'Bir daha bu bara geleyim deme' diye tehdit eder.
Adam 'Çok üzgünüm. Elimde olmadan yaptım. Pişmanım. Özür dilerim' diye yalvarır ama kapının önüne koyulmaktan kurtulamaz.
Aradan bir iki yıl geçer.
Aynı adam aynı bara gelir.
Bu kez bıyık bırakmış, giyim tarzını değiştirmiştir.
Fakat barmen adamı tanır.
'Seni tanıdım. Çabuk defol. Yoksa yine sopayı yersin' der.
Fakat adam 'Merak etmeyin. Çok değiştim. İki yıl önceki ben değilim' der. Ses tonu ve tavrı etkileyicidir. Barmen adama bir şans daha vermek gerektiğini düşünür.
Adam yine beş bira ister. Barmen yine beş birayı yan yana bara dizer.
Adam yine biraları peş peşe içer ve bir kez daha barın üzerine çıkıp milletin üzerine işemeye başlar.
Barmen yine öfkeden kudurur. Adamı yaka paça dışarı atarken sorar: 'Ulan şerefsiz hani değişmiştin?'
'Değiştim' der müşteri. 'Artık yaptığımdan pişman olmuyorum, özür falan da dilemiyorum.''
(04.09.2001Hürriyet Gazetesi/Fatih Altaylı)
Son bir soru bizden:Siz;
Namı Tonya'yı,
Şöhreti Hanya'yı,
Şairliği Kenya'yı,
İcazeti Tanzanya'yı,
Hizmetleri Ruanda'yı,
aşmış biri olmasanız da, sade/katışıksız bir vatandaş olarak yukarıdaki hakaretleri size yapan bir kişiyi, "emir büyük yerden" de olsa muhatap alır mısınız?
Diğer ikisi Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller'di.
İşte o, kimilerine göre AB içtiması demek olan buluşmadan sonra bir garip haller oldu.
İki haftadır, "değişen" Tayyip, "değişmez" sanılan Fatih Altaylı'yla karşı karşıya geldi. Aralarındaki ahbap-çavuş türü "ilişki," görenleri hayrete düşürdü. Tayyip'in değiştiğine asla inanmayan Altaylı, değişmede Tayyip'i çoktan solladı bile.
Bir bakın değişene,
Bir bakın değişiyor,
Bir bakın değişe,
Bir bakın değişe,
Bakın değişe,
Bakın değişe...
Çok değil, yaklaşık dört ay önceki Altaylı ile dört ay sonraki Altaylı'yı kıyaslamanız için size iki Altaylı makalesi sunuyorum, hem de noktasına, virgülüne dokunmadan:
"Radikal İslamcı, radikal dönek"SHOW TV Haber'e verilen bant kıyameti koparttı. Tayyip Erdoğan bir kez daha 'yakalandı'.
Bantta bir yenilik yok.
Bildik Tayyip Erdoğan. Laik cumhuriyete söven, kendinden olmayan herkesi karalayan, nifak sokucu, bozguncu, ordu aleyhtarı...
Bu bantlardan binlercesi var.
Böyle bir konuşmadan dolayı daha önce zaten Tayyip Bey de, 'içeriyi görmüştü'.
Bant bir hatırlatma olarak önem taşıyor sadece, bilinmeyen bir şeyi gündeme koymuyor.
Tayyip Erdoğan ise dün yine 'yanıt' verdi.
'O bantlar eski. Ben eskiden öyleydim.'
İşte bu inanılmaz.
Ben komünistken liberal olan gördüm.
Liberalken sosyalist olan gördüm.
Sosyalistken, oportünist olan gördüm.
Hepsiyken Makyavelist olan gördüm.
Ama Tayyip Erdoğan gibisini görmedim.
Ne oldu, iki kere ABD'ye gitti, iktidarın kokusunu aldı 'dinsiz' mi oldu?
'Referansı' artık İslam değil mi?
Artık dünyada 'hak düzeni' istemiyor mu?
Ve tabii eğer bütün bunlardan 'döndüyse'...
Bu kadar radikal bir 'dönek'e, bu millet nasıl güvenecek?
Bir daha ne zaman ve nereye döneceğini kim bilecek?"
(18.04.2002 Hürriyet Gazetesi/Fatih Altaylı)
Ak fıkraBir okurum Tayyip Erdoğan'ın değişimini bir fıkrayla özetlemeye çalışmış.
Aktarıyorum:
"Gayet temiz giyimli bir adam bara girer. Kibar bir şekilde barmene 'Beş bira. Hepsi birlikte gelsin' der.
Barmen beş birayı bardaklara doldurur ve adamın önüne koyar.
Adam biraları ardı ardına yuvarlar. Ardından barın üzerine çıkıp pantolonunu indirerek içerdekilerin üzerine işemeye başlar.
Deliye dönen barmen adamı tekme tokat bardan dışarı atar ve 'Bir daha bu bara geleyim deme' diye tehdit eder.
Adam 'Çok üzgünüm. Elimde olmadan yaptım. Pişmanım. Özür dilerim' diye yalvarır ama kapının önüne koyulmaktan kurtulamaz.
Aradan bir iki yıl geçer.
Aynı adam aynı bara gelir.
Bu kez bıyık bırakmış, giyim tarzını değiştirmiştir.
Fakat barmen adamı tanır.
'Seni tanıdım. Çabuk defol. Yoksa yine sopayı yersin' der.
Fakat adam 'Merak etmeyin. Çok değiştim. İki yıl önceki ben değilim' der. Ses tonu ve tavrı etkileyicidir. Barmen adama bir şans daha vermek gerektiğini düşünür.
Adam yine beş bira ister. Barmen yine beş birayı yan yana bara dizer.
Adam yine biraları peş peşe içer ve bir kez daha barın üzerine çıkıp milletin üzerine işemeye başlar.
Barmen yine öfkeden kudurur. Adamı yaka paça dışarı atarken sorar: 'Ulan şerefsiz hani değişmiştin?'
'Değiştim' der müşteri. 'Artık yaptığımdan pişman olmuyorum, özür falan da dilemiyorum.''
(04.09.2001Hürriyet Gazetesi/Fatih Altaylı)
Son bir soru bizden:Siz;
Namı Tonya'yı,
Şöhreti Hanya'yı,
Şairliği Kenya'yı,
İcazeti Tanzanya'yı,
Hizmetleri Ruanda'yı,
aşmış biri olmasanız da, sade/katışıksız bir vatandaş olarak yukarıdaki hakaretleri size yapan bir kişiyi, "emir büyük yerden" de olsa muhatap alır mısınız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024