Feyiz, bereket ve nur ayı olan mübârek Ramazan ayı, ümmet-i Muhammed'e hayırlı, uğurlu olsun.
Bu ay öyle bir ay ki, İslâm alimleri, bu ayın değer ve kıymetini yaza yaza, öve öve bitiremiyorlar.
İslam âlimlerinin "Müceddid-i Elfi Sâni" olarak kabul ettikleri yani Peygamberimiz'den sonraki "İkinci binin yenileyicisi" olarak övdükleri, yüksek alim, tasavvuf erbabı ve büyük veli İmâm-ı Rabbâni Hazretleri (ks) Mektûbât isimli meşhur eserinin 1. cild 162. mektubunda Ramazan ayı hakkında bilgi veriyor.
Onun verdiği bilgileri kendi ifademizle aktarmaya çalışalım:
Allah'ın kelam sıfatı zâtının tecellilerindendir.
Öyle ki, Cenab-ı Hakk'ın zat ve sıfatlarının bütün üstünlük ve tecellileri kelâm sıfatının içinde yer almaktadır.
Aynen onun gibi, hâyır ve bereketlerin tamamı da Ramazan ayının içinde mevcuttur.
Şu bir gerçektir ki, her hayır ve bereket Allah'tan, her kötülük ve noksanlık da, yaratılanların kendilerindendir.
Nitekim, "Sana ne iyilik gelmişse hepsi Allah'tan, ne kötülük gelmişse o da kendindendir" âyeti (Nisâ/79) bu hususta kesin delildir.
Her türlü hayrın Ramazan ayında bulunmasının izahı şudur:
Kur'an-ı Kerim, Allah kelamı olması sebebiyle, "Kelâm" şânının tecellisidir.
"Kelâm" şânında Cenab-ı Hakk'ın zâtının bütün üstünlükleri olduğu için, bütün hayırlar Kur'an'da toplanmıştır.
Ramazan ayı ile Kur'an arasında ise eksiksiz bir bağ ve tam bir irtibat vardır.
Kur'an'ın, Ramazan ayında indirilmesinin sebebi, Ramazan ve Kur'an arasındaki bu alakadan ileri gelmektedir.
Yani, Ramazan ayının sonsuz hayırları, Kur'an'daki üstünlüklerden ileri gelmektedir.
Kadir Gecesi de bu ayda olup Ramazan'ın özüdür.
Ramazan ayı çekirdeğin kabuğu ise, Kadir Gecesi de o çekirdeğin içidir.
Onun için, bir kimse Ramazan ayında ibâdetlere tam yapışır, onun hayır ve bereketlerinden lezzet alırsa/alabilirse, o senenin tamamında da öyle olur. Bütün sene boyunca nice hayır ve bereketlere kavuşur.
Allah-ü Teâlâ Hazretleri hepimizi bu mübârek ayın hayır ve bereketlerine kavuştursun ve bizi bu büyük rızıkla nasiplendirsin. (Âmin)
***
Resûlullah Efendimiz (sav) buyurdular ki:
"Sizden, iftar edecek kimse iftarını hurma ile yapsın. Çünkü hurma berekettir."
Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, kendileri de iftarını hurma ile yaparlardı.
Hurmada bereket olmasının sebebi şudur:
Hurma ağacının yaratılmasında, insanın yaratılmasında olduğu gibi, topluluk ve adâlet vardır.
Hurma ağacı, Âdem Aleyhisselam'ın yaratıldığı çamurun kalanından yaratılmıştır.
Bunun içindir ki Peygamberimiz onun hakkında,
"Hurma ağacı Âdemoğlunun halasıdır" buyurmuştur.
Ve buyurmuşlardır ki:
"Halanız olan hurma ağacına hürmet ediniz. O, Âdem Aleyhisselam'ın yaratıldığı çamurun kalanından yaratılmıştır."
Hazret-i Resûl-i Ekrem Efendimiz'in hurma hakkında "Berekettir" buyurmasının sebebi, hurmada her şeyin bulunduğundandır.
Oruçlu kimse iftarını hurma ile yaparsa, yediği hurma o insanın dokusu, parçası olur.
Böylece hurmada bulunan her şey, o insanın vücuduna intikal etmiş, Allah'ın hurmanın içine yerleştirdiği sonsuz üstünlükler, yiyene de geçmiş olur.
Bu fayda, hurma yiyen herkeste olursa da, oruçlu kimseye ayrıca ve hususi faydası vardır.
Oruçlu kimse, yasaklanan şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden uzak olduğu için, onun hurmadan istifadesi çok fazla olur.
***
Peygamberimiz Aleyhisselam,
"Mü'minin sahurunun hurma ile olması ne güzeldir" buyurarak, sahurda da hurma yemenin faydasına işaret etmektedirler.
Bu da, hurmanın insan dokularına karışıp insanın hakikatini tamamladığı içindir.
Oruçluyken herhangi bir gıda alınamayacağı ve hurmada da çeşitli yemeklerde bulunan gıdalar bulunduğu için, sahurda da hurma yemek tavsiye edilmektedir.
Bu tavsiye, elbette ki sahurda yenilecek şeyin sadece hurmadan ibaret olacağı şeklinde değildir.
Hurma, yiyenin vücudunda bir parça olduğundan, sahurda hurma yiyen kişi çeşitli yemekler yemiş gibi gıda almış olur ve tesiri iftar vaktine kadar devam eder.
***
Hurmanın bu maddi ve manevi faidesi, dinî ölçülere uygun olarak hareket edildiği ve azıcık da olsa ayrılık bulunmadığı takdirdedir.
Hurma, sadece bir meyve olarak yenirse, faidesi de sadece maddi olur.
Hurmanın bereketi bilinerek ve hakikatine erilerek yenirse, bereketlerine de kavuşulur. O zaman hurma insanın manevi bünyesini de beslemiş olur.
Hurma bulunmadığı zaman, iftardan önce zeytin, tuz veya su alınmalıdır.
Ondan sonra yemeğe devam edilir.
Gün boyunca aç kalan vücut, iftar yemeğiyle gevşer ve insana ağırlık çöker.
Bu durumda, akşam namazını kılmakta tembellik gösterenler, önce birkaç lokma atıştırıp namazlarını kılmalı, sonra yemeklerine devam etmelidirler.
Ramazan'da, iftarı hemen yapıp, sahuru ise geç, yani gecenin sonuna doğru imsak vaktine yakın yapmakta da maddi ve manevi faideler vardır.
Mübârek Ramazan ayı, bütün Müslümanlar'a hayırlı olsun.
Bu ay öyle bir ay ki, İslâm alimleri, bu ayın değer ve kıymetini yaza yaza, öve öve bitiremiyorlar.
İslam âlimlerinin "Müceddid-i Elfi Sâni" olarak kabul ettikleri yani Peygamberimiz'den sonraki "İkinci binin yenileyicisi" olarak övdükleri, yüksek alim, tasavvuf erbabı ve büyük veli İmâm-ı Rabbâni Hazretleri (ks) Mektûbât isimli meşhur eserinin 1. cild 162. mektubunda Ramazan ayı hakkında bilgi veriyor.
Onun verdiği bilgileri kendi ifademizle aktarmaya çalışalım:
Allah'ın kelam sıfatı zâtının tecellilerindendir.
Öyle ki, Cenab-ı Hakk'ın zat ve sıfatlarının bütün üstünlük ve tecellileri kelâm sıfatının içinde yer almaktadır.
Aynen onun gibi, hâyır ve bereketlerin tamamı da Ramazan ayının içinde mevcuttur.
Şu bir gerçektir ki, her hayır ve bereket Allah'tan, her kötülük ve noksanlık da, yaratılanların kendilerindendir.
Nitekim, "Sana ne iyilik gelmişse hepsi Allah'tan, ne kötülük gelmişse o da kendindendir" âyeti (Nisâ/79) bu hususta kesin delildir.
Her türlü hayrın Ramazan ayında bulunmasının izahı şudur:
Kur'an-ı Kerim, Allah kelamı olması sebebiyle, "Kelâm" şânının tecellisidir.
"Kelâm" şânında Cenab-ı Hakk'ın zâtının bütün üstünlükleri olduğu için, bütün hayırlar Kur'an'da toplanmıştır.
Ramazan ayı ile Kur'an arasında ise eksiksiz bir bağ ve tam bir irtibat vardır.
Kur'an'ın, Ramazan ayında indirilmesinin sebebi, Ramazan ve Kur'an arasındaki bu alakadan ileri gelmektedir.
Yani, Ramazan ayının sonsuz hayırları, Kur'an'daki üstünlüklerden ileri gelmektedir.
Kadir Gecesi de bu ayda olup Ramazan'ın özüdür.
Ramazan ayı çekirdeğin kabuğu ise, Kadir Gecesi de o çekirdeğin içidir.
Onun için, bir kimse Ramazan ayında ibâdetlere tam yapışır, onun hayır ve bereketlerinden lezzet alırsa/alabilirse, o senenin tamamında da öyle olur. Bütün sene boyunca nice hayır ve bereketlere kavuşur.
Allah-ü Teâlâ Hazretleri hepimizi bu mübârek ayın hayır ve bereketlerine kavuştursun ve bizi bu büyük rızıkla nasiplendirsin. (Âmin)
***
Resûlullah Efendimiz (sav) buyurdular ki:
"Sizden, iftar edecek kimse iftarını hurma ile yapsın. Çünkü hurma berekettir."
Peygamber Efendimiz Aleyhisselam, kendileri de iftarını hurma ile yaparlardı.
Hurmada bereket olmasının sebebi şudur:
Hurma ağacının yaratılmasında, insanın yaratılmasında olduğu gibi, topluluk ve adâlet vardır.
Hurma ağacı, Âdem Aleyhisselam'ın yaratıldığı çamurun kalanından yaratılmıştır.
Bunun içindir ki Peygamberimiz onun hakkında,
"Hurma ağacı Âdemoğlunun halasıdır" buyurmuştur.
Ve buyurmuşlardır ki:
"Halanız olan hurma ağacına hürmet ediniz. O, Âdem Aleyhisselam'ın yaratıldığı çamurun kalanından yaratılmıştır."
Hazret-i Resûl-i Ekrem Efendimiz'in hurma hakkında "Berekettir" buyurmasının sebebi, hurmada her şeyin bulunduğundandır.
Oruçlu kimse iftarını hurma ile yaparsa, yediği hurma o insanın dokusu, parçası olur.
Böylece hurmada bulunan her şey, o insanın vücuduna intikal etmiş, Allah'ın hurmanın içine yerleştirdiği sonsuz üstünlükler, yiyene de geçmiş olur.
Bu fayda, hurma yiyen herkeste olursa da, oruçlu kimseye ayrıca ve hususi faydası vardır.
Oruçlu kimse, yasaklanan şehvetlerden ve dünyanın geçici zevklerinden uzak olduğu için, onun hurmadan istifadesi çok fazla olur.
***
Peygamberimiz Aleyhisselam,
"Mü'minin sahurunun hurma ile olması ne güzeldir" buyurarak, sahurda da hurma yemenin faydasına işaret etmektedirler.
Bu da, hurmanın insan dokularına karışıp insanın hakikatini tamamladığı içindir.
Oruçluyken herhangi bir gıda alınamayacağı ve hurmada da çeşitli yemeklerde bulunan gıdalar bulunduğu için, sahurda da hurma yemek tavsiye edilmektedir.
Bu tavsiye, elbette ki sahurda yenilecek şeyin sadece hurmadan ibaret olacağı şeklinde değildir.
Hurma, yiyenin vücudunda bir parça olduğundan, sahurda hurma yiyen kişi çeşitli yemekler yemiş gibi gıda almış olur ve tesiri iftar vaktine kadar devam eder.
***
Hurmanın bu maddi ve manevi faidesi, dinî ölçülere uygun olarak hareket edildiği ve azıcık da olsa ayrılık bulunmadığı takdirdedir.
Hurma, sadece bir meyve olarak yenirse, faidesi de sadece maddi olur.
Hurmanın bereketi bilinerek ve hakikatine erilerek yenirse, bereketlerine de kavuşulur. O zaman hurma insanın manevi bünyesini de beslemiş olur.
Hurma bulunmadığı zaman, iftardan önce zeytin, tuz veya su alınmalıdır.
Ondan sonra yemeğe devam edilir.
Gün boyunca aç kalan vücut, iftar yemeğiyle gevşer ve insana ağırlık çöker.
Bu durumda, akşam namazını kılmakta tembellik gösterenler, önce birkaç lokma atıştırıp namazlarını kılmalı, sonra yemeklerine devam etmelidirler.
Ramazan'da, iftarı hemen yapıp, sahuru ise geç, yani gecenin sonuna doğru imsak vaktine yakın yapmakta da maddi ve manevi faideler vardır.
Mübârek Ramazan ayı, bütün Müslümanlar'a hayırlı olsun.
Ali Eren / diğer yazıları
- Alın size Avrupa'dan taze cevap / 16.03.2002
- Derviş'e ODTÜ'yü dar etmek / 02.03.2002
- Bayram sonrası düşünceleri / 26.02.2002
- Artık açıkça "ha kilese ha câmi" diyebiliyorlar / 16.02.2002
- Müfsidi Kebir (Büyük Fesatçı) / 13.02.2002
- Bir maskara / 12.02.2002
- Tarihe ve zihinlere bir-iki hatıra kaydı / 09.02.2002
- Başbakanlığı al, neyi ver? / 02.02.2002
- Papa'nın davet etmemesine üzülünür (!) / 26.01.2002
- Bizi, onlarca sene dinsiz tanıtmışlar / 19.01.2002
- Derviş'e ODTÜ'yü dar etmek / 02.03.2002
- Bayram sonrası düşünceleri / 26.02.2002
- Artık açıkça "ha kilese ha câmi" diyebiliyorlar / 16.02.2002
- Müfsidi Kebir (Büyük Fesatçı) / 13.02.2002
- Bir maskara / 12.02.2002
- Tarihe ve zihinlere bir-iki hatıra kaydı / 09.02.2002
- Başbakanlığı al, neyi ver? / 02.02.2002
- Papa'nın davet etmemesine üzülünür (!) / 26.01.2002
- Bizi, onlarca sene dinsiz tanıtmışlar / 19.01.2002