Rota değişikliği

Atatürk'ün ölümden sonra yüzünü batıya dönen Türkiye, 
Bazen dörtnala, bazen yürüyüş hızında batılı ülkelere ulaşmaya çalışıyor. 
Yarım asırdan fazla bir süredir yolculuk devam etmesine rağmen Batı ile arasındaki mesafe hiç azalmıyor. 
Bu yolculukta, "önümüze konan kısa hedeflere varalım",
"Ev ödevlerimizi yapalım" derken tükenip bitme noktasına geldik. 
Bir de batı ülkeleri ile iyi olacağız derken tüm komşularımız ile kötü olduk. 
Batının karşında en önemli güç olan Rusya ile kötü olduk. 
Ve tabii ki, hem ekonomik hem de siyasi olarak çok ciddi zarar da gördük.
Rus uçağının düşürülmesi sonrasında "Akşam namazını Moskova'da kılarız", "Ruslara unutamayacakları bir ders verdik", "Helal olsun hükümete" diyenlere Prof. Dr. Haydar Baş başta olmak üzere biz;
Bunun çok yanlış olduğunu, bu olayın, bizi batının kucağına ittiğini çok anlatmaya çalıştık. Tabanda anlayan oldu mu, bilmem
Ancak iktidar/Sayın Cumhurbaşkanımız anlamış görünüyor. 
Rusya'dan özür dilemesi ve Rusya ile normalleşme sürecinin başlaması, hatadan dönüldüğünü gösteriyor. 
Batıya olan yolculuk sürecinde Türkiye'nin, bölgede, hemen her ülke ile kötü olduğu malum.  
İktidarın bölge ülkeleri ile de iyi ilişkiler kurma hazırlığı, bu hatadan da dönüleceğini gösteriyor ki bunlar olumlu gelişmeler.
İş tam da bu süreçte Atatürk Havalimanında yaşanan terör saldırısının arkasında kimlerin olabileceği iyi düşünülmesi gerekir. 
Yüzde yüz isabet ile tespitler yapan Prof. Dr. Haydar Baş, yaşanan bu terör saldırısının arkasında Türkiye'nin rotasını değiştirmesini istemeyen güçlerin olduğunu söylüyor.
Ve ekliyor: "Partilerimizi bir tarafa bırakıp, bu konuda doğru bir adım atan hükümeti desteklememiz gerekir. Aksi halde bu karanlık güçler, bu tarz olaylarla yıldırıp eski mecrasına döndürebilirler." 
Vatan ve millet için siyaset yapmak ve siyaseti firaset ile yapmak bu olsa gerek.