Dinlerarası diyalog çalışmalarının acı-zehirli meyveleri çıkmaya başladı. Yeni dindarlar (!) türedi. Toplumumuzdan güncel örnekler aktaralım:
- Esnafın biri hararetle savunuyor ve diyor ki: “Çocuğumun önüne 4 kitabı koyacağım. İstediğini seçsin...” (Yani Hristiyan olabilir, mahzuru yok!...)
- Kur’an kursunda, çocuklara Kur’an öğreten bayan öğretici, dersin en heyecanlı anında diyor ki: “Ah, çocuklar, bu dersi bir de kilisede yapsak, ne iyi olur değil mi ?” (Kiliseyi Kur’an talebelerine şirin gösterme, sevdirme gayreti…)
- Taksi şoförü ile sohbet ederken, açılan apartman altı kilise evlerinin 40.000’e ulaştığını ifade edince, “olsun” dedi. “Ama, Türk çocukları oraya götürülüyor, kandırılıp Hıristiyan yapılıyor.” “Olsun” dedi. “Ama yarın senin çocuğunu da götürecekler.” “Olsun” dedi. “Çocuğun da Hıristiyan olacak!” “Olsun” dedi.
- Lise öğrencisi (Müslümanın çocuğu), elinde İncil ile okula geliyor. “Arkadaşlar bunu da okuyalım” diyor.
- Kuruyemişçi bir esnaf anlatıyor: “Sabah kahvaltısında, kardeşimle Hıristiyan ve Yahudilerin ahiretteki durumları ve Kur’an’daki onlar hakkındaki buyruklar üzerine konuşuyorduk. Ben, onların müşrik, Kur’an’ı ve Peygamberimizi inkar eden kâfirler olduklarını ve ebedi cehennemlik olduklarını söyledim. Bunun üzerine etrafımızda oynayan yeğenlerimizden biri, “Dayı, dayı niye öyle söylüyorsun? Hıristiyanlar da, Yahudiler de cennete girecek!” dedi. 11-12 yaşında diyalogcuların kolejinde okuyan yeğenimin inancı bu..
- Soruyorsun, diyalogcu çevrede bulunan (ablaların, ağabeylerin yetiştirdiği) gençlere, “Yahudi ve Hıristiyanların, İslam’a göre, ahirette ki durumu nedir?” Verdikleri cevap: “Cennetliktirler!” (Bu turnusol kağıdı gibi sorudur).
- Beş vakit namazını kılan haftada 3 gün diyalize girmesine rağmen, Ramazan orucunu bozmayıp tutan hacı amca, caminin içinde diyor ki: “Bu Alman Başbakanı var ya! Cennete girecek. Şu kadar insanımıza iş verdi…” (Tabii ki önceleri Edison cennete konulunca arkası da geldi).
- Cuma cemaatinden bir genç esnaf ısrarla dükkanına davet etti. Ziyarete gidildiğinde, diyalog konuları açıldı. Hemen çekmecesine elini attı ve İncili çıkararak “ben İncil okuyorum” dedi. İnciller, esnafın çekmecesinde artık.
- Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanıyken diyordu ki: “Biz çocuklarımızın önüne her çeşit yemekten koyacağız. Çorbası, tatlısı, kebabı vs… O istediğini seçsin.” Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm, İslam hepsini öğreteceğiz, dilediğini seçsin. (Yani Hıristiyan da olabilir, Budist de…)
- Bir doktor arkadaş anlatıyor: Oğlu vefat eden bir arkadaşımıza gittik. Başsağlığı diledik. Bir Yasin okuyup bağışlayalım ruhuna dedik. Orada oturan biri de, kırmızı kitabı çıkardı ve “taziye bölümünü okuyalım” dedi. Artık Kur’an yerine neleri koydular…
- “Abiye ve ablaya” teslim bir gençlik var. Ne öğretiyor bu abiler, bu ablalar? Okul derslerine yardım ederken, namaza başlayın, nafile oruç tutun, gece namaza kalkın derken ne öğretiyorlar? “Ehl-i kitapla amentüde ittifakımız var. Onlar da cennete gidecek” inancını, ABD ve AB sevdasını, papaz ve kilise muhabbetini aşılıyor.
- Bir lisede öğretmen, “hayretler içinde kaldım” diyor. “Lise 3. sınıf öğrencisi bir kızımız, bana geldi ve dedi ki: Hocam! Allah erkek midir, kadın mıdır?” Dinimizi, Rabbimizi gençlerimize öğretemeyince, diyalogcular da teslis ile tevhidi birbirine karıştırıp sununca, Hıristiyanlık öğretisi çocukların kalbini şüphelerle dolduruyor.
Çok daha fazlası çevrenizde mutlaka vardır, bu örneklerin… 2010-2012 arasındaki 10 yıllık eğitimin, diyalog fitnesinin sonucu bunlar… Bugün 10 yaşındaki çocuklarımız 2022’de 20 yaşında olacak. O zaman bakalım fitnenin boyutu nereye savuracak gençlerimizi…
Allah korusun…
Bütün bunları düşünürken, 2002 yılında, Trabzon Atatürk Meydanı’nda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın “AKP’yi iktidar ederseniz göreceksiniz, Türk çocukları Hıristiyanlaştırılacak” sözleri kulağımda çınladı. Ne kadar da haklıymış değil mi?
- Esnafın biri hararetle savunuyor ve diyor ki: “Çocuğumun önüne 4 kitabı koyacağım. İstediğini seçsin...” (Yani Hristiyan olabilir, mahzuru yok!...)
- Kur’an kursunda, çocuklara Kur’an öğreten bayan öğretici, dersin en heyecanlı anında diyor ki: “Ah, çocuklar, bu dersi bir de kilisede yapsak, ne iyi olur değil mi ?” (Kiliseyi Kur’an talebelerine şirin gösterme, sevdirme gayreti…)
- Taksi şoförü ile sohbet ederken, açılan apartman altı kilise evlerinin 40.000’e ulaştığını ifade edince, “olsun” dedi. “Ama, Türk çocukları oraya götürülüyor, kandırılıp Hıristiyan yapılıyor.” “Olsun” dedi. “Ama yarın senin çocuğunu da götürecekler.” “Olsun” dedi. “Çocuğun da Hıristiyan olacak!” “Olsun” dedi.
- Lise öğrencisi (Müslümanın çocuğu), elinde İncil ile okula geliyor. “Arkadaşlar bunu da okuyalım” diyor.
- Kuruyemişçi bir esnaf anlatıyor: “Sabah kahvaltısında, kardeşimle Hıristiyan ve Yahudilerin ahiretteki durumları ve Kur’an’daki onlar hakkındaki buyruklar üzerine konuşuyorduk. Ben, onların müşrik, Kur’an’ı ve Peygamberimizi inkar eden kâfirler olduklarını ve ebedi cehennemlik olduklarını söyledim. Bunun üzerine etrafımızda oynayan yeğenlerimizden biri, “Dayı, dayı niye öyle söylüyorsun? Hıristiyanlar da, Yahudiler de cennete girecek!” dedi. 11-12 yaşında diyalogcuların kolejinde okuyan yeğenimin inancı bu..
- Soruyorsun, diyalogcu çevrede bulunan (ablaların, ağabeylerin yetiştirdiği) gençlere, “Yahudi ve Hıristiyanların, İslam’a göre, ahirette ki durumu nedir?” Verdikleri cevap: “Cennetliktirler!” (Bu turnusol kağıdı gibi sorudur).
- Beş vakit namazını kılan haftada 3 gün diyalize girmesine rağmen, Ramazan orucunu bozmayıp tutan hacı amca, caminin içinde diyor ki: “Bu Alman Başbakanı var ya! Cennete girecek. Şu kadar insanımıza iş verdi…” (Tabii ki önceleri Edison cennete konulunca arkası da geldi).
- Cuma cemaatinden bir genç esnaf ısrarla dükkanına davet etti. Ziyarete gidildiğinde, diyalog konuları açıldı. Hemen çekmecesine elini attı ve İncili çıkararak “ben İncil okuyorum” dedi. İnciller, esnafın çekmecesinde artık.
- Hüseyin Çelik, Milli Eğitim Bakanıyken diyordu ki: “Biz çocuklarımızın önüne her çeşit yemekten koyacağız. Çorbası, tatlısı, kebabı vs… O istediğini seçsin.” Hıristiyanlık, Musevilik, Budizm, İslam hepsini öğreteceğiz, dilediğini seçsin. (Yani Hıristiyan da olabilir, Budist de…)
- Bir doktor arkadaş anlatıyor: Oğlu vefat eden bir arkadaşımıza gittik. Başsağlığı diledik. Bir Yasin okuyup bağışlayalım ruhuna dedik. Orada oturan biri de, kırmızı kitabı çıkardı ve “taziye bölümünü okuyalım” dedi. Artık Kur’an yerine neleri koydular…
- “Abiye ve ablaya” teslim bir gençlik var. Ne öğretiyor bu abiler, bu ablalar? Okul derslerine yardım ederken, namaza başlayın, nafile oruç tutun, gece namaza kalkın derken ne öğretiyorlar? “Ehl-i kitapla amentüde ittifakımız var. Onlar da cennete gidecek” inancını, ABD ve AB sevdasını, papaz ve kilise muhabbetini aşılıyor.
- Bir lisede öğretmen, “hayretler içinde kaldım” diyor. “Lise 3. sınıf öğrencisi bir kızımız, bana geldi ve dedi ki: Hocam! Allah erkek midir, kadın mıdır?” Dinimizi, Rabbimizi gençlerimize öğretemeyince, diyalogcular da teslis ile tevhidi birbirine karıştırıp sununca, Hıristiyanlık öğretisi çocukların kalbini şüphelerle dolduruyor.
Çok daha fazlası çevrenizde mutlaka vardır, bu örneklerin… 2010-2012 arasındaki 10 yıllık eğitimin, diyalog fitnesinin sonucu bunlar… Bugün 10 yaşındaki çocuklarımız 2022’de 20 yaşında olacak. O zaman bakalım fitnenin boyutu nereye savuracak gençlerimizi…
Allah korusun…
Bütün bunları düşünürken, 2002 yılında, Trabzon Atatürk Meydanı’nda BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın “AKP’yi iktidar ederseniz göreceksiniz, Türk çocukları Hıristiyanlaştırılacak” sözleri kulağımda çınladı. Ne kadar da haklıymış değil mi?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Dr. Abdullah Terzi / diğer yazıları
- “Tüketim en büyük kaynaktır” / 11.12.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019
- Mesaj TV’ye kavuştuk / 06.12.2019
- NATO neye yarar ki? / 04.12.2019
- Haydar Baş Çin’de değil, Türkiye’de / 28.11.2019
- Erdoğan–Trump görüşmesi ve Sayın Baş / 16.11.2019
- ‘ABD bitmiştir’ / 01.11.2019
- Bu Meclis off! / 28.10.2019
- ‘Bağımsızlık güneşi doğuyor’ / 25.10.2019
- Kolay değil 18 yıl geçti… / 26.09.2019
- ‘Materyalizm ne saçma şey!’ / 19.08.2019