Sadaka, fakirin hakkı olup, yerine ulaşmadığı taktirde alan da veren de sorumludur. Çünkü, ihtiyaç sahibini aramak bulmak; sadakayı veren için mecburi bir görevdir. Bu konuda çok ciddi bir uyarı mevcuttur;Hârise İbnu Vehb (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Sadaka verin. Kişinin eline parayı alıp sadaka olarak vermek üzere çıktığı ve fakat kendisine bağışta bulunulan kimsenin "Bunu dün getirmiş olsaydın kabul ederdim, ama şu anda ona ihtiyacım yok'' diye cevap vereceği ve böylece sadakasını kabul edecek bir kimseyi bulamadan sadakası elinde olduğu halde geri döneceği zaman yakındır."(Buhari, Fiten 24, Zekât 9; Müslim, Zekât 58, (1011); Nesâi, Zekât 64, (5, 77))Kıyamet alametlerinden bahsedilirken; "iş ehlinden çıkacaktır" diye bir hatırlatma vardır. Gerçekten de hemen her işin ehlinden çıktığını; şahit olduğumuz bir çok davranış- larda görmekteyiz.Son yaşanan Deniz Feneri adı altında meydana çıkan yolsuzluk da bu konuda en bariz örneklerden biridir. Ne diyordu suçu sabitlenen kişiler; "bize bağışta bulunan kişilerden özür dileriz, emanet ettikleri paraları farklı yerlerde kullandık..!"Madem ki verilen bağışların yerini bulmadığı konusunda çok ciddi bir şaibe söz konusu olmuştur. Bu vesile ile sadaka konusunda ciddi bir nefis muhasebesi yapmak lüzumu vardır. Kimsenin yaptığı bağışlara bir şey dediğimiz yoktur. Tabii ki insanlar birbirinin ihtiyacını karşılamakla mükelleftir. Bu insani ve dini bir vecibedir. Hadisi şerifte veren elin alan elden üstün olduğu haber verilmiştir; "Veren el alan elden üstündür" (Müslim, Zekât, 106)Cömertlik teşvik edilmiştir; "Cennette bir köşk vardır ki, adı Beytu''s-Seha (cömertler köşkü) dır. Cennet cömertlerin yurdudur." (El-Munzirî, Terğib ve Terhib, c. 5, s.230, Hds. 23)Cömertliğin Allah katındaki önemi büyüktür;"Cömert kişi Allah''a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah''tan uzaktır, insanlardan uzaktır. Cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil cömert kişiyi Allah cimri ibâdet düşkününden daha çok sever." (Tirmizî, Birr 40)Bu faziletlerden istifade edebilmek için, sadakanın yerine ulaşması gerekmektedir. En azından yerine varması için çaba sarf etmek lazımdır. ***Millet olarak genel karakterimiz yoksulun mazlumun yanında olmaktır. Ancak herkesin verdiği bağışların nereye gittiğini, ne amaçla kullanıldığını mutlaka tespit etmesi gerekmektedir.Bizim insanımız yardım için açılan elleri boş çevirmez. Milletimizin bu karakter yapısını bilen toplum mühendisleri ve çıkar çevreleri maalesef bu yönünü de istismar etmiş, belki de dünyada bizden başka hiçbir yerde olmayan dilencilik başlı başına bir sektör halini almıştır. Güzel niyetlerle kurulan nice vakıflar, dernekler, yardım kurum ve kuruluşları, paranın cazibesine kapılarak kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmeye başlamıştır. Gelinen bu noktada kimsenin sadaka konusunda cimri davranmadan, ihtiyaç sahiplerini bulmaya gayret göstermesi ve daha çok sadaka vermesi teşvik edilmelidir.(devam edecek)
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Hüseyin Baş’tan gençlere mesaj / 29.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024
- ‘Oyları böleceğiz, vatanı böldürmeyeceğiz!’ / 28.03.2024
- İkiyüzlü siyaset kaldığı yerden / 27.03.2024
- Siyaset deccalları / 26.03.2024
- Oyları bölün! / 25.03.2024
- Atatürk’ün her ilkesi önemlidir / 23.03.2024
- Yerelden genele değişimi başlatalım / 22.03.2024
- Sayılı gün çabuk geçer / 21.03.2024
- Atatürk diyor ki! / 20.03.2024
- Haydi, artık karar verin! / 19.03.2024