Prof. Dr. İlhan Satman, doğal yaşam koşullarının terkedilmesinin, diyabete zemin hazırladığı bildirildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Satman, nüfusun arttığını, yaşam süresinin uzadığını, ancak insanların doğal yaşam şartlarını terk ederek hazır gıdaya yönelmesinin ve hareketsizleşmesinin, diyabet hastalığının artmasına neden olduğunu söyledi.
Diyabetin artmasına, sağlıksız beslenme, spor ve aktivite yapmama ile sosyo-ekonomik koşulların etki yaptığını belirten Satman, dengeyi kurmak isteyenlerin, özellikle sağlıklı yaşam koşullarını sağlaması gerektiğine dikkati çekti.
Özellikle doymamış yağdan, rafine şekerden, alkol ve sigaradan uzak durulması gerektiğini ifade eden Satman, "Doğru anda düzgün yemek yeme alışkanlığı edinilmeli. Gün boyu aç kalmak çok yanlış bir uygulama. Akşam fazla yemek yiyerek haraketsiz kalınıyor, bu da yağ olarak dönüyor" dedi.
Altın kurallar
Sağlıklı yaşamın 4 altın kuralı olduğunu belirten Satman, "Beslenme, aktivite, yeterli ve doğru tıbbi bakım, kendini kontrol etme ve sağlıklı bir sosyal yaşama sahip olan, uzun ve sağlıklı yaşayabilir" diye konuştu.
Yaş sınırının, kadınlarda 75, erkeklede 70-71 olduğunu vurgulayan Satman, şöyle devam etti:
"Tüm toplumlar, uygun tedaviler bularak yaşamı uzatabiliyor. Ama toplumlar da yaşlanıyor, kentleşme olgusu artıyor. Bugün kırsal kesimde oturanlar da kentteki olanakların bir çoğuna sahip. Yani yaşam tarzları değişiyor. Daha çok doğal yaşam benimseniyordu, şimdi hazır gıdaya yönelik beslenme söz konusu. Hareketi ve aktiviteyi sevmiyoruz,bu da şişmanlığı artırıyor. Diyabetiğin ortaya çıkma yaşı da hızla küçülüyor. Eskiden 40-50 yaş arası görülen diyabet, 30 yaşında görülmeye başlandı, ABD'de ise 20'li yaşlara kadar düştü.
Dünyada 150 milyon diyabetli olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki 25 yılda bu rakamın 300 milyona çıkması bekleniyor. Yani rakam iki katına çıkacak. Türkiye'de şu anda 2,6 milyon olan diyabetli sayısı, 2025 yılında 6 milyona çıkacak. Dünya Sağlık Örgütü, DİE ve Sağlık Bakanlığı'nca 15 il ve 5 bin 430 merkezde 30 bin kişi üzerinde yapılanaraştırma, bu tahminleri doğruluyor."
Stres ve diyabet
Stresle diyabetiğin ilişkisi olduğunu, stresli bir yaşama maruz kalan kişide diyabetik faktörünün hemen ortaya çıkabileceğini ifade eden Satman, "Diyabetiğe stresin katkısı var. Ancak stres tek başına diyabete etki etmiyor. Stres, diyabetiğin ortaya çıkışında tamamlayıcı unsur" diyerek, diyabetin yalnız strese bağlanmaması uyarısında bulundu.
Diyabetli hastaların sinirlendiğini zaman, sık sık kullandığı "Beni sinirlendirdiniz, yine şekerimi yükselttiniz, kan şekerim 400 oldu" gibi ifadelerin doğru olmadığını anlatan Satman, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şekeri 140-150 oranında giden bir insanda, sadece stresli ve öfkeli bir durumla karşılaştı diye şeker yükselmez, 400 olmaz. Diyabetik hastalar, bunu kendilerine kalkan olarak kullanıyorlar ve bu birazcık bahane şekli. Stresle karşılaşan insanda bir miktar yükselme olabilir. Ciddi bir travma ve kaza geçiren, yakınını aniden kaybeden bir insanın şok etkisiyle şekeri yükselebilir."
Diyabetin artmasına, sağlıksız beslenme, spor ve aktivite yapmama ile sosyo-ekonomik koşulların etki yaptığını belirten Satman, dengeyi kurmak isteyenlerin, özellikle sağlıklı yaşam koşullarını sağlaması gerektiğine dikkati çekti.
Özellikle doymamış yağdan, rafine şekerden, alkol ve sigaradan uzak durulması gerektiğini ifade eden Satman, "Doğru anda düzgün yemek yeme alışkanlığı edinilmeli. Gün boyu aç kalmak çok yanlış bir uygulama. Akşam fazla yemek yiyerek haraketsiz kalınıyor, bu da yağ olarak dönüyor" dedi.
Altın kurallar
Sağlıklı yaşamın 4 altın kuralı olduğunu belirten Satman, "Beslenme, aktivite, yeterli ve doğru tıbbi bakım, kendini kontrol etme ve sağlıklı bir sosyal yaşama sahip olan, uzun ve sağlıklı yaşayabilir" diye konuştu.
Yaş sınırının, kadınlarda 75, erkeklede 70-71 olduğunu vurgulayan Satman, şöyle devam etti:
"Tüm toplumlar, uygun tedaviler bularak yaşamı uzatabiliyor. Ama toplumlar da yaşlanıyor, kentleşme olgusu artıyor. Bugün kırsal kesimde oturanlar da kentteki olanakların bir çoğuna sahip. Yani yaşam tarzları değişiyor. Daha çok doğal yaşam benimseniyordu, şimdi hazır gıdaya yönelik beslenme söz konusu. Hareketi ve aktiviteyi sevmiyoruz,bu da şişmanlığı artırıyor. Diyabetiğin ortaya çıkma yaşı da hızla küçülüyor. Eskiden 40-50 yaş arası görülen diyabet, 30 yaşında görülmeye başlandı, ABD'de ise 20'li yaşlara kadar düştü.
Dünyada 150 milyon diyabetli olduğu tahmin ediliyor. Önümüzdeki 25 yılda bu rakamın 300 milyona çıkması bekleniyor. Yani rakam iki katına çıkacak. Türkiye'de şu anda 2,6 milyon olan diyabetli sayısı, 2025 yılında 6 milyona çıkacak. Dünya Sağlık Örgütü, DİE ve Sağlık Bakanlığı'nca 15 il ve 5 bin 430 merkezde 30 bin kişi üzerinde yapılanaraştırma, bu tahminleri doğruluyor."
Stres ve diyabet
Stresle diyabetiğin ilişkisi olduğunu, stresli bir yaşama maruz kalan kişide diyabetik faktörünün hemen ortaya çıkabileceğini ifade eden Satman, "Diyabetiğe stresin katkısı var. Ancak stres tek başına diyabete etki etmiyor. Stres, diyabetiğin ortaya çıkışında tamamlayıcı unsur" diyerek, diyabetin yalnız strese bağlanmaması uyarısında bulundu.
Diyabetli hastaların sinirlendiğini zaman, sık sık kullandığı "Beni sinirlendirdiniz, yine şekerimi yükselttiniz, kan şekerim 400 oldu" gibi ifadelerin doğru olmadığını anlatan Satman, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şekeri 140-150 oranında giden bir insanda, sadece stresli ve öfkeli bir durumla karşılaştı diye şeker yükselmez, 400 olmaz. Diyabetik hastalar, bunu kendilerine kalkan olarak kullanıyorlar ve bu birazcık bahane şekli. Stresle karşılaşan insanda bir miktar yükselme olabilir. Ciddi bir travma ve kaza geçiren, yakınını aniden kaybeden bir insanın şok etkisiyle şekeri yükselebilir."