Şaka değil, kapıdaki açlık

Bakan'ın Venezuela ziyaretinden sonra Tarım Bakanlığı'nın yaptığı açıklama: "…Türkiye inşaat sektöründe dünyada 2. sırada yer almaktadır. Tarım sektörünün de inşaat sektörü gibi desteklenerek uluslararası düzeyde hak ettiği yere gelmesi hedeflenmektedir." 

Bu açıklama bizi rahatlattı mı? Oh neyse devlet tarım arazisi kiralamıyormuş canım, diyebildik mi? Yoksa memlekette destek bekleyen onca çiftçi varken yine hangi "özeller" bu sefer de tarımı güçlendirme adı altında desteklenecek mi dedik?

Bu yaşananlar normal mi? Geçen yıl nerdeyse buğdaysız kalıyorduk. Savaşan iki ülkeden gelecek Ayçiçek yağının yollarını gözledik. Ve tarım bakanımız Venezuela'da toprak bakıyor, özel sektör için.

Kuzeyimizde iki ülke savaşıyor. Yunanistan ABD'den aldığı güçle her gün savaş tamtamları çalıyor. Güneyimizde zaten çarşı karışık. Doğumuzda da ambargolarla hareket kabiliyeti engellenen bir İran var.  

Net söylüyorum böyle bir coğrafyada Bağımsız Türkiye Partisi iktidarda olsa, tarım bakanlığımızın yapacağı iş memlekette ekilebilir tüm arazileri tespit edip insanımızı tarıma özendirmek ve her karış toprağımızı değerlendirmek olur. 

Genel Başkanımız Hüseyin Baş Bey'in her zaman ifade ettiği gibi topraklarımız buğdayın ana vatanıdır. Bu topraklarda buğdayı ithal ediyorsanız ülkeyi yanlış yönetiyorsunuz demektir. Bu topraklarda Ayçiçek yağını ithal ediyorsanız ülkeyi yanlış yönetiyorsunuz demektir.

Hele de bütün bunları göre göre tercihlerinizi gözden geçirmiyor, takım tutar gibi yola devam diyorsanız, açlığın ve kıtlığın kapısını kendiniz açıyorsunuz demektir. 

Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın şu önemli tespitini kulaklarımıza küpe yaparak hatırlayalım: "Silahsız savaşabilirsiniz ama buğdaysız savaşamazsınız."

Yine net söylüyorum, iktidarımızda Milli Ekonomi Modeli uygulanacak ve Sosyal Devletin gereği olarak, çiftçiye daha toprağa tohumunu atmadan verilecek ürününün yarı parası. İnsanımız bağından, bahçesinden, tarlasından karnını rahatça doyurabilecek, ailesini geçindirebilecek. 

Biz bu topraklarda tekrar kendi kendine yetebilen ülke olmak zorundayız.  İthalatta sorun olursa Ejder meyvesi sıkıntısı çekelim, buğday değil. Smoothie de yapamadık bu yıl der geçeriz. 

Buğdayı, yağı dışarıya bağlamayalım; şaka değil, aç kalırız. 

Bütün bunların üzerine, Türkiye'nin ev sahipliğinde tahıl koridoru açıldı, Ukrayna ile Rusya tahılını alırız diyorsanız hala size söylenecek tek sözüm atalarımdan gelsin: 

"Elden gelen öğün olmaz, öğün olsa doyum olmaz"