TÜİK, Türkiye'nin 2019 yılı Ar-Ge harcamalarına ilişkin istatistikleri açıklandı. Buna göre Türkiye'nin Gayrisafi yurt içi Ar-Ge harcaması 2019 yılında bir önceki yıla göre 7 milyar 420 milyon TL artarak 45 milyar 954 milyon TL'ye yükseldi. Gayrisafi yurt içi Ar-Ge harcamasının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki oranı ise 2018 yılında yüzde 1,03 iken, 2019 yılında yüzde 1,06'na çıktı. Açıklanan verilere ilişkin bir değerlendirmede bulunan Eskişehir OSB Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Küpeli, 'Ülkemizin Ar-Ge harcamalarının artış trendi devam ediyor. 2009 yılında yüzde 0,8 seviyesinde bulunan Ar-Ge harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı, 2019 yılında yüzde 1,06'ya kadar yükselmiş durumda. 10 yıldır bir artış trendi görüyoruz ve kritik eşik olan yüzde 1 barajını aşmış durumdayız. Ancak rekabetçi ve inovatif bir sanayi istiyorsak, bu rakamı çok daha yukarılara taşımalıyız. Öncelikli hedef olarak birkaç yıl içinde yüzde 1,5 hedefine ulaştıktan sonra ardından yüzde 2 ve en önemli hedef olan yüzde 3 seviyesine önümüzdeki 10 yıldan daha kısa bir sürede ulaşabilmek için daha çok çalışmalıyız. Ülkemizin orta gelir tuzağından kurtulması için bu rakam ve hedefler büyük önem taşıyor' dedi.

AR-GE içimizdeki cevheri ortaya çıkarıp, ürüne dönüştürmektir

'Ar-Ge çalışmalarına çok daha fazla kaynak ayırıp yoğunlaşmalıyız' diyen Başkan Küpeli sözlerini şöyle sürdürdü:
'Açıklanan verilere göre Ar-Ge harcamalarının yüzde 64,2'sini ve Ar-Ge finansmanının da yüzde 56,3'ünü Türk özel sektörü gerçekleştiriyor. Sanayimiz ve üreticimiz Ar-Ge'nin öneminin farkında ve bu konuda olabildiği ölçüde elindeki imkanlarla çalışmalar yapıyor. Son yıllarda Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerimizin sayısı artıyor. Eskişehir'de 21 firmamızın Ar-Ge Merkezi ve 2 firmamızın Tasarım Merkezi bulunuyor. Keza Eskişehir Teknoloji Geliştirme Bölgemizde Ar-Ge çalışması sürdüren firma sayımızda 129'a ulaştı. Bu rakamları daha da arttırmak için gayret ve çabalarımız sürüyor. Ar-Ge içimizdeki cevheri ortaya çıkarıp, önce kağıda döküp, sonrada ürüne dönüştürebilme sürecidir. Bu süreçte ülke olarak son yıllarda çok önemli mesafeler kaydediyoruz. Savunma sanayiinde ve buna bağlı diğer sanayi sektörlerinde ortaya çıkardığımız başarılı ürünlerin sahadaki performansları hepimizi gururlandırıyor. Ülkemiz sanayinin inovatif yeteneğini ve rekabetçi gücünü çok daha fazla arttırmak ayrıca, yüksek ve orta-yükse teknolojiye sahip ürünlerdeki ihracat oranımızı arttırabilmek için, Ar-Ge çalışmalarına çok daha fazla kaynak ayırıp yoğunlaşmalıyız. Bunun yanı sıra 305 bin kişiye ulaşan Ar-Ge yapan insan kaynağı sayımızın da en kısa sürede 500 bin rakamının üstüne çıkartılması gerekmektedir.' İHA