Türkiye gibi cumhurbaşkanı seçimlerini yapan Fransa'da netice belli oldu. Her fırsatta Türkiye ve Türkler aleyhine beyanatlar veren Sarkozy cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturdu. Konu ile ilgili yapılan ilk açıklamalarda Fransa'nın bu yeni konumundan, AB üyeliğimizin etkileneceğinden bahsediliyor.Ülkemizin AB üyeliğinin kişilerden veya kurumlardan etkilenmesi söz konusu değildir. Zira, Türkiye'nin AB'ye alınmamasının temelinde AB'nin Hıristiyan değerleri üzerine bina edilmiş olması ve Batının tarihten gelen haçlı ruhunu halen koruduğu gerçeği vardır. Sarkozy, Merkel veya başka bir ülke liderinin iktidara gelmesi ya da değişmesi, bizim konumumuzu etkilemez. Adaylık statüsünden kurtulamayışımızı kişilere endekslemek, konuyu çok dar bir çerçeveden değerlendirmek olur. İnançların kavgası olarak ifade edilebilecek uluslararası ilişkiler menfaat temeline dayanır. Hıristiyan kulübü olduğunu defalarca yetkili ağızlardan dinlediğimiz AB'nin bu manada Müslüman Türkiye ile sadece Onu bölmek için işi olabilir.Son dönemde gelişen Irak -AB ilişkileri de bu yönüyle bizi ilgilendirmektedir.Neredeyse yarım asırdır kapısında bekletildiğimiz Avrupa birliği, ABD'nin kurduğu Irak hükümeti ile sıcak temaslara başladı bile? Irak Kürdistan demokrat partisi lideri Barzani, Avrupa Parlamentosunda konuşma yapmak üzere Brüksel'e gidecek. Yapacağı ziyarette AB' den beklentilerini dile getirmesi beklenen Barzani'ye AB'nin destek vereceği muhakkak. Daha dün verdiğimiz kırmızı pasaportla seyahat hakkına kavuşanlar bugün bize karşı taleplerini, AB veya ABD kanalı ile hallettiriyor. Bu ilişki de hem AB'nin hem de Irak hükümetinin birbirinden Türkiye ile ilgili planları vardır.5 yıllık dönemde tek sermayesini AB üzerine kuran AKP'nin ülkemizi ve üzerimizde hesabı olanları getirdiği nokta iyi görülmelidir. AB'ye uyum yasaları ile "azınlıklara " hak tanıyan, self determinasyon hakkını kabul eden, yabancıların ülke topraklarını satın almasının önünü açan, sınır ötemizdeki kukla devlet kurulurken sesini çıkarmayan bu iktidar seçim sürecinde iyi değerlendirilmelidir. Barzani oraya giderken, cebindeki her talebin Türkiye'nin önüne şart olarak konacağından emindir. Bizim de AB istiyor gerekçesiyle denilenlerin yapılacağından zerre şüphemiz yoktur. Sizce de, bu hükümetin hizmet ettiği çevrelerde bir terslik yok mu?
Abdullah Kibarlı / diğer yazıları
- Ehl-i Beyt'i sevmek, Yüce Allah ve Rasulü'nün emridir / 01.03.2011
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007
- Bu gidişat hayra alamet değil? / 14.08.2009
- Dinlerarası diyalog fitnesine maruz bırakılan millet / 13.08.2009
- AB'ye uyum için Vatikan rıhtımına atılan demir / 12.08.2009
- AKP'nin icraatları, Türk milletini Haçlı rıhtımına sürükledi / 11.08.2009
- Açılım, parçalanmanın habercisi / 06.08.2009
- ABD ile yola devam edilmemelidir, çünkü? / 14.07.2007
- Mevtayı nasıl bilir siniz? / 13.07.2007
- Seçim vaadi değil, dünyaya malolmuş bir iktisat modelinin kuralları / 12.07.2007
- Ne diyor bu liderler? / 11.07.2007