Bu gidişat hayra alamet değil?

ABD, stratejik ortağı Türkiye'den AKP hükümeti döneminde istediklerini aldı ve almaya devam ediyor. BOP projesine Türkiye'yi dâhil etti. Başbakanı eş başkan yaptı Bush? Müteakiben Obama sarhoşluğuyla doludizgin proje yürüyor. İşte Afganistan, Pakistan, Irak? Ve kucağımızda Kürdistan, Ermenistan projeleri! Kıbrıs, Ege, Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu meseleleri? ABD'nin istediği yasalar çıkıyor, uygulamalar hayata geçiyor.Keza AB'ye girme adına, koskoca medeniyetimiz savruluyor. İç hukukumuz, itikadımız, millet- devlet teamüllerimiz yeniden tanzim ediliyor. AB, Vatikan ve azınlıklar ne istediyse AKP hükümetinden aldı ve almaya devam ediyorlar. İşte Ruhban okulunun açılışı bakanlarca koro halinde seslendiriliyor. Örnekler çoğaltılabilir?Peki sıra Müslüman milletimizin ihtiyaç ve yasal taleplerine gelince, "evet iktidarız, ama muktedir değiliz" diyerek, millete dirsek gösterdiler ve göstermeye devam ediyorlar.Pekii bu hükümet kimin hükümeti? Milletin değil mi?AKP, mağduriyet oyunuyla geldi. Mazlum ve mağdur rolünü oynadı. Ama başta bu konu olmak üzere, inançlı insanların beklentilerini karşılamada takiyye yaptı. Takiyye millete yapıldı; millet oyalandı, gafil avlandı ve aldatıldı.Mesela başörtüsü ile ilgili bazı açıklamaları hatırlayalım: 1- Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in başörtüsü sorununa yaklaşımı şöyle oldu:"Başörtüsünü sorun sayanların sayısı yüzde bir buçuktur. Halk hangi konuların öncelikle çözülmesini istiyorsa biz hükümet olarak bu sorunlara odaklandık. Bizim gündemimizde halkın sadece yüzde 1,5 inin gündeminde olan bir konu öncelikli olarak yoktur. Olması siyaseten de yanlıştır."(24.05.2006 - Milliyet (http://www.milliyet.com.tr/2006/05/24/resim/birincisayfa.jpg)2- Bülent Arınç ise, "Başörtü meselesi bizim namus meselemizdir. Bu sorunu çözmek bizim namus borcumuzdur." demişti. (Kahramanmaraş mitingi - 2002)3- Başbakan Erdoğan ise "Başörtüsü konusunda hiçbir yerde, kimseye söz vermedim. Vaat etmediklerimizi, vaat edilmiş gibi gösteren, provake edenler var." dedi. (www.gazetevatan.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=05.04.2005&Newsid=50529&Categoryid=3)4- Şubat 2003'te "Benim bu davayı geri çekmem bütün kadınlara hakaret olur" diyen Hayrunnisa Gül, bir yıl sonra AİHM'deki başörtüsü şikayetini geri çekti. (3 Mart 2004 - Vakit)5- Başörtüsü namusumuzdur diyerek iktidara gelen AKP hükümeti, Tıp Fakültesi öğrencisi Leyla Şahin'in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesindeki başörtüsü davasında "başörtüsü yasağının devam etmesini dört dörtlük" savunmuştur (Vatan Gazetesi - 21.05.2005).Tesadüfe bakın ki, "başörtüsü yasağının devam etmesini dört dörtlük savunan" dönemin Dışişleri'nin Bakanı, eşinin AİHM'deki başörtüsü şikayetini geri çektiği sayın Gül'dür. Aynı Gül'ün ise Çankaya serüveninde "başörtüsü vaveylası" kopartılarak, devlet ile millet karşı karşıya getirilmiş, devletin kurumları birbirine düşürülmüş, böylece milletimizin gerçekleri görmesi engellenmiş, maalesef gözü boyanmıştır.AKP'nin icraatları ortadadır. Artık mızrak çuvala sığmamaktadır.Kimin ak, kimin kara olduğu gün yüzüne çıkmıştır.Bütün bu yapılanlardan milletimiz ders almazsa, akl-ı selim ile gelişmeleri değerlendirmezse, mukaddesatına olan iman ve bağlılığını gözlük edip olaylara bakmazsa devlet ve milletimizin başına daha büyük çoraplar örülecektir. Devlet ve milletimizi ayakta tutan, birlik ve bütünlüğümüzü sağlayan tüm değerlerimiz yozlaşır, kaybolur gider. Neticede ne devlet kalır, ne millet! Ne şeref, ne namus, ne insanlık? Ne mal, ne mülk, ne aile? Irak'tan beter yaparlar bu mukaddes vatanı.90 sene önce Anadolu ve Trakya'mız, Irak'takinin benzeri her türlü Haçlı işgalinin en vahşicesini gördü, yaşadı.Hafızamızı yitirmeyelim?Biz uyarılarımızı 30 yıldır yapıyoruz. Bu konularda çok şeyler söyledik, bugüne ait projeksyonları yıllar önce bu ve benzeri konularda yaptık. Dediklerimiz bir bir çıktı, çıkıyor.Bizden yine hatırlatması? Hedefte bu milletin kendisi vardır. Bu coğrafya ve vatan vardır. Bu gidiş hayra alâmet değil? Aklımızı başımıza devşirme vakti geçiyor!...