Şaşkın düello

Fatih Terim'in son kez cezalı olduğu maçta Galatasaray'ın ne yapacağı merak konusuydu.

Gece, hem hakem hem de Galatasaray için pek de iyi geçmedi. Hakem ve Galatasaray tel tel döküldü.

Galatasaray, son derece kötü bir maç ortaya koydu. Belhanda, maça istekli başlar gibi görünse de topu hiçbir şekilde ilerde tutamadı. Bu Belhanda ne işe yarar ben anlayamadım. Aldığı her topta topun etrafında dönmeden pasını atmıyor. Böyle oyun kurulabilir mi?

Yanındaki Ömer Bayram da Belhanda'ya yardımcı olmadı. Ömer, Emre Kılınç gibi topu taşıma ve ayakta tutma kabiliyetine sahip değil.

Bugün Taylan da ekstra bir şey yapmadı. Galalatasaray'da en istekli görünen futbolcu Emre Akbaba'ydı. Onun da final ortaları anlamlı değildi.

Galatasaray defansı, bir Daci'yi kontrol etmekten acizdi. Daci, resmen yıldızlaştı.

Diagne, özellikle basit iki golü atamadı. Yine de Diagne'ye kızmamak lazım çünkü orta sahadan hiçbir yardım görmedi.
İkinci yarıda karşılıklı goller oyunda disiplini bozdu. Maç her iki takım için de kontrolden çıktı.

Galatasaray savunmasının bu kadar çok pozisyon verdiğini hatırlamıyorum. Fatih hocanın tribünde olması Galatasaray'da kenar yönetimini de yok etti. Bunu açıkça gördük.

Gecenin bir diğer kötüsü ise hakemdi. Ben maçı televizyondan seyrettim. Konya'nın attığı golde ofsayt olmadığı çok net belliydi.

Yalnız hakem, önündeki pozisyonu süzemedi. 45 artı birde ise hakem önce penaltı verdi daha sonra ofsayt dedi.

Hakemin oyunu iyi bir şekilde takip etmediği bu pozisyonda ortaya çıktı. Hakemin Galatasaray lehine verdiği penaltı çok ucuzdu. Evet pozisyonda temas vardı ama Linnes abartılı şekilde kendini yere bırakıyor. Buna penaltı çalınmaya da bilirdi.

Galatasaray, kötü oynadığı maçın ardından eksiklerin geri gelmesiyle toparlanmaya çalışacak.