Milli ve dini bütünlüğümüze yönelik tehditler geçmişten günümüze hep var olmuştur. Tarihin en eski toplumlarından biri olan Türkler bu sahnede çoğu zaman başrol olarak tanınmış, dolayısıyla dış mihraklar tarafından her zaman bir tehdit unsuru olarak görülmüş ve çeşitli yollarla yıkılmaya çalışılmıştır.
Kimi zaman devletin içine sokulan ajanlar aracılığıyla, kimi zaman ekonomik ambargo denemeleriyle ve kimi zaman da direkt sıcak savaş yoluyla silinmeye çalışılan milletimiz ısrarla direnmiş ve tarihin gördüğü en kadim uygarlıklardan biri olmuştur.
İşte bu yok etme girişimlerinden sonuncusu Kurtuluş Savaşı olup, başta Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının daha sonra ise binlerce şehit ve gazinin emekleriyle Türk yurdu yeniden korunmuştur. Bu mücadele de yaşlısı genci kadını erkeği demeden herkes malını canını ortaya koymuş ve vatan müdafaa edilmiştir. Ancak bu insanların içinde öyle bir 60.000 kişi vardır ki ortaya çıkan kahramanlık hikayelerinin en dokunaklılarından biridir: Sarıkamış şehitleri?
Her sene anılan Sarıkamış şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum.
Bir Türk şehidini anmak öyle herkesin yapabileceği bir iş değildir. Tüm samimiyet ve ruhunuzla orada onunla yan yana savaşmış gibi hissetmeli ve gerekli saygıyı göstermelisiniz.
Eğer Kurtuluş Savaşı'ndaki şehitlerimizi anıyorsanız mesela, üzerinize İngiliz (Büyük Britanya) bayrağı olan bir ceket giymek saygısızlıktır.
Binlerce vatan evladını şehid eden bir devletin bayrağını üzerinizde taşırken aynı anda şehitleri anamazsınız.
Ayıp diye bir şey var!
Duymuşsunuzdur.
Bir ülkenin bakanı görevi hangi alanda olursa olsun sosyal anlamda örnek bir kişi olmalıdır. Yani demin bahsettiğim olayın öznesi hiçbir şekilde olmamalıdır.
Fakat maalesef oluyor, oldu...
Ahmet Arslan'ı tanıyor musunuz?
Kendisi bu ülkenin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı. Aynı zamanda bu yazıyı kaleme almamda etkili olmuştur.
Konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Sadece insanların çocuklarına örnek olarak gösterdiği bir kişinin, bir bakanın milli bütünlüğümüzü bu denli zedeleyecek bir davranışta bulunması üstelik bunu zor günlerden geçen ülkemizi ve iyice hassaslaşan toplumumuzun gözü önünde yapması oldukça düşündürücü.
Benden bu kadar, hayırlı günler?
Kimi zaman devletin içine sokulan ajanlar aracılığıyla, kimi zaman ekonomik ambargo denemeleriyle ve kimi zaman da direkt sıcak savaş yoluyla silinmeye çalışılan milletimiz ısrarla direnmiş ve tarihin gördüğü en kadim uygarlıklardan biri olmuştur.
İşte bu yok etme girişimlerinden sonuncusu Kurtuluş Savaşı olup, başta Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının daha sonra ise binlerce şehit ve gazinin emekleriyle Türk yurdu yeniden korunmuştur. Bu mücadele de yaşlısı genci kadını erkeği demeden herkes malını canını ortaya koymuş ve vatan müdafaa edilmiştir. Ancak bu insanların içinde öyle bir 60.000 kişi vardır ki ortaya çıkan kahramanlık hikayelerinin en dokunaklılarından biridir: Sarıkamış şehitleri?
Her sene anılan Sarıkamış şehitlerine Allah'tan rahmet diliyorum.
Bir Türk şehidini anmak öyle herkesin yapabileceği bir iş değildir. Tüm samimiyet ve ruhunuzla orada onunla yan yana savaşmış gibi hissetmeli ve gerekli saygıyı göstermelisiniz.
Eğer Kurtuluş Savaşı'ndaki şehitlerimizi anıyorsanız mesela, üzerinize İngiliz (Büyük Britanya) bayrağı olan bir ceket giymek saygısızlıktır.
Binlerce vatan evladını şehid eden bir devletin bayrağını üzerinizde taşırken aynı anda şehitleri anamazsınız.
Ayıp diye bir şey var!
Duymuşsunuzdur.
Bir ülkenin bakanı görevi hangi alanda olursa olsun sosyal anlamda örnek bir kişi olmalıdır. Yani demin bahsettiğim olayın öznesi hiçbir şekilde olmamalıdır.
Fakat maalesef oluyor, oldu...
Ahmet Arslan'ı tanıyor musunuz?
Kendisi bu ülkenin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı. Aynı zamanda bu yazıyı kaleme almamda etkili olmuştur.
Konuyu fazla uzatmak istemiyorum. Sadece insanların çocuklarına örnek olarak gösterdiği bir kişinin, bir bakanın milli bütünlüğümüzü bu denli zedeleyecek bir davranışta bulunması üstelik bunu zor günlerden geçen ülkemizi ve iyice hassaslaşan toplumumuzun gözü önünde yapması oldukça düşündürücü.
Benden bu kadar, hayırlı günler?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018