Temel hak ve özgürlükler içinde yer alan ifade özgürlüğünün ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı, kapsamı ve sınırlarını inceleyeceğimiz bu yazı, bu özgürlüğü tanımak için yüzeysel bir çalışma olarak görülebilir.
İfade özgürlüğü, sistematik ve aşamalı olarak İngiltere'de, ihtilal ile Fransa'da olmak üzere Avrupa coğrafyasında tanınarak doğmuş bir özgürlüktür. Bununla beraber ABD'de Virginia hakları ile başlayan ve günümüzde hala en geniş, net koruma gören ifade özgürlüğü anlayışlarından birine sahiptir.
Özgürlükler ve hakların doğasında her zaman olduğu gibi bu hak da ihtiyaç üzerine doğmuştur. İfade özgürlüğünün ortaya çıkmasının temel sebebi kısaca; burjuva sınıfının iktidar üzerine söz söyleme isteği olarak özetlenebilir. Belirtmek gerekir ki; 1848 devrimleri, bu özgürlüğün kabullenilişinde başkaca önemli bir adımdır. Son olarak bu özgürlüğün her ne kadar tanımlanmış ve kabul edilmiş olsa da ancak 2. Dünya Savaşından sonra aktif olarak korunduğunu söylemek gerekir.
İfade özgürlüğünü tanımlamak için temel olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AIHS) ve Anayasa kaynak olarak kullanılabilir. Belirtmek gerekir ki ne AİHS ne de Anayasa ifade özgürlüğünü tanımlarken kısıtlayıcı bir ifade kullanmamıştır. Buna göre her konuda yapılan ifade yani "dışavurum" koruma kapsamındadır. Ancak belirtmek gerekir ki gerek AIHM içtihatlarında gerekse doktrinde "nefret söylemi" niteliğinde olan ifadeleri kategorilere ayırıp, bir kısmını bu kapsama almamak gerektiğini savunan görüşler vardır. Buna karşılık hakim görüş her ifadeyi ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirmek gerektiğini, özgürlüğün sınırlama rejiminin dikkatli uygulanması şartıyla birlikte savunur. Sınırlama rejimine gelmeden evvel, özgürlüğünün kapsamına giren ifadeleri sıralamak gerekir.
Belirtmek gerekir ki ne Anayasa da ne de AIHS'de yazılı bir ayrım olmasa da içtihatlardan anlaşıldığı üzere ifade türleri arasında koruma bakımından dereceli bir ayrım vardır. Buna göre; siyasi ifadeler en çok koruma gören ifadelerdir. Bu ifadelerin ardından sırasıyla sanatsal, akademik, ticari ve ahlaki ifadeler gelir. Bunun dışında yukarıda andığımız nefret söylemleri de ifade özgürlüğü kapsamında fakat en az koruma gören ifadelerdir. İfade türleri dışında bu türlerden her birini kapsayan yani ifade özgürlüğünün kapsamını oluşturan temel hakları da açıklamak gerekirse; bilgi ve düşünceye sahip olma, bilgi ve düşünceye erişim, bilgi ve düşünceyi açıklama, yayma ve son olarak bilgi edinme hakkı olarak belirtilebilir.
İfade özgürlüğü Anayasa'nın 26. ve AİHA'in 10. Maddesinde düzenlenmiş olmakla beraber bu özgürlüğün sınırlayıcı rejimleri yine Anayasa madde 26'da ayrıca temel hak ve özgürlüklere ilişkin genel sınırlama rejimi olan madde 13'de düzenlenmiştir. AİHA bakımından ise yine madde 10'un ikinci fıkrası gösterilebilir. Bu sınırlama rejimi açıklanmadan evvel AİHS madde 17'de öngörülen "hakkın kötüye kullanılması yasağı"nın da bu kapsamda değerlendirildiğini belirtmek gerekir.
İlgili düzenlemeler dikkate alınıp ortak bir sınırlama çizgisi çekmek gerekirse, ifade özgürlüğü; milli güvenlik, kamu düzeninin korunması, suçun önlenmesi, sağlığın ve ahlakın önlenmesi gibi meşru bir amaçla ve ancak yasa ile sınırlanabilir. Bu sınırlama yapılırken ölçülü, orantılı ve demokratik toplum gereklerine uygun müdahaleler yapılmalıdır.
Bitirmeden belirtmek gerekir ki; ifade özgürlüğü son 70 yıl içinde insanoğlunun sahip olduğu en temel özgürlüklerden biri olarak görülmüştür fakat maalesef Türkiye ifade özgürlüğünün ihlali konusunda çok kötü bir tablo çizmektedir. Bu anlamda yapılan denetimlere çok geç dahil olmamıza rağmen dünyada en çok ifade özgürlüğü ihlali kararı çıkan devlet sıralamasında bir numaradayız. Duygu ve düşüncelerini daha rahat ifade edebilen bir Türkiye dileğiyle...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ali Haydar Bektaş / diğer yazıları
- Süleymani’nin ardından / 10.01.2020
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018
- Sorunların çözümü / 28.12.2019
- Atatürk ilkeleri ve MEM / 15.10.2019
- Hukukçu enflasyonu / 02.07.2019
- Güzel günler / 20.04.2019
- Çileli günler / 18.04.2019
- Bir salonda Türkiye / 02.03.2019
- Bir müzik dehası / 27.01.2019
- İfade özgürlüğü üzerine / 24.11.2018
- Can sıkıcı bir yazı / 21.10.2018