Ülkemizin geleceğini belirlemek açısından seçim çok önemli. Sosyal ve ekonomik olarak önü tıkanan insanımızın önünün açılması, seçimle mümkün olacak veya olmayacak.
Ülkemizin durumu iç açıcı değil. DİE rakamlarına göre geçtiğimiz yıl ülkemiz ekonomisi % 9,4 küçüldü; kişi başına gelir dolar bazında % 30 azalarak 2160 $'a düştü.
İşletmelerin hali de bundan iyice olmadı. Aynı şekilde sermaye de erozyona uğradı. 500 firma 2001 yılını 339 trilyon lira zararla kapatırken bu firmalarda çalışan 100 kişiden 5 ya da 6'sı işini kaybederek işsizler ordusuna katıldı. Yıllar içerisinde baktığımızda işlerin her geçen gün daha kötüye gittiği de görülmektedir.
DİE rakamlarına göre, çalışan her 100 kişiden 52'si herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değil; Üstelik çalışabilir yaştaki 2 milyon 217 bin kişi işsiz; Eğitimli her 100 gençten 27'si işsiz ve çalışan her 100 kişiden 51'i ilkokul mezunu.
Bu rakamların verdiği mesajlar da içler acısı. Günümüz koşullarında Türkiye'de yaşayan vatandaşların yaklaşık yüzde 70'i açlık ve yoksulluk sınırlarındadır.
İnsanımızın 'işe ve aşa' olan ihtiyacı vardır. İnsanımız iş bulamıyor. Yetişmiş, çalışma iktidarı olan insan sermayemiz heba ediliyor. Hükümetin uyguladığı IMF politikaları sonucu tarım ve hayvancılık sektöründeki iş kaybını da bu rakamlara eklediğimiz zaman sonuç çok ürkütücü boyutlara ulaşıyor.
Bu problemlerin aşılmasının yolu yapılacak 3 Kasım seçimlerinden geçiyor. Vatandaş iktidara gelecek hükümetin icraatlarını bekliyor.
Peki çözüm potansiyeli olan bu parti hangisidir?
Siyasi partilerin ekonomi konusundaki görüş ve düşünceleri seçimin sonucu hakkında ip ucu verecektir. Partilerin tamama yakını IMF politikalarına EVET demektedir. Hatta, IMF'ye olan bağlılıklarını her vesile deklere etmektedirler. Ekonomik koşulların bu hale gelmesinin nedeni uygulanan IMF politikaları olduğuna göre, iktidara talip olan IMF takipçisi partilerin zaten sorunları çözebilecek bir iktidarı yoktur.
Ekonomik bunalımları çözebilecek partinin, IMF politikalarını elini tersiyle itebilen ve işsize iş; aşsıza aş temin edebilecek projeye sahibi olması gerekmektedir. İşte Türk seçmeninin seçim ufkundaki umudu, bu vasıflara sahip olan Bağımsız Türkiye Partisidir.
BTP'nin iktidarında vergide adalet ilkesini esas alan milli vergi sistemi uygulaması ile vatandaşımızın önü açılacaktır.
Kalkınmada emisyon ve üretim görüşleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti kainat devleti olma yolunda mesafe kat edecektir.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin milli ekonomik modeli ve sosyal reform paketi ile toplumun her kesimi çok kısa süre içerisinde insanca yaşam koşularına kavuşacaktır.
Bu çözüm, seçmenin BTP mitinglerini bayrama çevirmesine sebep olmaktadır.
Ülkemizin durumu iç açıcı değil. DİE rakamlarına göre geçtiğimiz yıl ülkemiz ekonomisi % 9,4 küçüldü; kişi başına gelir dolar bazında % 30 azalarak 2160 $'a düştü.
İşletmelerin hali de bundan iyice olmadı. Aynı şekilde sermaye de erozyona uğradı. 500 firma 2001 yılını 339 trilyon lira zararla kapatırken bu firmalarda çalışan 100 kişiden 5 ya da 6'sı işini kaybederek işsizler ordusuna katıldı. Yıllar içerisinde baktığımızda işlerin her geçen gün daha kötüye gittiği de görülmektedir.
DİE rakamlarına göre, çalışan her 100 kişiden 52'si herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı değil; Üstelik çalışabilir yaştaki 2 milyon 217 bin kişi işsiz; Eğitimli her 100 gençten 27'si işsiz ve çalışan her 100 kişiden 51'i ilkokul mezunu.
Bu rakamların verdiği mesajlar da içler acısı. Günümüz koşullarında Türkiye'de yaşayan vatandaşların yaklaşık yüzde 70'i açlık ve yoksulluk sınırlarındadır.
İnsanımızın 'işe ve aşa' olan ihtiyacı vardır. İnsanımız iş bulamıyor. Yetişmiş, çalışma iktidarı olan insan sermayemiz heba ediliyor. Hükümetin uyguladığı IMF politikaları sonucu tarım ve hayvancılık sektöründeki iş kaybını da bu rakamlara eklediğimiz zaman sonuç çok ürkütücü boyutlara ulaşıyor.
Bu problemlerin aşılmasının yolu yapılacak 3 Kasım seçimlerinden geçiyor. Vatandaş iktidara gelecek hükümetin icraatlarını bekliyor.
Peki çözüm potansiyeli olan bu parti hangisidir?
Siyasi partilerin ekonomi konusundaki görüş ve düşünceleri seçimin sonucu hakkında ip ucu verecektir. Partilerin tamama yakını IMF politikalarına EVET demektedir. Hatta, IMF'ye olan bağlılıklarını her vesile deklere etmektedirler. Ekonomik koşulların bu hale gelmesinin nedeni uygulanan IMF politikaları olduğuna göre, iktidara talip olan IMF takipçisi partilerin zaten sorunları çözebilecek bir iktidarı yoktur.
Ekonomik bunalımları çözebilecek partinin, IMF politikalarını elini tersiyle itebilen ve işsize iş; aşsıza aş temin edebilecek projeye sahibi olması gerekmektedir. İşte Türk seçmeninin seçim ufkundaki umudu, bu vasıflara sahip olan Bağımsız Türkiye Partisidir.
BTP'nin iktidarında vergide adalet ilkesini esas alan milli vergi sistemi uygulaması ile vatandaşımızın önü açılacaktır.
Kalkınmada emisyon ve üretim görüşleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti kainat devleti olma yolunda mesafe kat edecektir.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin milli ekonomik modeli ve sosyal reform paketi ile toplumun her kesimi çok kısa süre içerisinde insanca yaşam koşularına kavuşacaktır.
Bu çözüm, seçmenin BTP mitinglerini bayrama çevirmesine sebep olmaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Lozan Antlaşması’nı korumak, vatanı korumaktır / 28.05.2025
- Abraham Antlaşmaları'na direnenler tasfiye mi ediliyor? / 27.05.2025
- Arz-ı Mev’ud’un yeni cephesi / 26.05.2025
- Trump’ın Orta Doğu çıkarması: Haraç, tasfiye ve dizayn / 21.05.2025
- Hukuk devleti ilkesine zarar bumerang etkisi yapar / 20.05.2025
- Lozan’la sorunu olanın Türkiye’yle derdi vardır / 19.05.2025
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025
- Abraham Antlaşmaları'na direnenler tasfiye mi ediliyor? / 27.05.2025
- Arz-ı Mev’ud’un yeni cephesi / 26.05.2025
- Trump’ın Orta Doğu çıkarması: Haraç, tasfiye ve dizayn / 21.05.2025
- Hukuk devleti ilkesine zarar bumerang etkisi yapar / 20.05.2025
- Lozan’la sorunu olanın Türkiye’yle derdi vardır / 19.05.2025
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025