Geçenlerde bir vatandaşımızla konuşuyoruz."Ben" diyor, "Bu seçimlerde falanca partiye oyumu vereceğim"."Niçin böyle düşünüyorsun?" dediğimde, "Çünkü" dedi, "AKP iktidarından çok çektik, alım gücümüz iyice düştü. Tarım bitirildi, madenlerimiz topraklarımız satıldı. O falanca partinin lideri de bu AKP'den çok çekti, bütün şirketlerine, TV kanalına ve gazetesine el konuldu, mağdur edildi, AKP'nin üstesinden ancak bu gelir, haddini bildirir".Dedim ki, "Yani tepki olarak ona oy vermeyi düşünüyorsunuz". "Evet" dedi."Peki, o falancanın bir projesi, çözümü, kaynağı var mı, iktidara geldiğinde neler yapacağını biliyor musun?" dediğimde, biraz düşündü ve "hayır" cevabını verdi. ***Bu başımdan geçen hadiseyi bazı gerçeklerin altını çizmek için anlattım.Millet olarak bazımız siyasetin, oyun, iktidarın hala ne anlama geldiğini, çeken de hep biz olmamıza rağmen maalesef bilmiyoruz. Esasen çoğumuz bilmiyoruz da diyebiliriz.Seçim bir cezalandırma sistemi değildir. Oy kullanırken, filancaya kızdığım için falancaya veriyorum mantığı oldukça sığ bir mantıktır, yanlıştır.Seçimle, kullandığımız oyla cezalandırıcı seçmiyoruz, kim daha mağdur, kim daha fazla bir öncekinin haddini bildirir, belirlemiyoruz; bilakis seçimle 5 yıl ülkeyi emanet edeceğimiz bir lideri ve ekibini iş başına getiriyoruz.Ne yapacak bu lider ve kadrosu?Ekonomiyi düzeltecek, borçları kapatacak, gelir dağılımındaki dengesizliği ortadan kaldıracak, millete devlet eliyle en güzel hizmeti sunacak, vatandaşının karnını doyuracak, giydirecek, önünü açacak, üretimine pazar bulacak?İktidarlar bu ve benzeri icraatları yapması için belirlenir.Seçmen düşünür, taşınır, projeleri, çözümleri alt alta koyar, hangi siyasi parti ve lideri bu kapasiteye sahipse, "işte aradığım bu" der ve işbaşına getirir.Yok bu yenidir, yok bu barajı aşamaz, biz yine eskilere verelim ki oylar bölünmesin? gibi düşünceler, mantıklar, ya da dolduruşlar seçimlerde seçmenlerin dikkate almaması gereken unsurlardır.Eğer bu mantıkla hareket edilirse, bu ülkeye hiç hizmet vermemiş isimler anahtar vaatleriyle 7 defa iktidara gelir ve millet sadece kaybeder.Bu mantıkla demokrasinin işlemesi mümkün değildir.Seçim zamanına yakın, hangi parti daha sık geldi, kim daha fazla promosyon dağıttı, basın hangisini daha fazla gündem etti, hangisinin bayrakları daha fazla gibi unsurlar da seçim için önemli değildir.Çünkü seçime giden partilere eşit finans kaynağı sağlanmamaktadır, iktidar partisi hiçbir icraat yapmadığı halde iktidar olmanın bütün nimetlerinden istifade etmektedir, yeni kurulan partiler ise tamamen kendi imkanlarıyla seçime girmektedir. Medya ise maalesef bugün ülkemiz üzerinde bölücü hesapları olanların taşeronluğunu yapmaktadır. Kim daha fazla yabancı çıkarlarına hizmet ederse onu gündeme taşımaktadır.Yani bu değer yargıları da seçmen için yanlıştır.Yapılması gerekeninin bir daha altını çizelim:İktidara gelecek olan partinin ve de liderinin ülke problemlerini çözebilecek projesi, çözümü ve de kaynağı olmalıdır. Eğer herkes bu açıdan bakarsa, -ki ülkemizin geleceği açısından bu gerekiyor- o zaman daha sıhhatli bir seçim olacaktır. İşte o zaman gerçekten çözüm sahibi olanlar imkanları iktidar partisi kadar olmasa da, medya gündem etmese de işbaşına gelebilecektir.Yoksa ülke kısırdöngüden kurtulamaz, sürekli yerimizde sayarız, hatta geriye doğru hızla ilerleriz.Bu seçimlerde görünen o ki, proje bazında en hazırlıklı olan parti Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) ve lideri Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Sayın Baş'ın ortaya koyduğu milli çözümler "Milli Ekonomi Modeli (MEM)" eserinde toplanmıştır ve bu eser İstanbul ve Bakü'de yapılan uluslararası iki kongreyle dünyaya tanıtılmıştır. Bu kongreye katılan ve tebliğ sunan yerli ve yabancı yüzlerce bilim adamı bu modelin çözüm olduğunu vurgulamışlar ve Sayın Baş'ı Nobel'e aday göstermişlerdir.Önümüzdeki Cuma ve Cumartesi günleri Almanya'da yapılacak bir kongrede de eser yine tanıtılacaktır. MEM hem Türkiye'de hem doğuda takdir edilmiştir; hem de Batıda takdir edilecektir.Milli Ekonomi Modeli gibi takdir edilen bir modeli parti programına alan ve bu eseri dünyaya kazandıran Prof. Dr. Haydar Baş'ı parti lideri yapan BTP elbetteki diğer partilere nazaran iktidara en fazla yakışan partidir.Milletimiz bu seçimde ya çözüme oy verecek, ya da çözümsüzlüğü iyice derinleştirecek.Çözüm sunanı aklı selim ile belirledikten sonra, sadece oyumuza değil, oy kullandığımız sandığımıza da sahip çıkalım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Demokratikleşme derken federasyonu mu kastediyorlar! / 10.05.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Şara’nın Fransa ziyareti SDG’yi güçlendirdi / 09.05.2025
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025