Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda Türkiye'nin tapusu şehitler yâd, ruhları şâd edildi. Kanları bu vatanın tapusu şehitlerin, gazilerin, şehit annelerinin, şehit babalarının duasını almayan kadroların başarılı olamayacağı vurgulandı
Kuvay-ı Milliye ruhunun yeniden şahlanışı ile birlikte Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, askeri iç ve dış bütün meselelerini 24 saatte çözüme kavuşturmak üzere Türk siyasi hayatına giren Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul İl Teşkilatı tarafından "Şehitleri Anma ve Katılım Töreni" programı düzenlendi. İstanbul Eresin Otelde düzenlenen ve izdiham derecesinde katılımla icra edilen program, üzerinde kara bulutlar dolaşmakta olan Türkiye'nin bayramının çok yakın olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
BA?IMSIZLIK VE ŞEHİTLİK İLİŞKİSİ
Şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan, Meltem TV ekranlarından da canlı yayınlanan programın açış konuşmasını BTP İstanbul İl Başkanı Fikret İnan yaptı. "Kanları bu vatanın tapusu şehitlerin, gazilerin, şahit annelerinin, şehit babalarının duasını almayan kadrolar başarılı olamaz" inancından hareketle ilk kapalı salon toplantılarını şehit ve gazilerimize atfederek yaptıklarını söyleyen Fikret İnan, "Böyle bir tercihin sebebi, BTP'nin bu vatanın asıl sahiplerinin şehitlerimiz olduğuna yürekten inanmasıdır. Şehitlerimizle şereflenmek bizim için en büyük şereftir. Onların yakınları başımızın tacıdır. Bağımsızlık şehitlikle o kadar özdeşleşmiştir ki BTP bunun bilincindedir" dedi.
Bu milleti başarılı kılan iksirlerden birinin "Ölürsem şehit kalırsam gazi" anlayışı olduğuna dikkat çeken İnan, "Haçlı zihniyetinin en büyük korkusu işte bu inançtır. Onun içindir ki Anadolumuzda, güzel insanlarımızda gözü olanların en büyük korkusu şehitlerimizi, şehit annelerini-babalarını-evlatlarını, kardeşlerini yanına alan BTP'dir" şeklinde konuştu. İnan, "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen ve milletimizin bağımsızlığı için binlerce arkadaşını feda eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 63. yıldönümünde yad ederek sözlerini bitirdi.
BTP AZİZ ŞEHİTLERİMİZİN RUHUNU DA ŞÂD EDECEK
Kuvay-ı Milliye kadrosundan araştırmacı yazar Ali Değirmenci yaptığı konuşmada "İnsanlığın en âli mertebesi peygamberliktir. Peygamberlerin seyyidi Hz. Muhammed (sav) ise şehitler hakkında şöyle buyurmaktadır: 'İman şerefi ile göçüp (cennete) ebedi saadete kavuşan hiç bir kimse tekrar dünyaya dönmek istemez. Şehitler müstesnadır. Onlar tekrar tekrar dirilip öldürülmek isterler " dedi. Şehitliğin vatan sevgisini imandan bilenlerin vatan için canını feda makamı olduğunu belirten Değirmenci, bu milletin şehitlerini boşuna vermediğini, mukaddesatı, vatanı, milleti, bayrağı, Atatürk'ün başkanlığını yaptığı 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresinde altı çizilen tam bağımsızlık ve milli egemenlik uğruna kuvay-ı milliye ruhuyla donanmış nice vatan evlatlarını toprağın kara bağrına gömdüğünü söyledi. Bugün de yeni bir kuvay-ı milliye ruhuna, yeni bir milli mücadeleye ihtiyaç olduğuna işaret eden Değirmenci "İşte Bağımsız Türkiye Partisi, bu yıkılışa, çöküşe ve yok oluşa dur demek için vardır" dedi.
5 MİLYAR İNSAN İÇİN UMUT
BTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan ise, BTP'nin, Atatürk'ün Nutuk'ta, "Bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, yurdun dört bir yanı işgale uğramış" şeklinde tasvir ettiği 1919 fotoğrafının 2001'de de Türkiye'nin tüm ufuklarına dal budak salmışlığını ortadan kaldırmak için kurulduğunu söyledi. Türkiye'nin içte ve dışta tarihinin en krizli dönemini yaşadığını söyleyen Erimhan, Afganistan ve Irak örneğinde olduğu gibi Türkiye'nin birtakım tuzaklara çekildiğini belirterek şu uyarıda bulundu: "Türkiye gireceği adresi de yöntemi de bilir. Türkiye, başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olarak değil kendi senaryosunun baş aktörü olarak bunu gerçekleştirir."
Türkiye'nin IMF, AB ve Washington üçgeninde borç, faiz, yüksek vergi, enflasyon vs. içinde bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş biçimde ümidinin tükenmişliğine dikkat çeken Erimhan, söyledi: "Tam bu noktada BTP, kuvay-ı milliyenin büyük yürüyüşünü başlatan Prof. Dr. Haydar Baş beyin fikirlerini programlaştırarak Türkiye'nin çöküş döngüsüne dur demek için kollarını açtı. Prof. Dr. Baş'ın vaad değil her biri bir proje olan, süresi belli 24 saat olan, metodu belli çalışmak olan, adı belli milli olan bir ekonomiyi harekete geçireceğini ilan etti.İşte Türkiye bu sese kulak veriyor. Sıra, bu projenin, kuvay-ı milliyenin, Bağımsız Türkiye Partisinin iktidarında."
VATANIN İMDADINA YETİŞEN 'ŞEHİT TORUNU
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de yaptığı konuşmada, memleketimizin yıllardan beri kötü yönetildiğini, bunun sonucu olarak da siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel bir çöküş yaşadığını söyledi.Dr. Kepekçi, "24 saatte bu buhranı aşarız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş gibi şehit torunu mümtaz bir şahsiyete; asker-sivil yakınlaşması, devlet-millet kucaklaşması projelerine; Türkiye'yi AB'ye asla almayacakları uyarısına; Körfez savaşında olduğu gibi Afganistan olayında da tuzağın Türkiye'ye kurulduğu teşhisine; ülkemizde yaşananın talep değil maliyet enflasyonu hatta stagflasyon yaşandığı tespitine; dalgalı kurdan vazgeçilmezse millet ve devletimizin geleceğinin ipotek altına sokulacağı sözlerine; ise kulak tıkandığını belirtti. Ancak milletin uyandığını, vatanın imdadına bir şehit torununun yetiştiğini gördüğünü belirten Dr. Kepekçi, "Türkiye liderini bulmuştur. Onun görüş ve düşüncelerini iktidar edecek Bağımsız Türkiye Partisi'ne destek vermek için kararını vermiş, uygulayacağı zamanı beklemektedir" dedi.
Kuvay-ı Milliye ruhunun yeniden şahlanışı ile birlikte Türkiye'nin siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, askeri iç ve dış bütün meselelerini 24 saatte çözüme kavuşturmak üzere Türk siyasi hayatına giren Bağımsız Türkiye Partisi İstanbul İl Teşkilatı tarafından "Şehitleri Anma ve Katılım Töreni" programı düzenlendi. İstanbul Eresin Otelde düzenlenen ve izdiham derecesinde katılımla icra edilen program, üzerinde kara bulutlar dolaşmakta olan Türkiye'nin bayramının çok yakın olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
BA?IMSIZLIK VE ŞEHİTLİK İLİŞKİSİ
Şehitler için saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan, Meltem TV ekranlarından da canlı yayınlanan programın açış konuşmasını BTP İstanbul İl Başkanı Fikret İnan yaptı. "Kanları bu vatanın tapusu şehitlerin, gazilerin, şahit annelerinin, şehit babalarının duasını almayan kadrolar başarılı olamaz" inancından hareketle ilk kapalı salon toplantılarını şehit ve gazilerimize atfederek yaptıklarını söyleyen Fikret İnan, "Böyle bir tercihin sebebi, BTP'nin bu vatanın asıl sahiplerinin şehitlerimiz olduğuna yürekten inanmasıdır. Şehitlerimizle şereflenmek bizim için en büyük şereftir. Onların yakınları başımızın tacıdır. Bağımsızlık şehitlikle o kadar özdeşleşmiştir ki BTP bunun bilincindedir" dedi.
Bu milleti başarılı kılan iksirlerden birinin "Ölürsem şehit kalırsam gazi" anlayışı olduğuna dikkat çeken İnan, "Haçlı zihniyetinin en büyük korkusu işte bu inançtır. Onun içindir ki Anadolumuzda, güzel insanlarımızda gözü olanların en büyük korkusu şehitlerimizi, şehit annelerini-babalarını-evlatlarını, kardeşlerini yanına alan BTP'dir" şeklinde konuştu. İnan, "Bağımsızlık benim karakterimdir" diyen ve milletimizin bağımsızlığı için binlerce arkadaşını feda eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ölümünün 63. yıldönümünde yad ederek sözlerini bitirdi.
BTP AZİZ ŞEHİTLERİMİZİN RUHUNU DA ŞÂD EDECEK
Kuvay-ı Milliye kadrosundan araştırmacı yazar Ali Değirmenci yaptığı konuşmada "İnsanlığın en âli mertebesi peygamberliktir. Peygamberlerin seyyidi Hz. Muhammed (sav) ise şehitler hakkında şöyle buyurmaktadır: 'İman şerefi ile göçüp (cennete) ebedi saadete kavuşan hiç bir kimse tekrar dünyaya dönmek istemez. Şehitler müstesnadır. Onlar tekrar tekrar dirilip öldürülmek isterler " dedi. Şehitliğin vatan sevgisini imandan bilenlerin vatan için canını feda makamı olduğunu belirten Değirmenci, bu milletin şehitlerini boşuna vermediğini, mukaddesatı, vatanı, milleti, bayrağı, Atatürk'ün başkanlığını yaptığı 4-11 Eylül 1919 Sivas Kongresinde altı çizilen tam bağımsızlık ve milli egemenlik uğruna kuvay-ı milliye ruhuyla donanmış nice vatan evlatlarını toprağın kara bağrına gömdüğünü söyledi. Bugün de yeni bir kuvay-ı milliye ruhuna, yeni bir milli mücadeleye ihtiyaç olduğuna işaret eden Değirmenci "İşte Bağımsız Türkiye Partisi, bu yıkılışa, çöküşe ve yok oluşa dur demek için vardır" dedi.
5 MİLYAR İNSAN İÇİN UMUT
BTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erimhan ise, BTP'nin, Atatürk'ün Nutuk'ta, "Bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, yurdun dört bir yanı işgale uğramış" şeklinde tasvir ettiği 1919 fotoğrafının 2001'de de Türkiye'nin tüm ufuklarına dal budak salmışlığını ortadan kaldırmak için kurulduğunu söyledi. Türkiye'nin içte ve dışta tarihinin en krizli dönemini yaşadığını söyleyen Erimhan, Afganistan ve Irak örneğinde olduğu gibi Türkiye'nin birtakım tuzaklara çekildiğini belirterek şu uyarıda bulundu: "Türkiye gireceği adresi de yöntemi de bilir. Türkiye, başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olarak değil kendi senaryosunun baş aktörü olarak bunu gerçekleştirir."
Türkiye'nin IMF, AB ve Washington üçgeninde borç, faiz, yüksek vergi, enflasyon vs. içinde bir milli güvenlik sorunu haline gelmiş biçimde ümidinin tükenmişliğine dikkat çeken Erimhan, söyledi: "Tam bu noktada BTP, kuvay-ı milliyenin büyük yürüyüşünü başlatan Prof. Dr. Haydar Baş beyin fikirlerini programlaştırarak Türkiye'nin çöküş döngüsüne dur demek için kollarını açtı. Prof. Dr. Baş'ın vaad değil her biri bir proje olan, süresi belli 24 saat olan, metodu belli çalışmak olan, adı belli milli olan bir ekonomiyi harekete geçireceğini ilan etti.İşte Türkiye bu sese kulak veriyor. Sıra, bu projenin, kuvay-ı milliyenin, Bağımsız Türkiye Partisinin iktidarında."
VATANIN İMDADINA YETİŞEN 'ŞEHİT TORUNU
BTP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ahmet Hamdi Kepekçi de yaptığı konuşmada, memleketimizin yıllardan beri kötü yönetildiğini, bunun sonucu olarak da siyasal, sosyal, ekonomik, kültürel bir çöküş yaşadığını söyledi.Dr. Kepekçi, "24 saatte bu buhranı aşarız" diyen Prof. Dr. Haydar Baş gibi şehit torunu mümtaz bir şahsiyete; asker-sivil yakınlaşması, devlet-millet kucaklaşması projelerine; Türkiye'yi AB'ye asla almayacakları uyarısına; Körfez savaşında olduğu gibi Afganistan olayında da tuzağın Türkiye'ye kurulduğu teşhisine; ülkemizde yaşananın talep değil maliyet enflasyonu hatta stagflasyon yaşandığı tespitine; dalgalı kurdan vazgeçilmezse millet ve devletimizin geleceğinin ipotek altına sokulacağı sözlerine; ise kulak tıkandığını belirtti. Ancak milletin uyandığını, vatanın imdadına bir şehit torununun yetiştiğini gördüğünü belirten Dr. Kepekçi, "Türkiye liderini bulmuştur. Onun görüş ve düşüncelerini iktidar edecek Bağımsız Türkiye Partisi'ne destek vermek için kararını vermiş, uygulayacağı zamanı beklemektedir" dedi.