TBMM Şemdinli Araştırma Komisyonu dört aylık bir çalışma dönemi sonunda taslak raporunu tamamladı. Raporda çarpıcı sonuçlara ulaşılmış. Taslak raporda yer alan önemli saptamalardan ilki, ne jandarma ne de devletin diğer güvenlik birimleri içinde, merkezi bir yapı kurgusu içinde hukuk dışılığa izin verecek illegal bir varlığa erişilemediğinin kaydedilmesi oldu. Söz konusu raporda ifade edilen ikinci önemli saptama ise, Kasım 2005'te Şemdinli'de meydana gelen olayın şüphelisi olan ve halen tutuklu bulunan bazı askeri personelin görevlendirilmelerinden yola çıkılarak, bölgedeki kimi kuşkulu bombalama olaylarını da askeri mercilerle ilişkilendirmek suretiyle açıklamaya kalkışmanın "hukuki fantezi" olacağının vurgulanması oldu. Açıkça söylemek gerekirse, günlerdir herkesi meşgul eden ve çözülmesi için komisyonlar oluşturulan iddialar, bir işgüzarın hukuki fantezilerinden başka bir şey değilmiş. Zaten Türk silahlı kuvvetlerinin terörle mücadele ederken böyle gizli kapaklı işlere gerek duymayacağını bildiğimizden, taslak raporda ifade edilen şeyler beni şaşırtmadı. Bence taslak raporun en çarpıcı saptaması, Barzani'nin Güneydoğu'da etkinliğinin artmakta olduğunun tespit edilmesi oldu. Raporda Hakkâri bölgesinde yapılan bazı düğünlerde Barzani adına takılar takıldığı tespit edilmiş. Ayrıca, Barzani oluşumu ile Hakkâri bölgesinde bazı aşiretler arasında akrabalık bağları ile kimi yöre insanına sağladığı olanaklar nedeniyle gittikçe artan yoğunlukta sosyal ve politik ilişkilerin geliştiği vurgulandı. Kuzey Irak bölgesinin bir cazibe merkezi haline gelmekte olduğu ve bu durumun önüne geçilmemesi halinde önümüzdeki süreçte çok daha olumsuz tablo ile karşılaşılabileceği de raporda vurgulanan şeyler arasında. Rapordan da anlaşılacağı gibi Barzani, düğünlerde kendi adına takı taktırarak Güneydoğu insanımızın gönlünü kazanmaya ve taraftar toplamaya çalışıyor. Kendi bölgesini bir cazibe merkezi haline getirmeye çalışması da Güneydoğu halkına bir mesaj niteliğinde. Ama Barzani bununla da yetinmiyor ve düğünlerde takı takmaya kadar işi azıtıyor.Barzani'nin bu çabası aslında Güneydoğu'daki vatandaşlarımızın gönlünün devletinden milletinden yana olduğunu göstermektedir. Barzani ve onun ardındaki destekçileri tarafından ortaya konulan senaryolarla bir taraftan Güneydoğu bölgemizde yaşayan halkımızla devletin arası açılırken, diğer taraftan devletin boşluğu Barzani tarafından doldurulmaya çalışılıyor.Bunun önlenmesi gerekmektedir. Siyasilerin yapması gereken, güneydoğu'da kargaşa çıkarmaya çalışan güçler ve onların maşası Barzani'yi bertaraf etmektir. Bunun tek bir yolu vardır, Barzani'nin can damarı mesabesinde olan Habur sınır kapısının kapatılması. Bu yapıldığı taktirde Barzani dize gelecektir, PKK da desteğini kaybedecektir.Ama bunu yapmak, büyük cesaret gerektirir. Siyasilerde bu cesaret var mı? Bence yok! Sizce?
Orhan Dede / diğer yazıları
- Oyları hunharca bölün… / 23.03.2024
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023
- Siyasette devrimi millet yapmalı / 22.03.2024
- İslam ülkeleri Endülüs’ün hâline düştü / 19.03.2024
- İktidardakiler sazan avına mı çıktı? / 14.03.2024
- Değişim istiyorsan önce sen değişmelisin! / 11.03.2024
- Hiçbir şey yapamıyorsanız ABD’nin istemediğini yapın / 20.09.2023
- Türkiye’ye göç etmek çok kolay! / 29.08.2023
- AKP beceremedi diye nas yok olmaz! / 26.08.2023
- Gerçek itibar ormanı yanmaktan korumaktır / 24.08.2023
- Aynı insanlarla değişim olmaz / 22.08.2023