Denktaş, Türkiye'nin limanlar konusunda yaptığı teklifin büyük bir diplomatik hata olduğunu söyledi, bu hatanın Kıbrıs Türklerine çok pahalıya mal olacağını savundu.
Türkiye'nin önerisinin, sanılanın aksine, koşulsuz olduğu görüşünü öne süren Serdar Denktaş, "Türkiye'nin, daha önce ortaya koyduğu kırmızı çizgisinden geri adım atmasının, AB'ye, 'baskılar karşısında geri çekilmeye hazır olduğu' mesajını verdiğini ve bundan sonra baskıların artarak devam edeceğini" belirtti.Serdar Denktaş, DP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, "Kıbrıs sorununda Kıbrıslı Türkler, bugüne kadar hep sorunun taraflarından biri olarak algılanırken, bugün gelinen aşamada artık muhatap kabul edilmemekte ve neredeyse (Rum yönetimi lideri Tasos) Papadopulos'un Kuzey'deki destekçileri olarak algılanmaktadır" dedi.Denktaş, "her zaman Kıbrıs sorununda taraf olarak kabul edilen Kıbrıslı Türklerin, referandumdan sonra ne AB ne de BM tarafından Kıbrıs sorununun tarafı olarak görülmediğini" söyledi."Türkiye ile KKTC arasındaki istişare boşluğunun Kıbrıs Türkünü bu noktaya taşıyan en önemli unsur olduğu" görüşünü belirten Denktaş, şöyle dedi:"Bizi ilgilendiren hiçbir konuda bizlerle istişare yapılmamaktadır.Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz kaale alınmamaktadır. Bizim adımıza bizimle ilgili konularda kararlar üretilmekte, ancak neyin olup bittiğini gazetelerden öğrenebilmekteyiz." "Son olayların, Türkiye hükümetinin de artık Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs sorununun taraflarından biri olarak görmediğini ortaya koyduğu" görüşünü savunan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, "Oysa bu topraklar üzerinde yaşayacak olan bizleriz ve geleceğimiz hakkında söz sahibi olması gerekenler de bizleriz. Ancak bahsettiğim, Anavatan Türkiye ile ilişkileri koparmak olarak algılanmamalı" dedi.AB'nin dün aldığı kararla Türkiye hükümetine seçimler konusunda zaman kazandırdığı yorumunda da bulunan Serdar Denktaş, seçimlerden sonra limanlar konusunun sert bir şekilde Türkiye ve KKTC'nin önünde olacağını, bu zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. 'DİPLOMATİK HATA YAPILDI'Kırmızı çizgiden geri adım atıldığını ve bunu "taviz" olarak nitelediğini kaydeden Serdar Denktaş, "Türkiye önümüzdeki süreçte de baskılara davetiye çıkardığını" ileri sürdü.DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, şöyle devam etti:"Türkiye tarafından karşılıklı bir talep sunulmuş gibi bir izlenim var kamuoyunda. Halbuki söylenen şudur; 'Ben, koşulsuz olarak bir hava bir de gemi limanımı açacağım. Beklentim; Kıbrıs'ta Ercan'ın ve Mağusa Limanının Kıbrıs Türklerinin yönetiminde kullanıma açılması ve 2007 sonuna kadar da BM zemininde bir çözüm bulunmasıdır.' Bunu da beklenti olarak ortaya koydu.AB, dün gün boyu bunun altını deşti. Tepki nedeniyle 'Tamam ben koşulsuz açıyorum' sözü verilmedi, ama beklenti oydu. Koşulsuz olarak Türkiye'nin açması.Sözlü teklifte bulunmak, niyet belirtmektir. 'Benim niyetim var, açacağım bu limanları' sözünü verdi Türkiye. Yazılı olarak verseydi zamanlama olarak da belirtmesi lazımdı ve bundan kaçışı yoktu. Sözlü olarak belirtilen bu niyet için şimdi AB sürekli talepte bulunacaktır. Neticede Türkiye bu limanları açmak zorunda kalacak. Bir limanla bütün limanlar arasında hiçbir fark yoktur. Büyük bir diplomatik hata yapıldı. Bu büyük hata bize çok pahalıya mal olacak."
Türkiye'nin önerisinin, sanılanın aksine, koşulsuz olduğu görüşünü öne süren Serdar Denktaş, "Türkiye'nin, daha önce ortaya koyduğu kırmızı çizgisinden geri adım atmasının, AB'ye, 'baskılar karşısında geri çekilmeye hazır olduğu' mesajını verdiğini ve bundan sonra baskıların artarak devam edeceğini" belirtti.Serdar Denktaş, DP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, "Kıbrıs sorununda Kıbrıslı Türkler, bugüne kadar hep sorunun taraflarından biri olarak algılanırken, bugün gelinen aşamada artık muhatap kabul edilmemekte ve neredeyse (Rum yönetimi lideri Tasos) Papadopulos'un Kuzey'deki destekçileri olarak algılanmaktadır" dedi.Denktaş, "her zaman Kıbrıs sorununda taraf olarak kabul edilen Kıbrıslı Türklerin, referandumdan sonra ne AB ne de BM tarafından Kıbrıs sorununun tarafı olarak görülmediğini" söyledi."Türkiye ile KKTC arasındaki istişare boşluğunun Kıbrıs Türkünü bu noktaya taşıyan en önemli unsur olduğu" görüşünü belirten Denktaş, şöyle dedi:"Bizi ilgilendiren hiçbir konuda bizlerle istişare yapılmamaktadır.Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz kaale alınmamaktadır. Bizim adımıza bizimle ilgili konularda kararlar üretilmekte, ancak neyin olup bittiğini gazetelerden öğrenebilmekteyiz." "Son olayların, Türkiye hükümetinin de artık Kıbrıslı Türkleri Kıbrıs sorununun taraflarından biri olarak görmediğini ortaya koyduğu" görüşünü savunan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, "Oysa bu topraklar üzerinde yaşayacak olan bizleriz ve geleceğimiz hakkında söz sahibi olması gerekenler de bizleriz. Ancak bahsettiğim, Anavatan Türkiye ile ilişkileri koparmak olarak algılanmamalı" dedi.AB'nin dün aldığı kararla Türkiye hükümetine seçimler konusunda zaman kazandırdığı yorumunda da bulunan Serdar Denktaş, seçimlerden sonra limanlar konusunun sert bir şekilde Türkiye ve KKTC'nin önünde olacağını, bu zamanın iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. 'DİPLOMATİK HATA YAPILDI'Kırmızı çizgiden geri adım atıldığını ve bunu "taviz" olarak nitelediğini kaydeden Serdar Denktaş, "Türkiye önümüzdeki süreçte de baskılara davetiye çıkardığını" ileri sürdü.DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, şöyle devam etti:"Türkiye tarafından karşılıklı bir talep sunulmuş gibi bir izlenim var kamuoyunda. Halbuki söylenen şudur; 'Ben, koşulsuz olarak bir hava bir de gemi limanımı açacağım. Beklentim; Kıbrıs'ta Ercan'ın ve Mağusa Limanının Kıbrıs Türklerinin yönetiminde kullanıma açılması ve 2007 sonuna kadar da BM zemininde bir çözüm bulunmasıdır.' Bunu da beklenti olarak ortaya koydu.AB, dün gün boyu bunun altını deşti. Tepki nedeniyle 'Tamam ben koşulsuz açıyorum' sözü verilmedi, ama beklenti oydu. Koşulsuz olarak Türkiye'nin açması.Sözlü teklifte bulunmak, niyet belirtmektir. 'Benim niyetim var, açacağım bu limanları' sözünü verdi Türkiye. Yazılı olarak verseydi zamanlama olarak da belirtmesi lazımdı ve bundan kaçışı yoktu. Sözlü olarak belirtilen bu niyet için şimdi AB sürekli talepte bulunacaktır. Neticede Türkiye bu limanları açmak zorunda kalacak. Bir limanla bütün limanlar arasında hiçbir fark yoktur. Büyük bir diplomatik hata yapıldı. Bu büyük hata bize çok pahalıya mal olacak."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.