Okullar açıldı. Eğitim ve öğretim bir millet için geçmişten geleceğe mirasın taşınmasında çok kıymetlidir.
Eğitim ihtiyacı beşikten mezara kadar sürer. Eğitim varsa hayat vardır eğitim yoksa hayat da yoktur. Bu kadar önemli olan bu sürecin başarısı çok sayıda konu ile ilintilidir.
Eğitimin iki ana muhatabı öğretmen ve öğrencidir. O halde her iki tarafın da eğitim ve öğretim için uygun imkanlara sahip olması gerekmektedir.
Öğretmen kendini mesleğine verebilmeli, öğrenci ise öğrenmeye kilitlenmelidir. Günümüz koşullarında hiç de böyle olmuyor.
Öğretmenlerimiz ciddi mali sıkıntı içerisinde bulunuyor. Ev kirasını mı düşünecek, çoluk çocuğunun nafakasını mı yoksa öğretmenliğini mi?
Öğrenciye gelince, ailesi onun masraflarını ne kadar karşılayabiliyor, yaşına uygun bir yaşamı var mı, hayalleri var mı?
Öğrenci eğitimde fırsat eşitliğine ne kadar sahip? Hep bunlar tartışılması gereken konulardır.
Eğitim ve öğretim tam bir keşmekeşin içindedir. Bir örnek verelim.
Orta öğretimden sonra üniversite tahsili için yurt çapında ortak bir üniversite sınavı yapılıyor. Alınan puana göre fakülte ve meslek seçimi yapılıyor.
Kritik soru şudur, aynı koşullarda sınava tabi tutulan gencimiz aynı koşullarda mı yetiştiriliyor? Aynı fırsatlara mı sahip? Maalesef hayır. O halde bu çocuklarımız nasıl aynı imtihan ile değerlendirilebilir? Burada kaybeden gencin kendisi değildir, aynı zamanda bu gencin kaybından dolayı memlekettir.
Hakkaniyet kaybı yalnız bununla sınırlı değildir. Çocukluk yaşından itibaren öğrencilerimiz yarış atı gibi hazırlanıyorlar. Sosyal yaşamdan, kültürel hayattan, sportif faaliyetlerden uzak büyüyorlar. Ne için? Sınavlarda arkadaşından daha iyi puan alabilmek için.
Peki, netice ne oluyor? Okulunu bitiren gencin girdiği sınav sonucu ne kadar adil?
Daha geçtiğimiz aylarda yapılan KPSS sınavını hepimiz biliyoruz. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi, 31 Temmuz 2022 tarihinde yapılan KPSS oturumları iptal etti. Aynı zamanda 6-7 Ağustos 2022 ve 14 Ağustos 2022 tarihlerinde yapılacak oturumları da erteledi. Neden? Çünkü sınava hile karıştırıldı da ondan.
Bundan 20 yıl önce göreve geldiğinde ülkemizin üzerinde yükseltilecek ilk sütunun eğitim olduğunu söyleyen Sayın Erdoğan'a sormak gerek. Bu kadar önem verilen eğitimde gelinen nokta bu ise varın diğerlerini siz hesaplayın. Üstelik genç sesini duyuramıyor. KPSS mağduru öğretmenler, twitter üzerinden haklarını aramaya kalkınca sayın bakan mühendisler de atanamıyor ama böyle ağlamıyor" diyebiliyor.
Peki, sonuç olarak ne oluyor? Acı ama gerçek beyin göçü gerçekleşiyor. Türkiye'den beyinlerimiz batılı devletlere gidiyorlar. O devletler adına çalışma yapıyorlar. Buluşları ile o devletleri büyütüyorlar.
Sözün özü geleceğe güvenle yelken açabilmek için önce insan, önce eğitim ve eğitimde fırsat eşitliği parolasıyla hareket edilmelidir. İşte o zaman "sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz" diyebiliriz.
- Abraham Antlaşmaları'na direnenler tasfiye mi ediliyor? / 27.05.2025
- Arz-ı Mev’ud’un yeni cephesi / 26.05.2025
- Trump’ın Orta Doğu çıkarması: Haraç, tasfiye ve dizayn / 21.05.2025
- Hukuk devleti ilkesine zarar bumerang etkisi yapar / 20.05.2025
- Lozan’la sorunu olanın Türkiye’yle derdi vardır / 19.05.2025
- PKK ve yeni süreçte jeopolitik dengeler: Sevr mi Lozan mı? / 14.05.2025
- Türkiye için vakit kaybetmeden Afet Yönetimi Bakanlığı kurulmalı / 06.05.2025
- 40 milyar dolarla ne yapabilirdik? / 05.05.2025
- 1 Mayıs'ın ardındaki gerçek soru: Hangi sistem emekçiye umut olabilir? / 04.05.2025