Başlık yaptığımız bu cümle, Anadolu irfanının, özellikle mevcut hükümetin dış politikasına koyduğu itirazını ifade ediyor.Müslüman Türk köylüsü gayet mütevekkil, vefakar, cefakar, eli nasırlı ama onurlu, şahsiyetli, başı dik. Aç olabiliriz, yirmi dört saat çalıştığımız halde emeğimizin karşılığını alamayabiliriz ama onurumuzdan, şerefimizden, şahsiyetimizden, dik duruşumuzdan asla taviz veremeyiz diyor. Bütün bu cümleleri sıralarken, hükümetin Avrupa, ABD karşısında tavizkar tutumunu, teslimiyetçi icraatlarını bir cümle ile özetliyor gün görmüş, yaşı doksana dayanmış tecrübeli insanlar:"Şeytandan şefaat olmaz."Dünya tarihi, insanlk tarihi böyle diyor, tecrübeler bunu doğruluyor, din böyle diyor, kitap sünnet böyle diyor, fakat AKP iktidarı bütün bu tarihi ve dini gerçekleri görmezlikten, duymazlıktan gelerek kelimenin tam anlamıyla şeytandan şefaat bekliyor.Gün görmüş, doksanına merdiven dayamış olan Aşkaleli İsmail dede, bıktık, usandık diyor Avrupa Avrupa... Tayyip Bey, başbakan oldu, düştü Avrupa yollarına, üç yılını doldurmak üzere hala Avrupa yollarında. Geriye dönüp bir bakalım ki ne kazandık?Dış dünyada itibarımız mı arttı? Eski düşmanlar dost mu oldu? İçerde huzurumuz mu arttı? Refah seviyemiz mi arttı? Fakirlerimiz mi yoksa işsizlerimiz, aşsızlarımız mı azaldı? Bir kara sevda ile üç yıldır Avrupa yollarını arşınlayan hükümet sadece, işsizlerin, aşsızların sayısını arttırmış, köylüyü çifçiyi üretimden mahrum bırakacak düzenlemeler yapmış, bir de Anadolu'daki kilise sayısını, dağıtılan İncil sayısını arttırmış ve bin yıldır Tevhid inancının Anadolu'da bayraktarlığını yapmış olan bu milletin çocuklarının teslise, şirke düşmeleri için uygun bir ortam hazırlamıştır.İsmail dede, tane tane kelimelerin altını çize çize konuşuyor:Zannetmeyin ki biz köyde yaşıyoruz da hiç bir şeyden haberimiz yok. Her şeyden haberimiz var. Kimin ne dediğini, ne yaptığını iyi biliyoruz. Evladım, Haydar Hoca'dan başka elimizde kimsemiz kalmadı. O zat, AB'ye, ABD'ye, IMF'ye hayır dediği için önünde dümdüz, uçsuz bucaksız bir asfalt açık vaziyette kendi insanımıza, kendi kaynaklarımıza dönelim diyor ve binlerce yıllık tecrübemizin sonucunu şöyle ifade ediyor: Şeytandan şefaat olmaz.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Tüketilen sadece kaynaklar mı? / 25.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024
- Önünde ardında ve kolunda servet… / 24.04.2024
- Hangisine daha çok üzüldünüz? / 23.04.2024
- Halleri var bizimkine benzemez / 22.04.2024
- ‘Hazır ol cenge eğer ister isen sulh-u salah’ / 20.04.2024
- Doymayan gözden ve ürpermeyen kalpten… / 19.04.2024
- Dilde adalet / 18.04.2024
- İlk çeyrek heba oldu gitti / 16.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 14.04.2024
- Dosdoğru dostluklara yelken açmak… / 10.04.2024