Katıldığı bir toplantıda Sosyal Güvenlik Reformu’nu sunumla anlatan SGK Başkanı Fatih Acar, “10 milyondan fazla emeklimiz var. Bu, olmaması gereken bir şey. Esasında sıhhatli bir şekilde 4 etkenin 1 edilgene bakması gerekiyor. Türkiye’de bu oran 1,85” ifadelerini kullandı.
Ne demek etken ve edilgen?
Kısaca etken çalışan durumda olan kişileri ifade ederken edilgen ise çalışamaz durumdaki kişileri, özellikle de emeklileri ifade ediyor.
Kapitalist anlayış 40 yılını çalışarak geçirmiş insanlara dahi emekli olduklarında edilgen gözüyle bakar.
Bu kesim onlara göre ekonomi için yüktür.
SGK Başkanı da ifadelerinde bu gerçeği dışa vuruyor. Başkan Acar’ın ifadeleri de gösteriyor ki Türkiye’nin emekli nüfusu gelecek yıllarda azalacak. Yani emeklilik yaşı artacak ve insanlar mezarda emekliliğe doğru yaklaştıkça da edilgen nüfus, yani emekli sayısı azaltılmış olacak.
SGK Başkanı Acar’ın bu açıklamaları 2007 yılında Almanya’nın Heidelberg kentinde katıldığım bir kongreyi bana anımsattı.
Bu kongre Milli Ekonomi Modeli’nin üçüncü kongresiydi. Kongreye İtalya Parma Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Francesco Daveri çok önemli bir tebliğ sunmuştu. Prof. Daveri, bugün Türkiye’de milyonlarca emekliyi yük gören, edilgen diyerek aşağılayan zihniyete de ışık tutacak sunumunda özetle şunları söylemişti:
“Çoğu zaman yaşlı çalışanların ve yaşlı insanların çok zor şartlara düştüğünü ve liberal pazar şartlarında ayakta kalamadığı görüyoruz.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ndeki sosyal devlet ve sosyal güvenlik projeleri bize ışık tutuyor. Bu konulara özellikle ekonominin çok hassas olduğu ileri yaşlardaki ekonomik performanslar için hayati veriler ve çözümler sunuyor.
Yaşlı insanlar çok daha uzun süreli işsiz kalıyor. Bu birçok ülkede aynı. Yaşlı insanlar, mevcut şartlarda mevcut ekonominin getirdiği iş gücü olarak çok daha zor şartlarla karşı karşıya kalıyor ve çoğu şirketler, bu insanları bir yük olarak görüyor. Niçin yaşlanan insanlar bir yük haline gelsin? Niçin ekonomide bir yer alamasın? Gittikçe daha kârlılıkları, daha fazla tecrübeleri nedeniyle imkânları artması gerekir iken, niçin bir yük olarak görünsünler?
Bu insanlar, daha az öğrenme kabiliyetine, daha sorunlu duyu organlarına sahip olmalarına rağmen genç çalışanlardan daha pahalılar.
İşte burada biz, devletin tam olarak devreye girmesi gerektiğini düşünüyoruz ki, Milli Ekonomi Modeli de son derece takdire sayen bir biçimde aynen bunu söylüyor, bu düğümü çözüyor.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli, insana tüketici olarak değer verdiği için, yaşlansa da, bu model açısından insanların değeri azalmıyor. İnsanlar, belli bir yaşa vardığında artık sizin bu sistemde yeriniz yok, çıkın gidin, diye kimseye yol gösterilmiyor.”
İşte İtalya’dan bir akademisyenin 5 yıl önce Milli Ekonomi Modeli’nden hareketle ortaya koyduğu tespit böyle.
Bugün SGK Başkanı Acar’ın ifade ettiği edilgenlik kapitalizme göredir. Oysa Prof. Dr. Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli’ne göre doğumlarından ölümlerine kadar ekonomide çok önemli bir gereklilik olan tüketim faaliyetini yerine getirdiklerinden insanlar, hiçbir zaman yük değildirler.
Dolayısıyla Prof. Dr. Haydar Baş’ın anlayışına göre edilgen insan yoktur.
Haddi zatında asıl edilgen olanlar, vatandaşları bu sıfat nitelendirenlerdir.
Bu noktada edilgenlikten kurtulmak için SGK Başkanı Acar’a Milli Ekonomi Modeli’ni okumayı hararetle tavsiye ederim.
Ne demek etken ve edilgen?
Kısaca etken çalışan durumda olan kişileri ifade ederken edilgen ise çalışamaz durumdaki kişileri, özellikle de emeklileri ifade ediyor.
Kapitalist anlayış 40 yılını çalışarak geçirmiş insanlara dahi emekli olduklarında edilgen gözüyle bakar.
Bu kesim onlara göre ekonomi için yüktür.
SGK Başkanı da ifadelerinde bu gerçeği dışa vuruyor. Başkan Acar’ın ifadeleri de gösteriyor ki Türkiye’nin emekli nüfusu gelecek yıllarda azalacak. Yani emeklilik yaşı artacak ve insanlar mezarda emekliliğe doğru yaklaştıkça da edilgen nüfus, yani emekli sayısı azaltılmış olacak.
SGK Başkanı Acar’ın bu açıklamaları 2007 yılında Almanya’nın Heidelberg kentinde katıldığım bir kongreyi bana anımsattı.
Bu kongre Milli Ekonomi Modeli’nin üçüncü kongresiydi. Kongreye İtalya Parma Üniversitesi’nden katılan Prof. Dr. Francesco Daveri çok önemli bir tebliğ sunmuştu. Prof. Daveri, bugün Türkiye’de milyonlarca emekliyi yük gören, edilgen diyerek aşağılayan zihniyete de ışık tutacak sunumunda özetle şunları söylemişti:
“Çoğu zaman yaşlı çalışanların ve yaşlı insanların çok zor şartlara düştüğünü ve liberal pazar şartlarında ayakta kalamadığı görüyoruz.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli’ndeki sosyal devlet ve sosyal güvenlik projeleri bize ışık tutuyor. Bu konulara özellikle ekonominin çok hassas olduğu ileri yaşlardaki ekonomik performanslar için hayati veriler ve çözümler sunuyor.
Yaşlı insanlar çok daha uzun süreli işsiz kalıyor. Bu birçok ülkede aynı. Yaşlı insanlar, mevcut şartlarda mevcut ekonominin getirdiği iş gücü olarak çok daha zor şartlarla karşı karşıya kalıyor ve çoğu şirketler, bu insanları bir yük olarak görüyor. Niçin yaşlanan insanlar bir yük haline gelsin? Niçin ekonomide bir yer alamasın? Gittikçe daha kârlılıkları, daha fazla tecrübeleri nedeniyle imkânları artması gerekir iken, niçin bir yük olarak görünsünler?
Bu insanlar, daha az öğrenme kabiliyetine, daha sorunlu duyu organlarına sahip olmalarına rağmen genç çalışanlardan daha pahalılar.
İşte burada biz, devletin tam olarak devreye girmesi gerektiğini düşünüyoruz ki, Milli Ekonomi Modeli de son derece takdire sayen bir biçimde aynen bunu söylüyor, bu düğümü çözüyor.
Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli, insana tüketici olarak değer verdiği için, yaşlansa da, bu model açısından insanların değeri azalmıyor. İnsanlar, belli bir yaşa vardığında artık sizin bu sistemde yeriniz yok, çıkın gidin, diye kimseye yol gösterilmiyor.”
İşte İtalya’dan bir akademisyenin 5 yıl önce Milli Ekonomi Modeli’nden hareketle ortaya koyduğu tespit böyle.
Bugün SGK Başkanı Acar’ın ifade ettiği edilgenlik kapitalizme göredir. Oysa Prof. Dr. Baş’ın ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli’ne göre doğumlarından ölümlerine kadar ekonomide çok önemli bir gereklilik olan tüketim faaliyetini yerine getirdiklerinden insanlar, hiçbir zaman yük değildirler.
Dolayısıyla Prof. Dr. Haydar Baş’ın anlayışına göre edilgen insan yoktur.
Haddi zatında asıl edilgen olanlar, vatandaşları bu sıfat nitelendirenlerdir.
Bu noktada edilgenlikten kurtulmak için SGK Başkanı Acar’a Milli Ekonomi Modeli’ni okumayı hararetle tavsiye ederim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024