logo
19 MART 2024

Sistem çökünce...

21.10.2004 00:00:00
Aklınız başka mahalleye gitti, bir anda.

Öyle ya, sistem denince biz başka şeyler anlamaya programlanmışız.

Benin anlatacağım sistem o değil.

Bilgisayar sistemi, bu benimki.

Sıradasınız, uzun müddet.

Gişedeki memur posta treni gibi.

Zaten posta memuru.

Kuyrukta bulunan bir vatandaşı sıradışı bırakması ortalama yedi ile on dakika sürüyor.

Hantal bürokrasinin hantal bir memur maketi.

Tek tek eleyip gişenin camdan mamul arz-ı hal deliğine varmama bir kelle mesafesi kalmıştı ki, el becerisine inat gür bir ses duyulur: Tahsilat için bekleyenler beklemesin; sistem bozuldu.

Hayda Atilla Bayda.

Olur mu bu bu ayda?

Oldu bile.

Sessiz bir feryat ve isyan hali.

Gırtlağın sekizinci böğümünden çıktığı için herkes kendi duyar kendi isyanını.

Solo program sisin anlayacağınız.

Koro olması için elli sene lazım.

Şu millet kaç on yıldır çekiyor şu sistemden.

Sistem aşağı, sistem yukarı.

Ne haber ulan karı?

Ne kadardır acep kari?

Eskiden gişede yarı resmi kıyafetiyle bir memur otururdu.

Kostümü, Topkapı Collecion sponsorluğunda temin edilmiş, gömlek-kravat, pantolon-ceket, tam bir felaket manzara ve tanzara birinci derece afet, 657 mahkumu, portodan 25 yıl yemiş, hayat standardı sabah 8:30, akşam 17:30 arasına sıkıştırılmış, mesai aralarında, spor toto, altlı ganyan- üçlü bahis, bulmaca ve bilmece (bayanlar için el emeği göz nuru örgü ve dantel, itina ile, özenle, titizlikle -hepsi aynı kapıya çıkar- siparişleri alınır) mesai sonrası arda kal zamanı mahallede Kılcık Ali'nin kıraathanesinde değerlendiren bir akış jeneriği idi memur.

Sonra teknoloji ilerledi, o memur gitti bilgisayar geldi.

İnsanı peşine takan,

Bazen iç bazen dış yakan,

Bazen akrep gibi sokup, bazen tokat çakan teknoloji.

Memur, az biraz performans düşüklüğü gösterince vatandaşın cümleleri cebinde; utanmıyor musun? Devlet sana oturasın diye mi para veriyor? Vergilerimiz size maaş olarak geliyor. Ohh ne ala biz devlete vergi verelim, siz de alın yiyin, amma iş yapmayın...

Peki şimdi ne oldu?

30 dakika bekliyorsunuz, önünüzdeki kelleler, ufukta kaybolan martılar gibi bir bir tarihe karışıp, gözden kaybolup, tam sıra size geliyor ve; sistem çöküyor.

Memura söyleyeceği o seçkin cümleleri, gişe önüne gelene kadar ezberleyen vatandaş, teknoloji karşısında sus-pus ve tısss.

Hadi erkeksen bağır bilgisayara.

Haram olsun aldığın maaş de.

Yada harcadığın elektrik yüzüne gözüne dursun de.

Bir de bakıyorsun hard diskten bir okkalı cevap geldi: hadi lan düdük! Ne yapacağımı sana mı soracaktım?

CD Room (okunuşu CD Rum, ama şu bildiğimiz Rumlarla bir ilgisi yok) sözü alır:

Bana mı sordun sıraya girerken,

Niye kalkıp gelmedin erken,

Ne zaman gelecek şu sıra derken

Aldın mı p...zı sen onu söyle.

*

Eskiden koşardım insan peşine.

Satın alırlardı üçüne beşine.

Şimdi kompütürün döşüne leşine

Verdin mi pa...zı sen onu söyle.

Evet sevgili Şam tatlısı ille de Şam'da yenir diye tutturan yurttaşlarım, sistem çöktü, siz sağolun.

Alman Prof. Naumark'ın itirafları

"İstanbul Üniversitesi'nde öğretim üyesi Alman asıllı Prof. Naumark ile bir kısım talebesi Boğaziçi'nde geziye çıkarlar. Talebelerden biri prof. Naumark'a şu soruyu sorar:

- Avrupa bizi neden sevmez?

prof. Naumark şu cevabı verir:

- Çok samimi olarak itiraf edeyim ki, Avrupalı, Türkleri sevmez ve sevmesi de mümkün değildir. Asırlardır kilisenin Türk ve İslam düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir.

Sebeplerine gelince:

1. Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama faraza laik şöyle dursun, Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.

2. Sizler farkında değilsiniz ama, onlar şu gerçeğin farkındadırlar:

Tarihten Türk çıkarılırsa tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.

3. Avrupa'nın pazarı idiniz. Şimdi Avrupa'yı pazar yapmaya başladınız. (Nuamark bunu söylediği zaman öyleydik, şimdi değil. MK)

4. En az 400 yıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.

5. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise orta Avrupa ve Balkanları Haçlı ordusuna mezar ettiler.

6. Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hakimiyet sağladılar.

7. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydiler, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirirdi, Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da, İngiliz Dominyon Bakanlığı'nın adamlarıdır. Batı her yerde İslamiyet'i, sapık inançlara katalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi.

8. Kilise size kin kusmaktadır. Ve sebepleri yukarıdadır.

9. Ben Türkiye'ye geldiğimde 2 üniversiteniz vardı, şimdi 19 üniversite var. (O tarihte öyle idi şimdi ise çok daha fazla.)

10. Sizler, gerçek hüviyetinize döndüğünüz an Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır.

11. Yine sizler, Avrupa'nın tarihi düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız."

Emer Aksa'dan gelen bu e-maili daha önce birkaç kez yayınlamıştım.

Hükümetin AB uğruna memleketi kaderine terk ettikleri bir zamanda tekrar yayınlamak, tam da başlayacak(!) olan müzakere sürecine innnn şallla bir olumsuzluk yapmazzzz.

Hatıra, yükle katıra

Sultan İkinci Mahmud'un emriyle, 1821'de patrikhânenin orta kapısında asılan patrik Ghrighorius, Rus çarı Aleksandr Nikola'ya gönderdiği gizli mektubunda; ona İslâm'ın bayraktarlığını yapan Türk milleti'nin mânevî bağlarını kopararak, gücünü ortadan kaldırmak için yapılması gerekeni şöyle telkin ediyordu:

"Türkleri madden ezmek ve yıkmak mümkün değildir. Çünkü Türkler, müslüman oldukları için çok sabırlı ve mukâvemetlidirler; gâyet mağrûrdurlar ve izzet-i îmân sâhibidirler. Bu hasletleri dinlerine bağlılıklarından, kadere rızâ göstermelerinden, an'anelerinin kuvvetinden ve pâdişahlarına olan itâat duygularından ileri gelmektedir. Türkler zekîdirler ve kendilerini müspet yolda sevk ve idâre edecek reislere sâhip oldukları müddetçe de çalışkandırlar. Türkler'in evvelâ itâat duygusunu kırmak ve mânevî bağlarını parçalayıp, din sağlamlığını zayıflatmak lâzımdır. Bunun da en kısa yolu, onları millî geleneklerine ve mâneviyâtlarına uymayan hâricî fikir ve hareketlere alıştırmaktır.

Mâneviyâtları sarsıldığı gün, Türkler'in çok güçlü ve kalabalık kuvvetler karşısında kendilerini zafere götüren asıl kudretleri sarsılacak ve artık onları maddî vâsıtaların üstünlüğü ile de yıkabilmek mümkün olacaktır. Bu sebeple Osmanlı devleti'ni yıkmak için, harp meydanlarındaki zaferler tek başına kâfî değildir. Yapılacak olan; Türkler'e bir şey hissetirmeden, bünyelerindeki bu tahribâtı tamamlamaktır." (Rus sefîri İgnatiyef'in "Hâtırat"ından naklen.)

 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
Geçen hafta alan kaybetti
Bitcoin'de sert düşüş başladı
Davul çalan kendini başka ilçede buluyor
Bu mahallede yüz yıllardır davul çalınmıyor
Yüklü miktarda para ve külçe altınla yakalandı
FETÖ'den aranıyordu
İhracat azalıyor, ithalat katlanıyor
Sorun derinleşiyor, atölyeler kapanıyor
'Önce Atamızdan sonra Türk halkından özür dilesin'
Aytekin Şef'ten AKP'li başkana çağrı
Bir ayda 145 bin 480 emekli maaşı harcandı
Emekliye cefa, Saray'a sefa!
Rıza göstereceği tek 'darbeyi' açıkladı
'Ben o darbeye teslim olurum'
'Kazanamazsam geleceğimi düşünmem gerekir'
TİP'in Zan kararının perde arkası
MOSSAD Başkanı ve HAMAS lideri masada
Esir takası müzakereleri başladı
Filistinlilerin arazisine mahkeme el koydu
Gasp devam ediyor
Para sayılan ofisin sahibi avukatın ifadesi
'3 saat boyunca para getirdiler'
İsrail'den Refah'ta yeni katliam
En az 14 Filistinli öldürüldü
Rize'de il müdürünü görevden aldı
Erdoğan'dan yeni atamalar
Süleymaniye hatadan dönmeli
İstikrarı hakim kılmakta kararlıyız
8 yılda çıkan yerli sermaye 600 milyar dolar
Parası olan kaçırıyor, olmayan kaçıyor
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.