ABD'nin Irak'a yönelik saldırısı gözlerimizi açmazsa hiçbir şey açmaz.
Neden mi? Bu savaşın gösterdiği çıplak gerçek, ve bu savaşa giden cehennem taşlarını döşeyen ABD ve AB sadece Irak'a yönelik değil tüm Avrasya coğrafyasına, tüm Türk-İslam dünyasına sırtlan gibi çöreklenmek istiyor.
Arap Zirvesi, toplanamayan İslam Konferansı Örgütü'nün acziyeti bu savaşın önünde engel çıkarabilecek tek gücün Türkiye olduğunu bir kez daha gösterdi.
Onun için Irak'a yönelik sıcak savaştan çok Türkiye'ye yönelik soğuk savaşa karşı uyanış bu gibi felaketlerin önlenmesinde yegane çıkış yolu.
Bir yandan Irak'ı yağmalamak için sırtlanlar gibi saldıran İngiliz-ABD ikilisi, diğer yandan güdümüne aldığı medya ve siyasetçilerle Türkiye'yi içten kuşatarak elimizi kolumuzu bağlamıştır.
Irak'ı paylaşım konusunda anlaşamayan ABD ve ABD'nin son günlerde Türkiye'ye yönelik haksız, küstah tehditleri karşısında sus pus olan siyasetçiler ve diplomasimiz sırtlan sofrasındaki kırıntıların peşine düşmüş vaziyette.
ABD ve AB saldırısını onurlu, omurgalı, kararlı bir biçimde savuşturmak yerine her gün dünyanın önünde Türkiye'yi aşağılayan ABD ve AB'den üç beş milyar dolarlık yardım için ağızlarının suyunu akıtmaktadır.
Böyle bir teslimiyet ve suskunluk ortamında asker duruma vaziyet etmek mecburiyetinde bırakılmıştır.
Bir başbakandan beklenen açıklamaları genelkurmay başkanı yapmakta.
Hem siyaseti hem diplomasiyi hem de güvenliği korumak ve savunmak askere bırakılmış durumdadır.
Medya ise tamamen ABD'nin güdümlü füzelerine dönüşmüş milli direncimize saldırmaktadır.
Oysa iktidar arkasına askeri kararlılığımızı ve medyayı alabilmeyi becerseydi Türkiye'nin özgül ağırlığını saldırgan cephe daha iyi hissedecekti.
ABD'nin medyayı nasıl kullandığı ortada. Türkiye bunu başarabilseydi bu gün bu savaş belki de engellenmiş olacaktı. Bakın bir gazete manşeti değil satır aralarına gömülen bir gazetecinin sorusu dahi bazen düşmanlarımızı sus pus edebilmektedir.
İşte size çarpıcı örnek:
Son günlerde Türkiye'ye yönelik tehditler savuran AB Komiseri Verheugen'i bir Türk gazetecisi dut yemiş bülbüle döndürüyor. "Türkiye, Kuzey Irak'a girerse AB şansı azalır" diyen Verheugen'e "AB üyesi İngiltere, Irak'ı BM kararı olmadan bombalıyor. AB adayı Türkiye, sadece insanı amaçlarla Kuzey Irak'a asker gönderebileceğini açıklıyor.Komisyon olarak ilişkileri dondurmakla tehdit ediyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?" diye soruyor.
Küstah AB komiseri "çok ilginç bir soru. Bu soruya cevap vermeme hakkımı kullanıyorum" diyerek suskunluğa gömülüyor.
Nerede AB aşkına ilk bir ay koşuşturan hükümetin sözcüleri...
Nerede dışişleri...
Benzer çıkışları onlar da yapabilse bakın AB de Amerika da nasıl hizaya geliyor.
Neden mi? Bu savaşın gösterdiği çıplak gerçek, ve bu savaşa giden cehennem taşlarını döşeyen ABD ve AB sadece Irak'a yönelik değil tüm Avrasya coğrafyasına, tüm Türk-İslam dünyasına sırtlan gibi çöreklenmek istiyor.
Arap Zirvesi, toplanamayan İslam Konferansı Örgütü'nün acziyeti bu savaşın önünde engel çıkarabilecek tek gücün Türkiye olduğunu bir kez daha gösterdi.
Onun için Irak'a yönelik sıcak savaştan çok Türkiye'ye yönelik soğuk savaşa karşı uyanış bu gibi felaketlerin önlenmesinde yegane çıkış yolu.
Bir yandan Irak'ı yağmalamak için sırtlanlar gibi saldıran İngiliz-ABD ikilisi, diğer yandan güdümüne aldığı medya ve siyasetçilerle Türkiye'yi içten kuşatarak elimizi kolumuzu bağlamıştır.
Irak'ı paylaşım konusunda anlaşamayan ABD ve ABD'nin son günlerde Türkiye'ye yönelik haksız, küstah tehditleri karşısında sus pus olan siyasetçiler ve diplomasimiz sırtlan sofrasındaki kırıntıların peşine düşmüş vaziyette.
ABD ve AB saldırısını onurlu, omurgalı, kararlı bir biçimde savuşturmak yerine her gün dünyanın önünde Türkiye'yi aşağılayan ABD ve AB'den üç beş milyar dolarlık yardım için ağızlarının suyunu akıtmaktadır.
Böyle bir teslimiyet ve suskunluk ortamında asker duruma vaziyet etmek mecburiyetinde bırakılmıştır.
Bir başbakandan beklenen açıklamaları genelkurmay başkanı yapmakta.
Hem siyaseti hem diplomasiyi hem de güvenliği korumak ve savunmak askere bırakılmış durumdadır.
Medya ise tamamen ABD'nin güdümlü füzelerine dönüşmüş milli direncimize saldırmaktadır.
Oysa iktidar arkasına askeri kararlılığımızı ve medyayı alabilmeyi becerseydi Türkiye'nin özgül ağırlığını saldırgan cephe daha iyi hissedecekti.
ABD'nin medyayı nasıl kullandığı ortada. Türkiye bunu başarabilseydi bu gün bu savaş belki de engellenmiş olacaktı. Bakın bir gazete manşeti değil satır aralarına gömülen bir gazetecinin sorusu dahi bazen düşmanlarımızı sus pus edebilmektedir.
İşte size çarpıcı örnek:
Son günlerde Türkiye'ye yönelik tehditler savuran AB Komiseri Verheugen'i bir Türk gazetecisi dut yemiş bülbüle döndürüyor. "Türkiye, Kuzey Irak'a girerse AB şansı azalır" diyen Verheugen'e "AB üyesi İngiltere, Irak'ı BM kararı olmadan bombalıyor. AB adayı Türkiye, sadece insanı amaçlarla Kuzey Irak'a asker gönderebileceğini açıklıyor.Komisyon olarak ilişkileri dondurmakla tehdit ediyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi?" diye soruyor.
Küstah AB komiseri "çok ilginç bir soru. Bu soruya cevap vermeme hakkımı kullanıyorum" diyerek suskunluğa gömülüyor.
Nerede AB aşkına ilk bir ay koşuşturan hükümetin sözcüleri...
Nerede dışişleri...
Benzer çıkışları onlar da yapabilse bakın AB de Amerika da nasıl hizaya geliyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
İbrahim Berk / diğer yazıları
- Cübbe düştü haç göründü / 07.01.2020
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014
- Darbe fragmanı / 22.07.2016
- Suriye bumerangı / 24.02.2016
- AKP'nin hali pürmelali / 17.02.2016
- Atlantik'in iki yakasından Türkiye'nin görünümü / 22.10.2015
- Stratejik derinlikte çırpınan Türkiye / 18.09.2015
- Ya felakete, ya felaha / 05.09.2015
- Teröristleri takviye Mehmetçiği tasfiye operasyonu / 25.02.2015
- AKP IŞİD'i niçin vuramaz? / 15.10.2014
- Kuklalar düşünemez / 09.10.2014