Başlıkta sorduğum soruya önce kendim cevap vermek isterim. Ben daha önce hiç bomba sesi duymamıştım. Bu soruyu bir iki ay öncesinde bana sormuş olsalardı, tahminen duyduğum en şiddetli ses aklıma gelirdi. Kapının hızlıca kapanması, yüksek bir yerden bir eşyanın düşmesi, ya da en fazla bir mutfak tüpünün patlaması gibi?
Hiç aklıma gelmezdi, bomba patladığında sanki ağaçların ve evlerin bombanın şiddetinden adeta esnediği. Hiç aklıma gelmezdi bombadan çıkan şarapnel parçalarının dehşet verici bir şekilde ufalanıp, etrafa dağıldığı. Patlamayı sadece sesten ibaret zannederdim. Oysaki etrafa yayılan parçaların sıcaklığının verdiği zarar, çarpa hızından daha çok etkiliymiş. Bomba patlama anında kapalı alanda olmak, ama kapı ve pencerelerin açık olması bir nevi tedbirmiş. Bilmiyorduk, öğrendik?
Yolda yürürken, her an üzerinize bombanın atılacağı çelişkisiyle dışarı çıkmak, inanılmaz bir aksiyon!
Her bombada, babanı, anneni, kardeşlerini ve sevdiklerini aramak, acaba onlar yaşıyor mu sorusunu günde en az iki defa aklına getirmek, tarif edilemez bir gerilim!
Sabah evde mi, öğlen işte mi, yoksa yoldayken mi bomba düşecek diye gün içerisinde plan yapmak, kelimelere sığmaz!
Pencerenden ya da balkondan, atılan bomba dumanlarının, şehir içerisindeki dağılımlarını seyretmek, görülmemiş bir manzara!
Maalesef televizyonlarda seyrettiğimiz savaş sahnelerini, canlı bir şekilde seyrediyoruz.
Ölümden ve bombadan korkmuyoruz! Ama sevdiklerimize bir şey olacak endişesi, bizi geriyor. Kapı seslerini dahi, bomba sesi zanneder olduk.
Evet, tahmin ettiğiniz gibi, burası Kilis!
Belki de daha önceden birçok kişi Kilis'in nerde olduğunu dahi bilmezdi. Çünkü Kilis sosyal huzuru olan normlara önem veren kendi halinde küçük bir ildi. Televizyon seyrederken, Kilis'in, hava durumunda dahi adının geçmesi bizi çok şaşırtır, bir o kadar da sevindirirdi. Çünkü her ne kadar meteoroloji için de olsa, memleketimizin adı zikredilirdi.
Ama şimdi artık haberlerde, son dakika olarak sürekli gündemde! Biz artık Kilis'in haberlere çıkmasını istemiyoruz. Bırakın yine kendi halimizde yaşayalım.
Yolda yürürken kalp ritmimiz hızlanmasın, parklarda piknik yapalım, yine düğün yapılsın, davul sesleri gelsin mahalle aralarından.
Telefonumuzun dakikalarını, "Nereye bomba atıldı? Sizde bir şey var mı? İyi misiniz?" sorularını sorarak, harcamayalım.
Kilis'i bu duruma getiren, gerek iç gerekse dış güçlere sesleniyorum! Gerek siyasi, gerekse örgütsel yapılanmaya sesleniyorum! BIRAKIN KİLİS'İ?
Yoksa bu insanların ahı, sizi ne bu dünyada, ne de ahrette bırakmaz.
Hakkınız yok buna! Siz her ne yaparsanız yapın biz Kilis'teyiz. Burası vatan! Bırakmadık, bırakmayacağız!
Hiç aklıma gelmezdi, bomba patladığında sanki ağaçların ve evlerin bombanın şiddetinden adeta esnediği. Hiç aklıma gelmezdi bombadan çıkan şarapnel parçalarının dehşet verici bir şekilde ufalanıp, etrafa dağıldığı. Patlamayı sadece sesten ibaret zannederdim. Oysaki etrafa yayılan parçaların sıcaklığının verdiği zarar, çarpa hızından daha çok etkiliymiş. Bomba patlama anında kapalı alanda olmak, ama kapı ve pencerelerin açık olması bir nevi tedbirmiş. Bilmiyorduk, öğrendik?
Yolda yürürken, her an üzerinize bombanın atılacağı çelişkisiyle dışarı çıkmak, inanılmaz bir aksiyon!
Her bombada, babanı, anneni, kardeşlerini ve sevdiklerini aramak, acaba onlar yaşıyor mu sorusunu günde en az iki defa aklına getirmek, tarif edilemez bir gerilim!
Sabah evde mi, öğlen işte mi, yoksa yoldayken mi bomba düşecek diye gün içerisinde plan yapmak, kelimelere sığmaz!
Pencerenden ya da balkondan, atılan bomba dumanlarının, şehir içerisindeki dağılımlarını seyretmek, görülmemiş bir manzara!
Maalesef televizyonlarda seyrettiğimiz savaş sahnelerini, canlı bir şekilde seyrediyoruz.
Ölümden ve bombadan korkmuyoruz! Ama sevdiklerimize bir şey olacak endişesi, bizi geriyor. Kapı seslerini dahi, bomba sesi zanneder olduk.
Evet, tahmin ettiğiniz gibi, burası Kilis!
Belki de daha önceden birçok kişi Kilis'in nerde olduğunu dahi bilmezdi. Çünkü Kilis sosyal huzuru olan normlara önem veren kendi halinde küçük bir ildi. Televizyon seyrederken, Kilis'in, hava durumunda dahi adının geçmesi bizi çok şaşırtır, bir o kadar da sevindirirdi. Çünkü her ne kadar meteoroloji için de olsa, memleketimizin adı zikredilirdi.
Ama şimdi artık haberlerde, son dakika olarak sürekli gündemde! Biz artık Kilis'in haberlere çıkmasını istemiyoruz. Bırakın yine kendi halimizde yaşayalım.
Yolda yürürken kalp ritmimiz hızlanmasın, parklarda piknik yapalım, yine düğün yapılsın, davul sesleri gelsin mahalle aralarından.
Telefonumuzun dakikalarını, "Nereye bomba atıldı? Sizde bir şey var mı? İyi misiniz?" sorularını sorarak, harcamayalım.
Kilis'i bu duruma getiren, gerek iç gerekse dış güçlere sesleniyorum! Gerek siyasi, gerekse örgütsel yapılanmaya sesleniyorum! BIRAKIN KİLİS'İ?
Yoksa bu insanların ahı, sizi ne bu dünyada, ne de ahrette bırakmaz.
Hakkınız yok buna! Siz her ne yaparsanız yapın biz Kilis'teyiz. Burası vatan! Bırakmadık, bırakmayacağız!
Behiye Alioğlu / diğer yazıları
- Egoist miyiz? / 04.07.2019
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016
- Çok komik / 18.01.2019
- Kilis'ten İzmir'e bir tümevarım / 25.05.2017
- Mekanikleşen kadın / 10.03.2017
- Her çocuk bizimdir / 22.02.2017
- İçindeki mutlu dünyanı keşfet! / 23.11.2016
- Gitmek mi zor kalmak mı? / 25.09.2016
- İlmin amacı / 23.08.2016
- Annenin görevi nedir? / 06.08.2016
- Yaklaşan kamp heyecanı / 28.06.2016