Bir süre önce bir aydın tanımı yapmış, buna uymayan ve kendilerini aydın sınıfına sokmuş çok kalabalık gurubu oluşturan fertleri de aydınlık olarak tanımlamıştım. Tekrar tanımlamakta yarar görmekteyim. Aydın, memleketinin, milletinin hatta milletinin menfaatlerine ters düşmemek şartı ile dünyanın problemlerine çare arayan, yol gösterici ve bilhassa kendi konusunda ilim sahibi olan kimselerdir. Hakkı ve hukuku temsil eden, vatan sevgisini, vatan hizmetini, halkına sunan, yetişmiş insanlardır. Bu kişiler siyasette yapılan yanlışlar varsa, düzeltmede, yol göstermede öncülerdir. Ekonomi de bu böyledir, hukukta da, sosyal haklarda da, sağlıkta da. Eğer birileri varsa ve kendisini aydın olarak millete tanıtmış veya başkalarınca bu şerefle adlandırılmışlarsa ve bunlar ne yazık ki milletinin menfaatinden ziyade dış güçlere hizmet veriyorlarsa, bunlara AYDINLIK (yani dışarıdan aydınlatılmış) (yabancıların aydınları) ismini vermiştim. Şunu da söylemekte yarar var, Aydın, milli olmak zorundadır. Aksi halde AYDINLIK demektir.25 - 26 Mart 2006 tarihinde 25 ülkenin aydınları BAKÜ'de bir araya geldiler ve prof. Dr. Haydar BAŞ'ın MİLLİ EKONOMİ MODELİ'Nİ tartıştılar. Sonuç tarihi bir zafer oldu. Öğle bir zafer ki yirmi beş ülkeden gelen bilim adamlarının tamamı Prof. Dr. Haydar Baş beyin bu eserine ikinci defa tam not verdiler. Bu da yetmedi bu eseri NOBEL Ekonomi Ödülü'ne aday gösterdiler. Gereken yerlere bilgiler ve uyarılarda bulundular. Aydın dediklerim öyle sıradan aydınlar değil, senelerdir aralıksız Komünizmin esaretini görmüş, Sovyetlerin dağılması ile liberalizmin pençesine düşmüş, tüm zenginlikleri batının ve bilhassa ABD'nin sömürüsüne uğramış milletlerin profesörleri ve daha çoğunlukta Ord. Profesörleri, Yani akademikleri. Buna Rusya'dan, Ukrayna'dan gelenlerde dahildi. Her biri kendi ülkelerinin kurtuluşunun bu modelde olduğunun farkında ve bilincinde idiler. Bir an önce modele sahip çıkıp memleketlerini kurtarmaya çalışan hakiki aydınlardı. Elbette ülkemizden katılan kıymetli ilim adamları da vardı. Bu aydınlarımız bu kongreye resmi görevli olarak katılmadılar. Vatan, millet aşkı ile yanan, vatanın sürüklendiği durumun bilincinde olan ve kurtuluşun reçetesinin ve de ilacının peşinde olan bu arkadaşlarımızı saygı ile anmak görevimizdir. Kendilerine şükranlarımı sunmaktan gurur duyarım. Ben, sonuçları hayallerin üzerinde olan bu ilmi kongreyi, kendi Üniversitemin duyuru sisteminden arkadaşlarıma duyurma imkanını bile ne acıdır ki bulamadım. Her türlü umumi ilanın verildiği ve duyurulduğu, sitede ne yazık ki Bu kongre ile ilgili bir duyuru yapmak kısmet olmadı. O ona, O ötekine derken vakit doldu. Yazıklar olsun. Gelelim esas konuya, aydınım diyen basın mensuplarına, köşeleri kapmış aydınlıklara, televoleci televizyonlara ve onların dış kaynaklı yayınlarına, ve Üniversitelerimizde kürsülere yayılmış? Pek çok televizyonlarda ahkam kesen ekonomi profesörlerine. Bir Ekonomi modeli tartışılıyor. Dünya ayağa kalkmış, onlar bihaber. Televole televizyonlarında hamam kaçkınlarının dedikodularının ekonomi üzerindeki olumlu veya olumsuz etkilerini tartışıyor olmalılar. Ne bir ses, ne bir nefes. Vicdanınız nasıl rahat olabilir. Dünya ayağa kalkıyor. Küresel güçler, kürelerinin derdine düşüp ne yapacaklarını şaşırmışlar. Ekonomide devrim yaşanıyor. İlim adamları ekonomi Nobel ödülünü şimdiden Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın Ekonomi modeline verdiler. Elbette bir Türk'e daha doğrusu vatan millet diyebilen dindar bir Türk'e Nobel vermekte tereddüt edeceklerdir. Amma şimdiden söylemekte yarar vardır. Prof. Dr. Haydar Baş'a bir ödül değil, insanı tanıtan bu eseri ve insanı ön planda tutan görüşü nedeniyle NOBEL İKTİSAT ÖDÜLÜ'ne ilave olarak NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ DE TAKDİM EDİLMELİDİR. Milletlere bağımsızlıklarını kazandırdığı nedenle, Birleşmiş Milletler'in üye gözüken sömürgelerini devlet yaparak Birleşmiş Milletler'e mana kazandıracak projenin sahibine herhalde BM'lerin Hizmet ödüllerinin de verilmesi gerekmektedir. Ayrıca her devletin ayrı ayrı hizmet ödüllerinin de peşi sıra geleceği, aynı zamanda değil ülkeler, üniversitelerin de ödül sırasına gireceğini söylediğimizde hiç de yanlış olmaz. Bunları göremeyen Aydınlıklara nasıl diliniz varır da Aydın diyorsunuz aziz milletim. Bu haksızlıktır. Milletimize, Ne kadar saklanırsa saklansın bir nükleer bomba gibi ortaya çıkacak bu hakikatler hayırlı olsun. bu güzelliği yaşatan Prof. Dr. Haydar BAŞ'a yani Dünyayı Kurtaran Türk'e selamlar olsun.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ata Selçuk / diğer yazıları
- Yanlıştan, yanlışla kurtuluş olmaz / 12.09.2021
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017
- Bir hayal peşinde -2- / 18.02.2021
- Bir hayal peşinde -1- / 17.02.2021
- Aşının özü / 22.12.2020
- Temelsiz demokrasi / 22.10.2020
- Demokrasi çamuru / 25.09.2020
- Tecelli / 27.03.2020
- Kaynayan kazan / 06.01.2018
- Hedef yalanı / 31.12.2017
- Vatanım sen yaşa / 27.12.2017