Sizlere ömür,
Sobaya kömür,
Teknede hamur,
Ortalık çamur...
Ömrümüzden bir 365 gün daha sildik.
Bundan böyle, ne parayla, ve yazı-turayla, ne de al parayı, bul karayla geri gelmeyecek, elde edilemeyecek bir 365 günü daha kaybettik.
Sizlere ömür.
Cebimizden düşürdüğümüz beş milyona beş tam gün ağıt yakan biz, ne yapsak tahsili mümkün olmayan 365 günün kaybolmasına bayram yaptık.
Güldük,
Eğlendik,
Tepelendik,
El-güne maskara olduk.
Niye?
365 gün kayboldu diye.
Bazıları yeni bir yıla girdik diye sanadursun, geleceğin ne getireceği belli değil ki sevinelim.
Ama gidenin ne olduğu, ne getirip ne götürdüğü bal gibi belli.
Kaç takvim yaprağını koparmak bize nasip olacak?
Kaç lokmamız kaldı çiğnenecek?
Kaç nefes soluyacağız?
Var mı bilen?
Ya bir deprem,
Ya bir sarhoş sürücü,
Ya bir kör kurşun,
Ya bir haddini bilmez.
Ya kanserden,
Ya konserden,
Ya kolesterolden.
Ya yüksek tansiyon,
Ya düşük(!) enflasyon,
Ya da bir spekülasyondan.
Ya tekleyen motordan,
Ya su kaçıran subaptan,
Ya da m..tan sebepten.
Ya yürüyen aksamdan,
Ya sağ yattığımız bir akşamdan,
Ya da devrilen bir şamdandan.
Ya şundan,
Ya bundan,
Ya da ondan... hesabı kapatıp,
yedi metrelik beyaz hasseden,
bir çam kütüğünden.
Dört tekbir,
Bir selam.
Bir iyi biliriz,
Razıyız,
Helal olsun,
Gözler dolsun...
Bu kadar çetrefilli bir hayatın konuşulduğu bir ömür.
Belki de bizi önümüzdeki 365 gün içinde beklemektedir.
Ne mutlu akıllı hareket edene.
Ne mutlu kârını-zararını güzel hesap edene.
Ne mutlu, gülerek basıp gidene.
Ne mutlu gök kubbede hoş bir seda,
"Rahmetli" kelimeli bir nida,
Yar ve yardımcısı olan "Cüda",
Dostu olan Bar-ı Hüda...
Ne mutlu.
Yeni yılınız hayırlara vesile olsun.
Son bir kelam.
Hz. İsa'nın 1 Ocak'ta doğduğu yalanına kananlardan değilsiniz inşallah.
Son bir kelam daha.
Bu yazıyı yarın saat 12'de, birlikte Çağlayan Meydanı'nda okumak üzere.
Sakın ha! "Bu sıcakta cihat mı olur?" diyenler gibi, "bu havada miting mi olur?" dersiniz.
"Sıcağın daha sıcağı olduğu gibi", "soğuğun daha soğuğu olduğunu" asla unutmayın. İnanmayan komşu Irak'a baksın!
Sobaya kömür,
Teknede hamur,
Ortalık çamur...
Ömrümüzden bir 365 gün daha sildik.
Bundan böyle, ne parayla, ve yazı-turayla, ne de al parayı, bul karayla geri gelmeyecek, elde edilemeyecek bir 365 günü daha kaybettik.
Sizlere ömür.
Cebimizden düşürdüğümüz beş milyona beş tam gün ağıt yakan biz, ne yapsak tahsili mümkün olmayan 365 günün kaybolmasına bayram yaptık.
Güldük,
Eğlendik,
Tepelendik,
El-güne maskara olduk.
Niye?
365 gün kayboldu diye.
Bazıları yeni bir yıla girdik diye sanadursun, geleceğin ne getireceği belli değil ki sevinelim.
Ama gidenin ne olduğu, ne getirip ne götürdüğü bal gibi belli.
Kaç takvim yaprağını koparmak bize nasip olacak?
Kaç lokmamız kaldı çiğnenecek?
Kaç nefes soluyacağız?
Var mı bilen?
Ya bir deprem,
Ya bir sarhoş sürücü,
Ya bir kör kurşun,
Ya bir haddini bilmez.
Ya kanserden,
Ya konserden,
Ya kolesterolden.
Ya yüksek tansiyon,
Ya düşük(!) enflasyon,
Ya da bir spekülasyondan.
Ya tekleyen motordan,
Ya su kaçıran subaptan,
Ya da m..tan sebepten.
Ya yürüyen aksamdan,
Ya sağ yattığımız bir akşamdan,
Ya da devrilen bir şamdandan.
Ya şundan,
Ya bundan,
Ya da ondan... hesabı kapatıp,
yedi metrelik beyaz hasseden,
bir çam kütüğünden.
Dört tekbir,
Bir selam.
Bir iyi biliriz,
Razıyız,
Helal olsun,
Gözler dolsun...
Bu kadar çetrefilli bir hayatın konuşulduğu bir ömür.
Belki de bizi önümüzdeki 365 gün içinde beklemektedir.
Ne mutlu akıllı hareket edene.
Ne mutlu kârını-zararını güzel hesap edene.
Ne mutlu, gülerek basıp gidene.
Ne mutlu gök kubbede hoş bir seda,
"Rahmetli" kelimeli bir nida,
Yar ve yardımcısı olan "Cüda",
Dostu olan Bar-ı Hüda...
Ne mutlu.
Yeni yılınız hayırlara vesile olsun.
Son bir kelam.
Hz. İsa'nın 1 Ocak'ta doğduğu yalanına kananlardan değilsiniz inşallah.
Son bir kelam daha.
Bu yazıyı yarın saat 12'de, birlikte Çağlayan Meydanı'nda okumak üzere.
Sakın ha! "Bu sıcakta cihat mı olur?" diyenler gibi, "bu havada miting mi olur?" dersiniz.
"Sıcağın daha sıcağı olduğu gibi", "soğuğun daha soğuğu olduğunu" asla unutmayın. İnanmayan komşu Irak'a baksın!
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024