AB Dönem Başkanı Lüksemburg'un Başbakanı Jean-Claude Juncker, kendi ülkesinde 10 Temmuz'da düzenlenecek olan referandumda Avrupa anayasasına hayır çıkması durumunda görevinden istifa edeceğini açıkladı.Avrupa kültüründe istifa olayı hemen her siyasi partinin her döneminde yaşanmış ve yaşanmakta.Avrupa siyasal düşüncesini ne kadar eleştirseniz de bazı uygulamalar dışında demokratik anlayış açısından alınan kararların anlamlı olduğunu ve çoğunca da örnek alınması gerektiğini bir yere not etmeniz gerekir.Avrupa demokrasisinin ne derece kaypak olduğunu, insanlık onurunu zaman zaman ayaklar altına alan kararlara imza atıldığını, sözde hümanist açılımlarla hakların ihlal edildiğini ve ikiyüzlü kararlarla ülkelerin nasıl masabaşında rencide edildiğini biz kendi eksenimizde bu satırlarda izah için çaba sarfetti.Yaşanan olaylardan ibret alınması, insanların gerek kendileri arasında gerekse mensubu bulundukları toplumla diğer ülkelere yaklaşımlarının rasyonel bir zeminde uyuşmasını yararlı bulduk.Yararlı bulduğumuz son olay da AB Dönem başkanı Lüksemburg Başbakanı Junker'in son açıklaması.Sorumlu bir devlet adamı ve siyasetçi olarak kendisinin haklı olduğunu iddia ettiği ve bu iddiasını topluma maletmeye çalışıyor olmasının bilinci ile Avrupa anayasası referandumundan evet çıkmaması halinde istifa edeceğini söyleyen Junker kendi doğrularınca bir açılım göstermek istiyor.Sadece Junker ile ilgili değil, Fransa, Almanya, Bbelçika, İngiltere ve Baltık ülkelerinde çoğu siyasetçi aynı metodu uyguluyor.Sorumluluklarının bittiğini ve halk desteğinin azaldığının farkına varan Avrupalı siyasiler birer birer ya da topluca istifalarını sunuyorlar.Peki bizde durum nasıl dersiniz?Krizler üstüste patlıyor, hükümetler göçüyor, Türk lirası yerlerde sürünüyor, halk aç sefil bir hayat sürüyor; ama siyasilerin konuya duyarlılıkları ve algılamaları bundan daha vahim bir ziyniyeti temsil ediyor.Siyasetçi olmak ile devlet adamı olmanın en büyük farkı da bu değil mi?Örnek almaksa; Avrupalı siyasilerin bu anlayışını da almak gerekmez mi?
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005