"Sünnet, Kur'an'ın, İslam'ın dışında bir şey değildir. Sünnet, İslam'dır, sünnet tamamen İslam'dır. Sünnet farzın kendisidir. Sünnet Kur'an'ın müşahhas halidir. Cenab-ı Vacibü'l Vücud Hazretleri Kur'an'ında bir dinden bahsediyor, bir dini anlatıyor. Bu anlatılan dinin hayata geçirilmesi lazım.Peygamberin şahsında hayata geçirilip, insanlara gösterilen o dinin müşekkel, yani somut haline, insanlara gösterilen örnek haline, sünnet denir. Yani sünnet; Kur'an'ın kendisidir. Kur'an, mücerrettir. Cenab-ı Vacibü'l Vücud Hazretleri, ayet-i kerimeleri mücerret olarak beyan ediyor. Müşahhas hale Sevgili Peygambe- rimiz getiriyor." (Yaşayan Kur'an; Sünnet, Prof. Dr. Haydar Baş).Kur'an ve sünnet ilişkisi ayet-i kerimelerde de çok net olarak beyan edilmektedir."O hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O'nun söyledikleri yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir" (Necm Suresi, 3-4)."Andolsun ki, Resulüllah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir" (Ahzab, 33/21)."... Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının. Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı çetindir" (Haşr, 59/7).Kur'an'ı anlama ve yaşama konusunda sünnet-i seniyyeye sarılmak temel esastır. Nasıl iman dairesine -La İlahe İllallah Muhammeden Resulullah- kelime-i tevhidi ile giriliyorsa, aynen bunun gibi İslam dairesinde kalmak da Kur'an ve sünnetin birlikte yaşanması ile mümkündür.Kur'an'ın anlaşılmasında sünnetin; sünnetin anlaşılmasında içtihat sahibi imamların önemli bir yeri vardır. Bu konuda İmam-ı Şarani şöyle demektedir: "Ma'lûmdur ki, Sünnet Kitâb üzere kaziyedir. Aksi değildir. Zira sünnet, Kur'ân-ı Kerîm'deki icmallerin açıklanmasıdır. Müctehid imamlar, sünnetteki icmalleri bize açıklayan âlimler olduğu gibi, onlara uyan âlimlerde, onların sözlerindeki icmalleri bize açıklarlar ve bu kıyamete kadar böyle devam eder".
İman ve İnsan, Prof. Dr. Haydar Baş