Suriye kumpası

Kendi derdimize düştük Suriye'yi unuttuk. Suriye'de çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Büyük Ortadoğu Projesi'nin Suriye Çölü'ne gömüldüğü herkesin malumu. Darmadağın olan dış destekli terör grupları ve elbette Tel Aviv ve Washington'daki efendileri son çırpınışlarını yaşıyor. Onca desteğe rağmen Esad karşısında (yaptıkları katliamlar dışında) bir varlık gösteremeyen bu terör şebekeleri şimdi birbirine düştü. Suriye'yi bölmeleri için oradan buradan devşiren efendileri ABD tarafından da terk edince birlikte ortalıkta kala kaldılar. Hepsi birer ölüm makinesi olan bu katiller hem büyük bir şok yaşıyor hem de az önce de ifade ettiğimiz gibi son çırpınışlarını yapıyor.Ama korkunun ecele faydası yok. 3 yıldan fazla bir süredir işledikleri cinayetlerin hesabını er ya da geç verecekler.  Biz bu noktada Türkiye'nin tavrına bakmak istiyoruz. Muhaliflere destek devam ediyor. Zaten Başbakan Erdoğan Özgür Suriye Ordusu'na destek verdiklerini onlarca kamera önünde itiraf etmişti. Bu desteğin yine ABD telkinleriyle olduğu yönünde ciddi tezler var.* * *Geçtiğimiz günlerde Hatay'da yakalanan TIR bu desteğin yeni bir kanıtı olarak kayıtlara geçti. TIR'ın yakalanışı ve bu sırada yaşananlar Türkiye'nin ne hale geldiğini gösteren çok önemli bir ibret vesikası oldu. İnsani yardım taşıdığı iddia edilen TIR'da devlet sırrı denilerek arama yaptırılmıyor, savcının talimatına kolluk uymuyor. Bakan "TIR Türkmenlere gidiyordu" diyor, o güzergâhta Türkmen köyü olmadığı ortaya çıkıyor. Yani skandal içinde skandallar zinciri. Türkiye adeta bir çeteler ülkesi haline gelmiş. Herkes birbirine operasyon yapıyor. Bir Polat Alemdar'ımız eksik... Neyse biz asıl konumuza dönelim...* * *Türkiye'nin Suriye'yi kana bulayan muhalif gruplara desteği başımızı çok ağrıtacak. Bu konuya daha önce birçok yazımızda dikkat çektik. Türkiye ne yazık ki uluslararası alanda teröre destek veren ülke olarak anılmaya başlandı. Zira, Suriye Dışişleri Bakanlığı'nın Birleşmiş Milletler'e Türkiye'nin 'teröre destek verdiği' iddiasıyla soruşturma açmasını talep etmesinin ardından, Başbakan Erdoğan hakkında bir dava daha açıldı.Son yaşanan gelişmelere baktığımızda üstünün çizildiği, gözden düştüğü anlaşılan Başbakan Erdoğan da yakın bir zamanda uluslararası mahkemelerde yargılanırsa hiç şaşırmayın, bu hiç kimse için sürpriz olmasın.Zaten kendileri de bu durumun farkında. Yandaş medyada ufaktan ufaktan bu konuyu işlemeye başladılar. Gazetelerinde Erdoğan'ın uluslararası mahkemelerde yargılanması için yeni bir tuzak hazırlığı yapıldığını iddia etmeye başladılar. Böyle bir durumun Gezi olaylarıyla ve rüşvet operasyonuyla bağlantılı olacağı propagandası yapılıyor. Böylesine bir gelişmenin vatandaş tarafından komplo olarak algılanmasını sağlamaya çalışıyorlar. Bu tip bir karartma taktiği ile nereye kadar gidileceğini doğrusu çok merak ediyoruz.* * *Türkiye'nin ve Erdoğan'ın Suriye konusunda uzun süre kullanıldıktan sonra böyle bir tuzağa düşürülüp günah keçisi ilan edileceği çok açık değil miydi zaten? Bunu en iyi bilmesi gereken yine Erdoğan ve ekibi. Zira Erdoğan'ın eş başkanlığını yaptığı BOP'un sahibi ABD. Kullanıp deliğe süpürmek bir ABD geleneğidir. Cüneyt Zapsu'nun danışman sıfatıyla ABD'ye giderek "bu adamı deliğe süpürmeyin, kullanın" demesini dikkate alırsak Erdoğan'ın ABD'nin bu geleneğinin de farkında olduğu anlaşılıyor. Bu durumda Erdoğan için benim yapabileceğim tek tespit şu olabilir: Galiba o cellâdına âşık olan biri.