Suriye’de takke düştü kel göründü

Suriye’de isyanların başladığı ilk günden beri olayların Hatay’da tezgâhlandığını, Özgür(!) Suriye Ordusu’nun Hatay’da konuşlanarak akınlar düzenlediğini ifade ettik ediyoruz. Diğer taraftan ısrarla ve bilerek bu eli kanlı teröristleri özgürlük savaşçıları olarak lanse etmek isteyen medya gruplarına tokat gibi bir cevap da Basın Konseyi’nden geldi.
Basın Konseyi Başkanı Orhan Birgit, Yüksek Kurul üyeleriyle birlikte incelemelerde bulunduğu Hatay’da düzenlediği basın toplantısında, ellerinde Sağlık Bakanlığı’na ait ambulansla Özgür Suriye Ordusu’na silah taşındığını gösteren fotoğraf bulunduğunu açıkladı. Yüksek Kurul üyesi Tufan Türenç de “Çok vahim oyunlar oynanıyor, duyduklarım karşısında dehşete düştüm” diye konuştu. Toplantıda cep telefonuyla çekilmiş bir ambulans fotoğrafı gösteren Orhan Birgit, “Elimizde Türk Sağlık Bakanlığı’na ait ambulansla Özgür Suriye Ordusu’na silah taşındığını gösteren fotoğraf var. Hatay’da kurulu bulunan kamplarda kalan Özgür Suriye Ordusu mensuplarının gece kampta kalıp, gündüz savaşmak için Suriye tarafına geçtikleri duyumlarını aldık. İlk zamanlarda Türk tarafındaki makamların verdikleri desteklerin bugün itibariyle yavaşladığını öğrendik. Artık devletin Suriye’den gelen sığınmacılara yönelik olarak bir yaptırım uygulamasının faydalı olacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Bir döneme damgasını vurmuş olan “rüşvetin belgesi olur mu?” skandalı o belgenin ortaya çıkmasıyla nasıl ifşa olduysa bugün de işbirliğinin varlığı kesin olarak Basın Konseyi tarafından belgelendi. Hem de fotoğraf karesiyle beraber. T.C Sağlık Bakanlığı vatandaşlara şifa dağıtması gerekirken isyancılara silah taşıyor.

Libya’dan gelen silahlı gruplar korunuyor
Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi avukat Turgut Kazan “Yaptığımız görüşmelerde sığınmacılara kucak açmanın bir insani görev olduğu ifade ediliyor. Sığınmacı, kalkanı adı altında Libya’dan gelen silahlı grupların başka bir ülkenin rejimini yıkmaya yönelik çalışmaları olduğunu öğrendik. Bu kişiler Türkiye tarafından sığınmacı adı altında korunuyor. Sağlık Bakanlığı’na ait ambulanslarla silah taşındığına dair elimizde deliller var. Bu kadar karışıklığın içerisinde bazı Antakyalı vatandaşların da acaba buradan taşınsak mı gibi tedbir düşünceleri olduklarını öğrenmiş bulunuyoruz.”
Açıklamalar dehşeti ortaya koyuyor. Asıl önemlisi PKK ile mücadele eden ülkemizin terör grupları ile içli dışlı olmanın ötesinde doğrudan destek vermesidir. Güneydoğudan Afyona kadar her gün şehit haberleri alırken bu hükümetin bu tutumunun hiçbir izahı olamaz. Libya’da Kaddafi’yi yine Türkiye’nin desteği ile deviren silahlı gruplar da herhalde daha deneyimli oldukları için Suriye’ye sürülüyor. Organize giderek uluslar arası bir boyut da kazanıyor ki tutuşturulan ateşin bizi de yakması an meselesidir. Hatay’ın zaten toplumsal ve ekonomik hayatını yakmaya başlamış bile.

Türkiye ve Hatay ekonomisi kalbinden vuruluyor
Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyesi Yalçın Büyükdağlı da “Bu olay devlet geleneklerine aykırı bir durumdur. Hatay Valisi başta olmak üzere tüm yöneticilerin büyük bir sıkıntı içerisinde olduklarını tahmin ediyoruz. Türkiye’nin silahlı gruplara destek vermesi, Türkiye ve Hatay ekonomisini kalbinden vurmaktır. Suriye’de ve Ortadoğu’da huzur olmadan Türkiye’nin ticaret yapması mümkün değil, Türkiye güney komşuları ile dostluk, kardeşlik içerisine girmeli” dedi.
Milletimizin varlığı ve askeri gücü yüzyıllarca İslam coğrafyasının can, mal ve namus emniyetinin teminatı olmuştur.  Başta kendi ulusal güvenliği için olmak üzere barış ve selameti tesis etmekten başka çıkar yol olmadığını bilmek ve gereğini yapmak siyasetimizin temel hareket noktası olmalıdır. Yoksa “sıfır sorun”, “stratejik derinlik” gibi fiyakalı ve içi boş terimler kullanmak işi çözmüyor.