Resûlullah (s.a.a), iftar edince Allah’a şöyle arz ederdi: “Allah’ım! Senin için oruç tuttum ve rızkınla iftar ettim. O halde onu bizden kabul et. Susuzluk gitti, damarlar sevindi ve ecir baki kaldı”
03.05.2020 23:50:00
OKAN EGESEL
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Oruç tut, zira oruç ateş karşısında bir kalkandır. Ölüm anında karnının aç olmasına güç yetirebilirsen öyle yap." (Deaim'ul İslam, 1/270).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Oruç ateş karşısında bir kalkandır." (el-Kafi, 4/62/1).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her şeyin bir zekâtı vardır. Bedenlerin zekâtı da oruçtur." (Fezail'ul Eşher'us Selase, 75/57).
İmam Kâzım (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her şeyin bir zekatı vardır. Bedenin zekâtı ise müstehab oruçtur." (Bihar, 78/326/4).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Oruç tutunuz ki salim kalasınız." (ed-Deavat lil Ravendi, 76/179).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Oruç iki sıhhatten biridir." (Gurer'ul Hikem, 1683).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimsenin uykusu ibadet ve suskunluğu tesbihtir. Duası makbul ve ameli kat kattır. İftar anında oruçlu kimsenin duası Allah'ın dergâhından reddedilmez." (ed-Deavat lil Ravendi, 27/45, 46).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimsenin uykusu ibadet ve sükutu tesbihtir, ameli makbul ve duası müstecaptır." (el-Fakih, 2/76/1783).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Oruç tutan kimse yatağında uyusa dahi Allah'a ibadet halindedir." (Sevab'ul A'mal, 75/1).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimsenin uykusu ibadet, nefes alması ise tesbihtir." (Kurb'ul Esnad, 95/324).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Cennetin Reyyan adında bir kapısı vardır ki oradan sadece oruçlu kimseler geçer." (Mean'il Ahbar, 409/90). Başka bir rivayette ise şöyle yer almıştır: "Onlardan sonuncusu içeri girince kapı kapanır." (A'lam'ud Din, 279).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Yemek yemekle meşgul olan kimselerin yanından oruçlu kimse geçince endamı tesbih eder, melekler ona selam gönderir. Meleklerin selamı mağfiret dilemektir." (Sevab'ul A'mal, 77/1).
Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Her kimin orucu, arzu ettiği yemeği yemekten kendisini sakındırırsa; onu, cennet yemeklerinden doyurması ve cennet şarabından susuzluğunu gidermesi Allah'a bir haktır." (Bihar, 40/331/13).
İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur: "Oruçlu kimse iki sevinç içindedir: Orucu açma anındaki sevinç ve Rabbiyle görüştüğü andaki sevinç." (el-Kafi, 4/65/15).
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: "Her kim oruçlu bir kimseye iftar verirse, onun sevabı gibi bir sevap elde eder." (a.g.e, 68/1).
Resûlullah (s.a.a), iftar edince Allah'a şöyle arz ederdi: "Allah'ım! Senin için oruç tuttum ve rızkınla iftar ettim. O halde onu bizden kabul et. Susuzluk gitti, damarlar sevindi ve ecir baki kaldı." (a.g.e, s.95/1). (Muhammed Muhammedî Reyşehrî, Mizanu'l-Hikmet).
Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez.