Bir ufuk turu yaparak, Taç Mahal hakkında bilgi sahibi olalım.
Taç Mahal, Babür Kralı Şah Cihan tarafından eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) adına 1631 yılında inşaatına başlanmış 22 yılda yaklaşık 22000 işçi çalıştırılarak yaptırılmıştır.
Taç Mahal, mimarisinde simetrinin nakış nakış işlendiği bir harikadır. Dört tarafından da bakıldığında aynı mimari görülmektedir. Tasarımı ve planlanması ile de son derece dikkat çekicidir.
Taç Mahal’in tam merkezinde Banu Sultan’ın kabri vardır.
Taç Mahal külliyesindeki caminin akustiği, ince sanatı ve iç mimarisi de unutulmaz güzellikler arasındadır.
Taş Mahal külliyesinin genelinde ağaçlar, çimenler, çiçekler ve kuş sesleri cennetten bir köşe misalidir.
Taç Mahal’de kullanılan mermer ve işleme sanatının emsalsiz şekilleri güzelliğine güzellik katmaktadır.
Taç Mahal’in girişindeki Yasin Suresi’nin hat şeklindeki yazılışı asırlardan beri Türk İslam medeniyetinin güzelliğini sergilemektedir.
Taç Mahal, Hindistan gibi mahrumiyetin, sefaletin kol gezdiği bir ülkede açan bir gül misalidir.
Taç Mahal’de metfun bulunan Banu Sultan, Ehl-i Beyt ailesindendir. Bütün güzelliklerin merkezinde olan öz ise bu Allah dostu Ehl-i Beyt’ten olan sultandır.
Şah Cihan, Taç Mahal gibi bir dünya güzeli eseri Banu Sultan hürmetine yaptırdı. Onda bulduğu güzelliği madde âlemine nakış nakış işletti. Taç Mahal’in ziyaretine gidenler de bu defa bütün bu güzelliklerden hareketle nasıl bir hürmetlinin huzurunda olduğu hissetmeli.
Taç Mahal’i Taç Mahal yapan Banu Begümün gönlündeki Hakk tecellisinin Şah Cihan tarafından keşfedilmesidir.
Hindistan, gerek yerliler gerekse tarihten ders almak isteyenler için bir laboratuardır. Bu gezinin yapılmasını sağlayan, tespitleriyle ve sohbetleri ile bu seyahate anlam kazandıran çok muhterem hocamız BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e de saygılarımı sunarım.
Taç Mahal, Babür Kralı Şah Cihan tarafından eşi Mümtaz Mahal (Ercümend Banu Begüm) adına 1631 yılında inşaatına başlanmış 22 yılda yaklaşık 22000 işçi çalıştırılarak yaptırılmıştır.
Taç Mahal, mimarisinde simetrinin nakış nakış işlendiği bir harikadır. Dört tarafından da bakıldığında aynı mimari görülmektedir. Tasarımı ve planlanması ile de son derece dikkat çekicidir.
Taç Mahal’in tam merkezinde Banu Sultan’ın kabri vardır.
Taç Mahal külliyesindeki caminin akustiği, ince sanatı ve iç mimarisi de unutulmaz güzellikler arasındadır.
Taş Mahal külliyesinin genelinde ağaçlar, çimenler, çiçekler ve kuş sesleri cennetten bir köşe misalidir.
Taç Mahal’de kullanılan mermer ve işleme sanatının emsalsiz şekilleri güzelliğine güzellik katmaktadır.
Taç Mahal’in girişindeki Yasin Suresi’nin hat şeklindeki yazılışı asırlardan beri Türk İslam medeniyetinin güzelliğini sergilemektedir.
Taç Mahal, Hindistan gibi mahrumiyetin, sefaletin kol gezdiği bir ülkede açan bir gül misalidir.
Taç Mahal’de metfun bulunan Banu Sultan, Ehl-i Beyt ailesindendir. Bütün güzelliklerin merkezinde olan öz ise bu Allah dostu Ehl-i Beyt’ten olan sultandır.
Şah Cihan, Taç Mahal gibi bir dünya güzeli eseri Banu Sultan hürmetine yaptırdı. Onda bulduğu güzelliği madde âlemine nakış nakış işletti. Taç Mahal’in ziyaretine gidenler de bu defa bütün bu güzelliklerden hareketle nasıl bir hürmetlinin huzurunda olduğu hissetmeli.
Taç Mahal’i Taç Mahal yapan Banu Begümün gönlündeki Hakk tecellisinin Şah Cihan tarafından keşfedilmesidir.
Hindistan, gerek yerliler gerekse tarihten ders almak isteyenler için bir laboratuardır. Bu gezinin yapılmasını sağlayan, tespitleriyle ve sohbetleri ile bu seyahate anlam kazandıran çok muhterem hocamız BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş Bey’e de saygılarımı sunarım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Atatürk düşmanları Atlantik aklının temsilcileridir / 15.11.2025
- İmralı’nın gölgesinde seçime doğru / 10.11.2025
- 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak değil, anlamak / 09.11.2025
- “İmanmetre” icat edenlere karşı: Din elbiseden değil, yürekten ölçülür / 08.11.2025
- Yatay söylem, dikey gerçek: Şehir sözde kaldı, takip yok / 07.11.2025
- Cumhuriyet ve Milli Ekonomi Modeli: Çuvallara sığmayan para / 06.11.2025
- Milletin gündemi, hükümetin gündemi / 05.11.2025
- Cumhuriyetin ikinci yüzyılında: Kim bu devletin sahibidir? / 03.11.2025
- Ne Batı’nın taşeronu ne Doğu’nun aparatı: Cumhuriyet’in yol haritası / 02.11.2025
- Cumhuriyetin unutulan cephesi ekonomidir / 01.11.2025
- İmralı’nın gölgesinde seçime doğru / 10.11.2025
- 10 Kasım’da Atatürk’ü anmak değil, anlamak / 09.11.2025
- “İmanmetre” icat edenlere karşı: Din elbiseden değil, yürekten ölçülür / 08.11.2025
- Yatay söylem, dikey gerçek: Şehir sözde kaldı, takip yok / 07.11.2025
- Cumhuriyet ve Milli Ekonomi Modeli: Çuvallara sığmayan para / 06.11.2025
- Milletin gündemi, hükümetin gündemi / 05.11.2025
- Cumhuriyetin ikinci yüzyılında: Kim bu devletin sahibidir? / 03.11.2025
- Ne Batı’nın taşeronu ne Doğu’nun aparatı: Cumhuriyet’in yol haritası / 02.11.2025
- Cumhuriyetin unutulan cephesi ekonomidir / 01.11.2025

















































































