100 yıl önce bugün 10 Ağustos 1920'de Osmanlı ile 1.Dünya Savaşı galipleri arasında bir sözleşme imzalandı. Paris yakınlarında Sevr yöresinde akdedilen antlaşma sözde barış sözleşmesiydi.
Oysa, Türk milletine yapılan bir suikasttı bu. Sevr metnini Vahdettin'in başkanlık ettiği Saltanat Şûrası onaylamıştı.
Büyük Millet Meclisi, başta Damat Ferit Paşa olmak üzere antlaşmayı imzalayanları vatan haini ilan etti. Ankara İstiklal Mahkemesi de idama mahkûm etti.
Ankara Hükûmeti Sevr'i tanımamıştır. Kurtuluş Savaşı'nın kazanılmasıyla Sevr'in yerini Lozan Barış Sözleşmesi almıştır.
13 Ağustos 1923'de İkinci Meclis'in açılış konuşmasında Mustafa Kemal şunları söylüyordu:
"Efendiler, … düşmanlarla beraber padişah ve halife olan zat, … Paris'te imza ettikleri Sevr Muahedesi'ni zorla millete kabul ettirmek için ortak tedbir aldılar. Anadolu'nun milli heyecanlarını bastırmak için başvurmadıkları şeytanlık bırakmadılar."
Nitekim Damat Ferit, Sevr'i imzalamadan 3 gün önce, olabilecek muhalif tepkilere karşı, hükûmet aleyhinde düşmanca haberleri, makaleleri yasaklamıştı.
Yine Atatürk'e dönelim; Lozan Barış Sözleşmesi'nin imzalanmasından 10 yıl sonra, 24 Temmuz 1933'de şu tespiti yapıyordu:
"Lozan Antlaşması, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Antlaşması ile tamamlandığı sanılan büyük bir suikastın sona erişini ifade eden bir vesikadır."
Amerikalı tarihçi Prof. Paul C. Helmreich, "From Paris to Sevres" (Paris'ten Sevr'e) adlı eserinde Sevr Antlaşması için, "19. yüzyıl sömürgeciliğini izleyen mükemmel bir emperyalist çözüm" der ve şu değerlendirmeyi yapar: "Büyük güçler, kamp ateşinin çevresinde, aç gözlerle fırsat kollayan kurtlar gibiydi. Çünkü, Türkiye, doğası gereği zengin ve emperyalizm oburdu… Herkesin Türkiye'de bir çıkarı vardı, olmayanlar da icat ediyordu. Neredeyse akla gelebilecek bütün azınlıklar için birer ülke planlanıyordu. 'Barbar bir ulus' olan Türkleri Avrupa'dan kovma fırsatı kaçırılmamalıydı."
Bir asır geçti bugünlere geldik. Dramatik olan, onca mücadeleden sonra hâlâ Sevr'i yaşama döndürmek isteyenlerle, buna karşı çıkanların savaşımını yaşamaktayız.
Anlaşılıyor ki, Sevr kapanmış bir dosya gibi gözükmüyor.
O halde yapılacak iş Sevr'in ne olduğunu anlatmak… Lozan'ın kıymetini anlamak Sevr'i bilmekten geçer.
Emperyalizmle mücadele de bu yolda üretilecek tutarlı iç ve dış politikalardan geçer.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023