logo
12 TEMMUZ 2025

Tasavvuf, Ehl-i Beyt’in yaşadığı İslam’dır

09.10.2021 00:00:00
Prof. Dr. Haydar Baş'ın İcmal Dergisi Ocak 2014 tarihli yazısıdır.
 
Tasavvuf, insanın gönül yoluyla Allah'a gitmesidir. Halk içinde Hakk'la beraber olmasıdır. İnsanın asıl gayesi de budur. Bu hâle insan ubudiyetle, ibadetle vasıl olur. 
 
Tasavvuf, İslam'ın yaşanılır tarzıdır. İslam'ın yaşanılır hâl boyutudur. Resûlullah'ın (s.a.a.), sahabesinin ve özellikle de Ehl-i Beyt'inin hâlidir.
 
İslam dünyasında, tasavvufu hayatına en güzel tarzda geçiren millet de, Türk milletidir. Sahabe içerisinde de bu hayatı en mükemmel şekilde yaşayan Ehl-i Beyt'tir. Bir mânâda Ehl-i Beyt'in hâli kulluğun doruk noktada yaşanmasıdır. 
 
Kulluktan murat, ideolojik saplantılar ve nefsî-siyasî analizlerden dini ta-mamen uzaklaştırıp, ibâdetle ve kalbi boyutta Allah'a vâsıl olmaktır. Yani kulun kalp kulvarında Allah'a yürümesidir.
 
Ehl-i Beyt'in tamamı, başta Peygamber Efendimiz (a.s.) olmak üzere, Hz. Fâtıma, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin Efendilerimiz (Allah hepsinden râzı olsun), onların arkasından gelen İmamlar ki, bunların tamamına On iki İmam denir, bu yolda fevkalade nitelikte bir kulluk örneği oluşturmuşlar; zevk-i mânevî ile o kalp kulvarından Allah'a yürümüşlerdir. Kendi dönem ve devirlerinde insanlar onları, "Allah'ın sevip seçtiği insanlar" olarak tanımışlardır.
 
Türklerin Müslüman oluşuna baktığımız zaman; tamamen bu kadronun, Ehl-i Beyt ve evlatlarının onları etkilediğini, bu metodla, bu tarzla İslam'ı yaşadıklarını, etraflarına, komşularına, dostlarına da bu şekilde tebliğ ve tebşir ettiklerini görürüz.
 
Özetle tasavvuf, Hz. Peygamber'in ve Ehl-i Beyt'inin yaşadığı gibi, İslamiyet'i yaşamaktır. Peygamberin sünnetidir. Sünnet de dinimizin temel direğidir.
 
Zikrin tasavvufi manasına gelince; zikir kelimesi ve türevleri Kur'an-ı Kerim'de 71 surede, 256 ayette, 278 kez geçmektedir ki, bu ayetlerden bazıları şunlardır:
 
"Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O'na yönel."
 
"Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma."
 
"Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah'ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur."
 
"Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üze-rinde yatarken (daima) Allah'ı anın. Huzura kavuşunca da namazı dosdoğru kılın; çünkü namaz mü'minler üzerine vakitleri belli bir farzdır."
 
"Ey inananlar! Allah'ı çokça zikredin."
 
"Öyle ise siz beni (ibadetle) anın ki Ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın Bana nankörlük etmeyin!"
 
Bazılarını aktardığımız bu açık delillerden sonra, bütün ibadetlerin özü olan zikrullahı inkâr etmek, kul için zikrullahın bir vecibe olduğundan şüpheye düşmek, iz'an ve akıl sahibi mü'minler için mümkün değildir.
 
Şöyle bir düşünce de çok yanlıştır ve tehlikelidir: "Zikretmekten maksat; namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, Kur'an-ı Kerim'i okumaktır. Bunların dışında özel şekilde, belirli zamanlarda, belirli İlâhî esma ve virdleri, belirli sayılarda tekrarlamak şeklindeki zikir yapma uygulaması bid'attir."
 
Böyle bir düşünce Kitap, Sünnet ve İcma-i Ümmet ile batıldır. Ve İslam'ın başlangıcından günümüze kadar yaşanmış, sonuçları açıkça görülmüş; hatta tarihin hayır hanesine yazılmış olan güzelliklerde en büyük katkının sahibi tasavvuf ve tasavvufî hayatla asla bağdaşmaz.
 
A'raf Sûresi 205. ayet-i kerimesinde geçen "yüksek olmayan bir sesle" ifadesi zikre özel bir tarz tarif etmekte; sabah ve akşamdan söz edilmekle de bu özel zikir için günün faziletli saatleri belirtilmektedir. Yine Nisa suresi 33. âyet-i kerimesinde, "Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken (daima) Allah'ı anın" buyurulması; zikrin özel olarak, farz olan namazdan ayrı olarak da yapılmasının emredildiğine dair delildir.
 
"Gecenin bir bölümünde ve secdelerin ardından da O'nu tesbih et" ayetini, İbn Abbas, şöyle tefsir etmiştir: Yani Yüce Allah, O'na (s.a.v) bütün namazların ardından tesbih etmesini emretti."
 
Bu hususta İbn Abbas'tan bir başka rivayet ise şöyledir: "Allah Resûlü'nun (sallallahu aleyhi ve âlihi) zamanında, cemaat farz namazından selâm verip ayrılırken seslerini zikirle yükseltirlerdi. Bu sesten onların, namazdan ayrıldıklarını anlardım."
 
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Namazın ardından okunan bazı tespihler vardır ki, söyleyenleri ya da yapanları asla hüsrana uğratmazlar. Onlar; her namazın ardından (söylenen) otuz üç 'Sübhanallah', otuz üç 'Elhamdulillah' ve otuzdört 'Allahuekber'dir."
 
Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: "Kim sabah namazının ardından yüz kere 'Sübhanallah', yüz kere 'Lâ ilâhe illallah' derse, deniz köpükleri kadar bile olsa günahları bağışlanır."
 
Görüldüğü üzere zikrullah, mü'minin en temel ibadetlerinden biridir. İnsanın yaratılış gayesi olan kulluğun en güzel ispatıdır. Allah cümlemize, O'nu hakkıyla zikretmeyi ve daim zikir hâlini yakalamayı nasip etsin." 
 
 
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
Arktik’te sessiz rekabet
Buz ülkesinde gerilim yükseliyor
Rusya-Ukrayna cephesinde yeni dönem
Elektronik savaşın yükselişi
Çiftçiye şimdi de kuraklık darbesi
'Yüzde 85'lere varan verim düşüklüğü var'
Çalışma hayatında işler karışık
'Sessiz istifa' yaygınlaştı!
"SDG, YPG'dir. YPG, PKK'nın bir türevidir"
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack lafı dolandırmadı
Güçlü alternatif aranıyor
Küresel sistemde doların ipi çekiliyor
Oysa sınav hiç de kolay değildi
LGS'de rekor sayıda birinci şaşırttı
"Böylesini hiç görmedim!"
Texas'taki sel felaketi iklim değişikliğine inanmayan Trump'ı şaşırttı
Bolu Belediye Başkan Yardımcısı savunma yaptı
Kartalkaya davası devam ediyor
ABD Dışişleri Bakanlığı 1300'ü aşkın personelini işten çıkardı
"Yeniden yapılanmanın bir parçası"
İBB'ye yönelik soruşturmada gelişme
8 kişi daha tutuklandı
Kredi kartı ve ihtiyaç kredisi yapılandırmalarında değişiklik
Azami faiz yüzde 3.11
Diyarbakır'da 5 katlı bina tahliye edildi
Sallandığı ihbarı yapılmıştı
Leman Dergisi'nin karikatür soruşturmasında gelişme
Firari yazı işleri müdürü gözaltına alındı
Arktik’te sessiz rekabet
Buz ülkesinde gerilim yükseliyor
Rusya-Ukrayna cephesinde yeni dönem
Elektronik savaşın yükselişi
Çiftçiye şimdi de kuraklık darbesi
'Yüzde 85'lere varan verim düşüklüğü var'
Çalışma hayatında işler karışık
'Sessiz istifa' yaygınlaştı!
"SDG, YPG'dir. YPG, PKK'nın bir türevidir"
ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack lafı dolandırmadı
Güçlü alternatif aranıyor
Küresel sistemde doların ipi çekiliyor
Oysa sınav hiç de kolay değildi
LGS'de rekor sayıda birinci şaşırttı
"Böylesini hiç görmedim!"
Texas'taki sel felaketi iklim değişikliğine inanmayan Trump'ı şaşırttı
Bolu Belediye Başkan Yardımcısı savunma yaptı
Kartalkaya davası devam ediyor
ABD Dışişleri Bakanlığı 1300'ü aşkın personelini işten çıkardı
"Yeniden yapılanmanın bir parçası"
İBB'ye yönelik soruşturmada gelişme
8 kişi daha tutuklandı
Kredi kartı ve ihtiyaç kredisi yapılandırmalarında değişiklik
Azami faiz yüzde 3.11
Diyarbakır'da 5 katlı bina tahliye edildi
Sallandığı ihbarı yapılmıştı
Leman Dergisi'nin karikatür soruşturmasında gelişme
Firari yazı işleri müdürü gözaltına alındı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.