Atina yönetimi silahlı kuvvetlerinde yeni bir revizyona gidiyor.
Yönetim, ülkenin artık kuzeyden bir tehdit olmadığını ileri sürerek bu bölgedeki kuvvetini diğer alanlara kaydıracak.
Atina'ya göre, ülkenin kuzeyinden gelmesi muhtemel tehdit Makedonya ve Bulgaristan idi.
Asıl tehditin doğuda bulunduğu idialarıyla Türkiye tarafında yeni oluşumlara gidilmesi tasarlanıyor.
Yunanistan, kuzeydeki birinci orduyu lağvediliyor, yeni takviyelerle doğu cephesini açıyor. Bu revizyon onlarca generalin elimine edilmesi ve 27 bine yakın askerin indirilmesi anlamına geliyor.
Ege ve Meriç bölgelerinde konuşlandırılacak düşük istihdamla Yunanistan yeni kazanımlar da sağlamış olacak. Özellikle Avrupa Birliği ve BM tarafından asker indirimi ve silahsızlanma girişimi prestij olarak değerlendiriliyor. Böylelikle Atina yönetimi Ankara karşısında ayrı bir koz kazanacak.
Yunan Savunma Bakanı Papandoniu , attıkları askeri adıma dikkat çektikten sonra konuyu dolandırıyor ve Türkiye'ye getiriyor: " Ama asıl tehdit sürüyor''
Türkiye ile son yıllarda ikili ilişkilerin iyi yolda olduğunu ve karşılıklı pozitif sürecin taze tutulmasının faydalarına değiniliyor.
Pembe bir tablo çizen savunma Bakanı Papandoniu, Türkiye'nin tehdit olarak bölgede bulunduğunu ilave etmeyi ihmal etmiyor.
Yunan yönetimi,Türkiye'nin Kıbrıs ve Ege için tehdit olduğu tezini kararlılıkla dile getirmeye devam etmekte.
Ankara'nın anlaşılmaz talepleri olduğunu ve heran tepelerine binmek için fırsat kolladığı tezini ısıtıp isitip piyasaya sunan Yunanistan'ın, askeri revizyonunu da bu bağlamda değerlendirecek olursak, önümüzdeki günlerin daha gergin atmosferde gelişeceğini söyleyebiliriz.
Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve meslektaşı Papandreu ile atıldığı farzedilen ikili iyi ilişkilerin, yeni bakan Gül'le sürdüğü teması işleniyor; ancak bu sadece sözde kalıyor. Atina'nın attığı adımlar ve düştüğü notlar bunu yalanlar nitelikte.
Ankara ile Atina'nın geçtiğimiz gün FIR hattı konusunda vardığı anlaşma uluslararası camia tarafından olumlu bir adım olarak yorumlandı. Ortam duruluyor sanıldı.
Ertesi gün patlak veren 2003 AB ilerleme Raporu ise bu havayı bertaraf etti.
Yunan ağzıyla kaleme alınan ve Stratejik adı verilen raporun son kısmındaki Kıbrıs sorunu, Ankara ile Atina'nın beklentilerini ayrıştırdı.
Yunanistan bu rapordan memnun olurken, Ankara rapora temkinle yaklaştı.
Yunanistan'ın kuzey yönünden doğu yönüne asker kaydırmasının zamanlama açısından AB raporu ile aynı tarihlere denk gelmesi de anlamlı.
Mevcut siyasal konjonktürü çok iyi değerlendiren Yunanistan'ın çok iyi takip edilmesi gerekiyor.
AB üyesi bir ülkenin komşu bir ülkeyi en büyük tehdit olarak görmesi ve topyekun askeri teyakkuza geçmesi ilk başta AB için önemli bir sorun.
Birliğe mensup Yunanistan'a , aday da olsa, "Türkiye ile arandaki sorunları çöz " denmiyorken, tam tersi istikamette beklentilerde bulunmak ne derece mantıklı...?
AB önce kendi evinin içini düzenlemek zorunda. Kendi bünyesindeki sorunları çözmekten aciz bir topluluğun diğer ülkelerin derdine nasıl çare olacağı tartışma konusu. Yunanistan Türkiye'yi en büyük tehdit olarak görüyor; ama Türkiye, Yunanistan'ın devamı niteliğindeki Kıbrıs Rumu ile anlaşmaya zorlanıyor.
Yönetim, ülkenin artık kuzeyden bir tehdit olmadığını ileri sürerek bu bölgedeki kuvvetini diğer alanlara kaydıracak.
Atina'ya göre, ülkenin kuzeyinden gelmesi muhtemel tehdit Makedonya ve Bulgaristan idi.
Asıl tehditin doğuda bulunduğu idialarıyla Türkiye tarafında yeni oluşumlara gidilmesi tasarlanıyor.
Yunanistan, kuzeydeki birinci orduyu lağvediliyor, yeni takviyelerle doğu cephesini açıyor. Bu revizyon onlarca generalin elimine edilmesi ve 27 bine yakın askerin indirilmesi anlamına geliyor.
Ege ve Meriç bölgelerinde konuşlandırılacak düşük istihdamla Yunanistan yeni kazanımlar da sağlamış olacak. Özellikle Avrupa Birliği ve BM tarafından asker indirimi ve silahsızlanma girişimi prestij olarak değerlendiriliyor. Böylelikle Atina yönetimi Ankara karşısında ayrı bir koz kazanacak.
Yunan Savunma Bakanı Papandoniu , attıkları askeri adıma dikkat çektikten sonra konuyu dolandırıyor ve Türkiye'ye getiriyor: " Ama asıl tehdit sürüyor''
Türkiye ile son yıllarda ikili ilişkilerin iyi yolda olduğunu ve karşılıklı pozitif sürecin taze tutulmasının faydalarına değiniliyor.
Pembe bir tablo çizen savunma Bakanı Papandoniu, Türkiye'nin tehdit olarak bölgede bulunduğunu ilave etmeyi ihmal etmiyor.
Yunan yönetimi,Türkiye'nin Kıbrıs ve Ege için tehdit olduğu tezini kararlılıkla dile getirmeye devam etmekte.
Ankara'nın anlaşılmaz talepleri olduğunu ve heran tepelerine binmek için fırsat kolladığı tezini ısıtıp isitip piyasaya sunan Yunanistan'ın, askeri revizyonunu da bu bağlamda değerlendirecek olursak, önümüzdeki günlerin daha gergin atmosferde gelişeceğini söyleyebiliriz.
Eski Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve meslektaşı Papandreu ile atıldığı farzedilen ikili iyi ilişkilerin, yeni bakan Gül'le sürdüğü teması işleniyor; ancak bu sadece sözde kalıyor. Atina'nın attığı adımlar ve düştüğü notlar bunu yalanlar nitelikte.
Ankara ile Atina'nın geçtiğimiz gün FIR hattı konusunda vardığı anlaşma uluslararası camia tarafından olumlu bir adım olarak yorumlandı. Ortam duruluyor sanıldı.
Ertesi gün patlak veren 2003 AB ilerleme Raporu ise bu havayı bertaraf etti.
Yunan ağzıyla kaleme alınan ve Stratejik adı verilen raporun son kısmındaki Kıbrıs sorunu, Ankara ile Atina'nın beklentilerini ayrıştırdı.
Yunanistan bu rapordan memnun olurken, Ankara rapora temkinle yaklaştı.
Yunanistan'ın kuzey yönünden doğu yönüne asker kaydırmasının zamanlama açısından AB raporu ile aynı tarihlere denk gelmesi de anlamlı.
Mevcut siyasal konjonktürü çok iyi değerlendiren Yunanistan'ın çok iyi takip edilmesi gerekiyor.
AB üyesi bir ülkenin komşu bir ülkeyi en büyük tehdit olarak görmesi ve topyekun askeri teyakkuza geçmesi ilk başta AB için önemli bir sorun.
Birliğe mensup Yunanistan'a , aday da olsa, "Türkiye ile arandaki sorunları çöz " denmiyorken, tam tersi istikamette beklentilerde bulunmak ne derece mantıklı...?
AB önce kendi evinin içini düzenlemek zorunda. Kendi bünyesindeki sorunları çözmekten aciz bir topluluğun diğer ülkelerin derdine nasıl çare olacağı tartışma konusu. Yunanistan Türkiye'yi en büyük tehdit olarak görüyor; ama Türkiye, Yunanistan'ın devamı niteliğindeki Kıbrıs Rumu ile anlaşmaya zorlanıyor.
Cevat Kışlalı / diğer yazıları
- Suikastın geri planı / 09.05.2006
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005
- Sessizliğin sesi / 28.03.2006
- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü / 08.03.2006
- Hangi ittifak, hangi kadın? / 26.01.2006
- Varoluş mücadelesi / 24.01.2006
- Bu M.E.M'leket bizim / 01.12.2005
- Çözüm mü dediniz? / 27.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 04.11.2005
- Bağımsız Türkiye / 21.10.2005
- Felaket kapıda / 19.10.2005