logo
29 MAYIS 2024

Telefona yüzde 4.8 zam geldi

08.03.2003 00:00:00
Telefon görüşmelerinde mini indirimlere giden Türk Telekom, zam üstüne zam yaparak kaşıkla verdiğini kepçeyle geri alıyor. Türk Telekom, 1 Mart'tan geçerli olmak üzere telefon görüşme ücretlerine yüzde 4.8 oranında zam yaptı. Zamla birlikte kontör ücreti 6 bin 300 liradan 6 bin 600 liraya, aylık abone taksit tutarı da (100 kontör karşılığı) 6 milyon 600 bin liraya yükseldi. 30 kontörlük kartın fiyatı 2 milyon liraya, 60 kontörlük kartın fiyatı 4 milyon liraya, 100 kontörlük kartın fiyatı 6 milyon 600 bin liraya ve 120 kontörlük kartın fiyatı da 7 milyon 500 bin liraya çıktı. Nakil ücreti de 7 milyon lira olarak belirlendi.
Banka avukatı Seçil Erzan duruşmasında olay çıkardı
En büyük korkusunu açıkladı
Bursa'da vahşet!
3 çocuğunu öldürüp teslim oldu
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'hançer' yanıtı
'O hançeri sen çok uzun yıllar tuttun'
Valiyi tuhaf bir heyecan sardı
Elon Musk'ı Adana'ya bekliyoruz
'Dervişoğlu ile görüşmemem için hiçbir neden yok'
Özel ziyareti için tarih verdi
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'hançer' çağrısı
'Soru işaretlerini gider'
İsrail'in aradığı ateşkes içermeyen bir mutabakat!
Sadece esir takasına odaklanıyorlar
Özgür Özel'den mesajlı paylaşım
'Şero' taburcu oldu
'Fahiş fiyat ve stokçuluk' düzenlemesi yürürlükte
Stokçuluğa 12 milyon liraya varan ceza
AK Parti'den sokak köpeklerinin uyutulması açıklaması
'Ortada henüz kesin bir şey yok'
Filistinliler güvenli bölgeyi de terk ediyorlar
Refah'taki sahra hastanesi tahliye edildi
31 hastanın tedavisi sürüyor
Burdur'daki diyaliz olayından ikinci ölüm
7 yaşındaki Yüsra'nın acı vedası
Hastaneye yürüyerek gitti cenazesi çıktı
Heimlich manevrası ile hayat kurtaran okul müdürü
'Herkes ilk yardımı öğrenmeli'
İmamoğlu'ndan Mehmet Şimşek'in programına destek
'Doğru adımlar, iyi tedbirler görüyoruz'
Banka avukatı Seçil Erzan duruşmasında olay çıkardı
En büyük korkusunu açıkladı
Bursa'da vahşet!
3 çocuğunu öldürüp teslim oldu
Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a 'hançer' yanıtı
'O hançeri sen çok uzun yıllar tuttun'
Valiyi tuhaf bir heyecan sardı
Elon Musk'ı Adana'ya bekliyoruz
'Dervişoğlu ile görüşmemem için hiçbir neden yok'
Özel ziyareti için tarih verdi
Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na 'hançer' çağrısı
'Soru işaretlerini gider'
İsrail'in aradığı ateşkes içermeyen bir mutabakat!
Sadece esir takasına odaklanıyorlar
Özgür Özel'den mesajlı paylaşım
'Şero' taburcu oldu
'Fahiş fiyat ve stokçuluk' düzenlemesi yürürlükte
Stokçuluğa 12 milyon liraya varan ceza
AK Parti'den sokak köpeklerinin uyutulması açıklaması
'Ortada henüz kesin bir şey yok'
Filistinliler güvenli bölgeyi de terk ediyorlar
Refah'taki sahra hastanesi tahliye edildi
31 hastanın tedavisi sürüyor
Burdur'daki diyaliz olayından ikinci ölüm
7 yaşındaki Yüsra'nın acı vedası
Hastaneye yürüyerek gitti cenazesi çıktı
Heimlich manevrası ile hayat kurtaran okul müdürü
'Herkes ilk yardımı öğrenmeli'
İmamoğlu'ndan Mehmet Şimşek'in programına destek
'Doğru adımlar, iyi tedbirler görüyoruz'

Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu

Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi.
29.05.2024 19:42:00
İhlas Haber Ajansı
Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Seçil Erzan: En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu
Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada Erzan, "Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. En korktuğum şey işten atılırım korkusuydu" dedi. Mahkeme, Erzan'ın tutukluluk halinin devamına hükmederek duruşmayı erteledi.

Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolcular Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan'ın da bulunduğu 28 kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan'ın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen 7 sanıklı duruşmada tutuklu sanıklar Seçil Erzan ile Ali Yörük ve 4 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya bazı müştekiler de taraf avukatlarıyla katıldı.

"Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu"

Duruşmada Seçil Erzan, birinci dereceden sicil amiri Sermin Tekin'in tanık beyanına karşı yaptığı savunmasında, "O dönemlerde döviz üzerindeki kısıtlamalar ve yaptırımlardan dolayı 50 bin dolar bile bir müşteri hesabından çekildiğinde bizden çok ciddi açıklama ve belge istiyorlardı. Bankada sistem ve kayıt önemlidir. Bankada 'kuvvetler ayrılığı' adı altında bir ilke var. Personel suistimali önlemek için bankanın çok dikkat ettiği bir konuydu. Benim en korktuğum şey işten atılırım korkusuydu. Bankanın içerisinde o paraya benim dokunmam kesinlikle yasaktı. Bir şube müdürünün odasından valizlerle para alınıp aşağıya yatırılması, ertesi gün işten atılmam anlamına geliyordu. Bu kesinlikle araştırılması gereken bir konuydu. Çaycı bile görse dikkat edip hemen bildirmesi gereken bir konuydu. Fark edilmemesi gereken bir konu asla değildi. Sicil amirim oydu ve bayan olduğu için de Sermin hanımla görüşmek istemiştim. Sermin hanım beni çağırdı. Böyle bir şeyi bekliyordum zaten. Toparlayamadım dedim. Ben o gün Sermin hanımın 'Seçil işten atılıyorsun' demesini bekliyordum. Bizim paraya dokunmamız bile yasaktı" dedi.

"Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum"

Tanık olarak dinlenen bankanın gişe görevlisi Ümüş Nur Yiğit, "Biz o dönemde bankanın alt katında, şube müdürleri de üst kata çalışıyordu. Bu nedenle benim valizlerle paraların gidip gelme konularını görme imkanım yok. Açıkçası Seçil hanımın personelleriyle alakalı olan bir müdür olduğunu düşünmüyorum çünkü ya dışarıda oluyordu ya da annesinin rahatsızlığı oluyordu, bir şekilde ulaşamıyordum. Çorlu'dayım diyordu ve sürekli izin alıyordu. Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan bir para çekmişti. Kapılar kapandıktan sonra olan bir şeydi. Operasyon desteği alanında oturmuştu. Seçil hanım içeri girdiğinde biz para sayarak teslimatını verdik. Ali Yörük de o paraları çantaya yerleştirdi. Okan beye para çıkışını gerçekleştirdik. Ben Ali beyi uzun süre Fatih Terim'in şoförü zannediyordum çünkü futbol camiasında isimlerle beraber görüyordum kendisini. Okan Turan'la da gelmişti. Emrah Çolak'la da birlikte gelmişti. Kendisine 'Hoca nasıl, iyi mi' diye sorduğumda geçiştirmişti ama ben öyle düşünüyordum. Ayrıca, Fatih Terim'in şubeye geldiğini hiç görmedim" şeklinde konuştu.

"Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, olsa masasının altında panik butonu var"

Duruşmada tanık olarak dinlenen banka güvenlik görevlilerinden Soner Topakkaya, "Benim banka içerisinde Seçil Erzan'da tespit ettiğim herhangi bir farklılık yoktu. Sadece işe giriş çıkış saatlerinde bazen gecikirdi. Seçil Erzan'ın bahsettiği tartaklama gibi bir durum olmadı, polis bile çağrılmadı. Böyle bir durum olsa müdürlerin masasının altında panik butonu var. Orası bir banka şubesi, her müşteri büyük çantayla gelebiliyor. Seçil Erzan benden hiç arabaya para taşımamı istemedi. Ali Yörük'ü hiç görmedim. Semih Kaya, Arda Turan, Selçuk İnan ve Ayhan Akman şubeye gelirlerdi. Emre Belözoğlu'nu bir kere gördüm. Şubeye en çok Semih Kaya gelirdi. Şubeye giren herhangi bir valiz ya da Seçil hanımın odasında birini görmedim" dedi.

Basın mensubuna çirkin hareket

Tanıklar ifade vermeye devam ettikleri sırada bir basın mensubunun, tanıklardan birinin soy ismini teyit etmek istemesi üzerine izleyici olarak duruşmada bulunduğunu söyleyen bankanın avukatı Kübra K. gazeteciye bağırdı ve bunu soramayacağını söyledi. Bağırma üzerine basın mensubu da tepki gösterince mahkeme başkanı, duruşma düzeninin bozulduğu gerekçesiyle tüm izleyicileri salondan dışarı çıkardı. Salon önünde avukatın kendisinin üzerine yürümeye devam ettiğini ve taciz ettiğini gören basın mensubu bu anları kaydetmek için telefonunu çıkardı, bu kez avukat telefonu gazetecinin elinden hızla çekerek arkasına sakladı. Bu sırada olaya müdahale eden güvenlik görevlisi, avukatın sakladığı telefonu alıp gazeteciye iade etti. Daha sonra basın mensubunun, avukattan şikayetçi olduğu öğrenildi.

Kısa aranın ardından mahkemeye basın mensupları da dahil izleyiciler alınmazken mahkemenin ara kararında, sanıklar Ali Yörük ile Seçil Erzan'ın tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı 31 Mayıs tarihine ertelediği öğrenildi.

Erkılınç: Basınımız gerçekçi bir çözüm bulmalı

İlan ve reklam gelirlerindeki azalmayı değerlendiren Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Cavit Erkılınç, basının gerçekçi bir çözüm bulmasının zaruri olduğunu, bunun nasıl olacağına da sektörün karar vermesi gerektiğini söyledi.
29.05.2024 16:41:00 / Güncelleme: 29.05.2024 16:46:21
Haber Merkezi
Erkılınç: Basınımız gerçekçi bir çözüm bulmalı
Erkılınç: Basınımız gerçekçi bir çözüm bulmalı
Basın İlan Kurumu 32. Dönem 6. Genel Kurul Toplantısı, Genel Müdür Cavit Erkılınç'ın konuşması ile başladı.

Basın İlan Kurumu aracılığıyla basına yapılan maddi desteklere ilişkin bilgiler veren Erkılınç, mevzuatın gerektirdiği şartları taşıyan ve bunu süreklilik haline getiren internet haber sitelerinin 1 Nisan 2023'ten itibaren resmî ilan ve reklam yayımlamaya başlayarak hatırı sayılır bir gelire kavuştuğunu belirtti.

İlan ve reklam pastası 2024 yılında 4 milyar TL'yi bulacak

İnternet haber sitelerinin 1 Nisan 2023 ile 1 Nisan 2024 arasındaki bir yıllık süreçte 1 milyar 130 milyon Türk Lirası tutarında resmî ilan ve reklam yayımladığını kaydeden Genel Müdür Erkılınç, "2024 yılında 1,5 milyar Türk Lirası'nı aşan bir desteği sektörün dijital yayınlarına aktarmayı hedefliyoruz. Gazete ve dergileri de içine kattığımızda 4 milyar Türk Lirası büyüklüğünde bir ilan ve reklam pastasına ulaşmayı bekliyoruz. Devletimiz adına sektöre bu kıymetli desteği vererek ilan yayımlatılacak mecraların çeşitlenmesini sağlıyor, nitelikli yayıncılığı önceliyor ve istihdam olanaklarının artışını önemsiyoruz" dedi.

"Adil ve tarafsız dağıtım olmazsa olmazımız"

İnternet haber sitelerinin trafiklerinin ölçümü için Basın İlan Kurumu tarafından geliştirilen BİK Analitik yazılımına değinen Erkılınç, adil ve tarafsız şekilde resmî ilan dağıtımını "Kurumun olmazsa olmazı, vazgeçilmez prensibi" olarak tanımladı.

"Sürekli kendimizi yeniliyor, geliştiriyor ve varsa eksikliklerimizi gidermeye gayret ediyoruz" diyen Erkılınç, "Geçtiğimiz yıl kullanımına başladığımız bize özgü, Kurumumuz görevine uygun geliştirilen yerli yazılım BİK Analitik'e ayrı bir önem veriyoruz. Ziyaretçi trafiklerini resmî ilan alabilmenin tek şartı olarak görmüyor, internet basınını 'tık avcılığı'na yönlendiren, kısır bir sistemin inşasından kaçınıyoruz. Basının, nitelikli içeriklerle okunur ve görünür olmasını önceliyoruz. Dolayısıyla BİK Analitik'in sunduğu hizmetlerden azami düzeyde yararlanmayı kıymetli buluyoruz.

Patent ve marka tescilimizi aldığımız BİK Analitik, geçtiğimiz günlerde uluslararası geçerliliği bulunan TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesini almayı da başardı. Şimdi sıra uluslararası geçerliliği bulunan, kamu güvenini pekiştirmeye yönelik denetim raporunu almaya geldi. Amacımız; güvendiğimiz, arkasında durduğumuz BİK Analitik'in hiç kimsenin kalbinde, gönlünde şüpheye yer bırakmayacak şekilde rıza kazanmasını sağlamak. Bu vesile ile sizlerin koşulsuz desteğine ve sağladığınız katkıya şükran duyduğumuzu ifade etmek istiyorum" şeklinde konuştu.

Mevzuatın öngördüğü çerçevenin dışında sahte trafik alan internet haber siteleriyle mücadelenin daha etkili bir şekilde sürdürüleceğini vurgulayan Erkılınç, "Mesleği layıkıyla yapan internet haber sitelerimiz müsterih olsunlar. Mesleki anlamda iyi yayıncılık yapanla yapmayanı mutlaka ayıracağız. Büyütmekte zorlandığımız resmî ilan pastasını sadece hak edene vermeye kararlıyım, kararlıyız" ifadelerini kullandı.

"Anayasal özgürlüklerle Kurum mevzuatı birbirine karıştırılmamalı"

Basın İlan Kurumu'nun, yanlışlara dokunduğunda "özgür basına engel olunuyor, basın susturuluyor" suçlamalarıyla karşı karşıya kaldığını kaydeden Erkılınç, Kurumun, kamu kaynaklarını okunan, görünen hatta bilinçli tercihle takip edilen yayınlara objektif ölçütlerle aktarılması amacıyla kurulduğunu hatırlatarak, "Biz kimsenin yaptığı yayıncılığa, fikrine, içtihadına karışmayız; karışamayız. Ancak resmî ilan veya reklam alacaksan Kurumumuz mevzuatına uymak zorundasın. Yayınlarımız resmî ilan ve reklam almak üzere müracaat ettiklerinde, peşinen 'mevzuatına uyacağım, bu yeterliliği sunacağım' taahhüdünde bulunmuş oluyor" diye konuştu.

Türkiye'deki 4 binin üzerinde gazete ve dergi ile 10 bine yakın internet haber sitesinden sadece 2 bin civarındaki yayının Kurumun görev alanına girmeyi kabul ettiğine işaret eden Erkılınç, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dışarıda kalan 12 bin yayına yönelik herhangi bir karar aldığımızı veya yönlendirme yaptığımızı duydunuz mu? Zaten böyle bir durum hukuken de mümkün değil. Kaldı ki özgür düşünce ve bu düşüncenin yayılması Anayasamız ile güvence altındadır. Resmî ilan ve reklam yayımlama hakkı kazanmak ise şartlara bağlıdır ve bu şartlar Kurumumuzca belirlenir. Dolayısıyla Anayasanın tanıdığı özgürlük ile resmi ilan yayımlama kurallarını birbirine karıştırmamak gerekir.

Bir başka ifadeyle resmî ilan yayımlama hakkına sahip olan süreli yayınlarımız, Anayasanın tanıdığı özgürlükten sonuna kadar istifade etmekle birlikte Kurumumuz mevzuatının gereğini yerine getirerek de ilan geliri elde etmektedir.

'Basmayayım, satmayayım, fikir işçisi istihdam etmeyeyim, okunmasam da olur, yeter ki devlet bana para aktarsın' demek, önce bu devletin gerçek sahibi milletimize, sonra görevini layıkıyla yapan sektördeki işletmelere büyük haksızlıktır. Gazetecilik mesleğine karşı yapılmış büyük bir kötülüktür."



"Kurumumuz olmadan karşılaşılacak zorluklar nasıl aşılacak?"

Basın İlan Kurumu'nun üstlendiği görev vesilesiyle aldığı komisyon ücretlerinin kaldırılmasına ilişkin dile getirilen talepleri değerlendiren Erkılınç, Kurumun merkezi bütçeden hiçbir şekilde pay almadan tüm faaliyetlerini yayımlattığı resmî ilan ve reklamlardan sağladığı komisyon gelirleriyle yürüttüğünü anımsatarak, bu olmadığında sektöre kesintisiz hizmet veren bağımsız karar mekanizmalarının sekteye uğrayacağını belirtti.

Erkılınç, "Söz konusu talebi dile getirenler Kurumumuz olmadığında veya bağımsız karar alabilme yeteneğimiz ortadan kalktığında, adetçe daha fazla ilan yayımlayacaklarını, ilan fiyat tarifelerinin beklentilerini karşılayacağını; olağanüstü hallerde ve kriz dönemlerinde anlık kolaylaştırıcı tedbirlerden istifade edilebileceklerini mi sanıyorlar?" diye sordu.

Resmi ilanların belirli bir puantaj karşılığında yer aldıkları kontenjan tablosuna göre yayınlara dağıldığını kaydeden Erkılınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Süreli yayınlarımız her ay içinde gelecek ilan tutarını aşağı yukarı biliyor, refiki olan yayınların da ne aldığını görebiliyor. Bu dedikleri gerçekleştiğinde, resmî ilanlar belli yayınlara gittiğinde, kendi yayınlarına gelmediğinde veya çok az geldiğinde ne yapacaklarına dair planları var mı? Dahası, büyük gayretlerimiz sonucu yayımlatabildiğimiz icra ilanlarının sağlıklı gelişini sağlayamamış basın sektörü, karşılaşacağı zorluğu nasıl aşmayı planlıyor? Kurumumuzun bir diğer varlık sebebi de belediyeler gibi kamu kurumlarının resmî ilan ve reklam harcamalarının kamu yararı çerçevesinde kontrol altında tutulması, belli eşik değerleri barındıran yayım bedelleriyle kamu menfaatlerinin korunmasıdır. Resmî reklamların dağıtımının ne hale geleceğini konuşmayı dahi anlamsız buluyorum."

"Basınımızın gerçekçi bir çözüm bulması zaruri"

Konuşmasının son bölümünde bazı illerdeki gazete sayısının resmi ilandan feragat etme yoluyla azalmasına değinen Erkılınç, Kurumun gazetelerin aldığı kararlarda hiçbir şekilde baskıcı, zorlayıcı veya teşvik edici olmadığını vurguladı.

Konunun tamamen ticari bir mesele olduğunu ve Kurumu uzaktan yakından ilgilendirmediğinin altını çizen Erkılınç, "200 bin, 300 bin nüfuslu illerimizde sekiz tane, on tane hatta daha fazla süreli yayın mevcut. Okur sayısı belli, ilan pastası belli ve mevcut gelirler hiçbir gazetenin yarasına merhem olmuyor. Gelir olmayınca masrafları kısmak yoluyla mevzuat ihlallerine tenezzül ediliyor, yayıncılık kalitesi düşüyor.

Ne ülkemizde ne de diğer ülkelerde zarar ettiğini ifade ettiği halde o işte kalmaya devam eden yatırımcı göremezsiniz; ülkemizdeki basın sektörü hariç. Resmî veya özel ilan pastası büyümüyorsa, reklamlar başka mecralara kayıp eskisi kadar gelmiyorsa basınımızın bu duruma gerçekçi bir çözüm bulması zaruridir. Bunun nasıl olacağına da biz değil, basınımız karar verecektir" şeklinde konuştu.

Isparta, Zonguldak, Gaziantep, Kastamonu gibi illerin ardından Ankara merkezde resmi ilan yayımlayan gazete sayısının dörde düşmesini değerlendiren Erkılınç, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:

"Ankara gazetelerimiz, Genel Kurul Üyemiz ve Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız Sayın Nazmi Bilgin önderliğinde bir araya gelerek dokuz gazete iken dört gazete çatısı altında yola devam etme kararı aldılar. Biz de gazetelerimize resmî işlemlerinde her türlü kolaylığı sağladık. Şimdi Başkentimizde her bir gazetemiz ayda neredeyse 2 milyon TL'ye yakın gelire ulaşacak. Bu gazetelerimizin bir de layıkıyla yayım yapan internet haber sitesi varsa geliri 3 milyon Türk Lirasına yaklaşacak. Böylece gazetelerimiz nitelikli personel çalıştırabilir, maaşlarını ödeyebilir, kaliteli yayıncılık yapabilir bir yapıya kavuşacak. Ankara gazetelerinin dönüşümüne katkı sunan Nazmi Bilgin Bey başta olmak üzere tüm gazete sahiplerimize Kurumum ve şahsım adına şükranlarımı sunuyorum."

Erkılınç'ın konuşmasının ardından Başkanlık Divanı Heyeti seçimi gerçekleştirilerek başkan ve üyeler belirlendi.

Gündemin kabulünün akabinde Yönetim Kurulu Durum Raporu ve Denetçiler Raporu okundu. Yönetim Kurulunun tekliflerine ilişkin sunum sonrasında üyeleri belirlenen İlan İşleri, Hukuk İşleri ve Mali İşler Komisyonları çalışmalarına başladı.
Genel Kurul Toplantısı, 31 Mayıs 2024 Cuma günü yapılacak oturumun ardından tamamlanacak.

Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor

Basın İlan Kurumu , 1961 yılından bu yana ülkemizin basın özgürlüğünün korunması ve yazılı basının sürdürülebilirliğinin sağlanmasında önemli bir rol oynamıştır. Basın İlan Kurumu'nun temel görevlerinin başında Türkiye'de yazılı basının gelişimine katkı sağlamak geliyor
29.05.2024 15:40:00
Mehmet Hakan Akkuş
Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor
Basını, Basın İlan Kurumu ayakta tutuyor
Basın İlan Kurumu (BİK), kamu tüzel kişiliğini haiz bir idare. Resmi ilanların adil bir şekilde süreli yayınlara verilmesi ve gazetelerin yayın giderlerini karşılaması için 1961 yılında 195 sayılı Kanun ile kuruldu.

BİK, paydaşı olan Türk basın dünyasının yayımladığı resmi ilan ve reklamlar karşılığında içerik ve finansal bağımsızlığının en büyük destekçisi konumundadır. Basın İlan Kurumu'nun temel görevi, kamuya ait resmi ilan ve reklamların süreli yayınlarda ve internet haber sitelerinde yayımlatılmasına aracılık etmektir. BİK, bu görevini, ilan verenlerin ve süreli yayınların çıkarıcı menfaatlerini gözeterek yerine getirir.

BİK, 1961 yılından bu yana ülkemizdeki yazılı basının yayın giderlerinin karşılanması ve basın özgürlüğünün korunması amacıyla önemli hizmetler sundu. BİK'nin çalışmaları sayesinde bugün ülkemizdeki gazete ve dergiler, bağımsız yayıncılıklarını sürdürebilmektedirler.

BİK, bugüne kadar yaklaşık 150 milyar TL tutarında resmi ilan ve reklam dağıtımı gerçekleştirdi. BİK'in dağıttığı resmi ilan ve reklamlar, gazete ve dergilerin yayın giderlerinin önemli bir kısmını karşılıyor. Bu sayede, gazete ve dergiler, bağımsız yayıncılıklarını sürdürebilmekte.

BİK, resmi ilan ve reklam dağıtımının yanı sıra, basın tarihini belgeleyen bir arşiv oluşturmaktadır. BİK'in arşivi, Türk basın tarihinin en kapsamlı belge kaynağıdır.

Temel kuruluş amaçları arasında basını ve basın emekçilerini desteklemek olan BİK, basının desteklenmesine yönelik faaliyetleri kapsamında basın kuruluşları ile basın derneklerine ve basın sendikalarına 'kredi desteği' vermektedir. Ayrıca, 'basın mesleğinde fikren ve bedenen çalışanlara borç verme', yardıma muhtaç olanlarla hayatını kaybetmiş basın çalışanlarının ailelerine 'parasal destek' sunmaktadır. BİK, aynı zamanda azınlık statüsüne sahip Rum, Ermeni ve Yahudi cemaatlerine mensup vatandaşlarımız tarafından çıkarılan gazetelere de maddi destek verebilmektedir.

Genel Müdürlüğü İstanbul'da olan Basın İlan Kurumu, 81 ilde faaliyet gösteriyor. Resmi ilan ve reklamların daha büyük bir kitleye ulaşmasını sağlamak amacıyla "www.ilan.gov.tr" internet sitesi ve buna bağlı sosyal medya hesaplarını kamuoyuyla buluşturmuştur.

BİK, basının finansal bağımsızlığını destekleyerek, kamuya ait ilan ve reklamların yayımlanmasında önemli bir rol üstlenmektedir. Aynı zamanda, basın etiği ve ahlakına dair denetim mekanizmasıyla da basın kuruluşlarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlamaktadır. Bu sayede, bilgiye erişim ve şeffaflık prensiplerine katkıda bulunmaktadır.


Resmi ilan büyüklüğü ne kadar?


Genel Müdür Cavit Erkılınç, Basın İlan Kurumu'nun 32. Dönem 6. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, internet haber sitelerine verilen resmi ilan yayımlama hakkının sektörde önemli bir gelir artışına yol açtığını belirtti. Mevzuatın gerektirdiği şartları taşıyan ve bu uygulamayı sürekli hale getiren internet haber siteleri, 1 Nisan 2023 tarihinden itibaren resmi ilan ve reklam yayımlamaya başlayarak önemli gelirler elde etti.

Bu süreçte internet haber siteleri, 1 milyar 130 milyon Türk Lirası tutarında resmi ilan ve reklam yayımladı. Genel Müdür Erkılınç, 2024 yılında bu desteği daha da artırarak sektörün dijital yayınlarına aktarmayı hedeflediklerini ifade etti. Gazete ve dergileri de içine kattığımızda, 2024 yılında 4 milyar Türk Lirası büyüklüğünde bir ilan ve reklam pastasına ulaşmayı beklediklerini belirtti.

BİK, internet haber sitelerinin trafiklerini ölçmek için geliştirdiği BİK Analitik yazılımı ile resmi ilan dağıtımını sağlamaktadır. Bu sayede nitelikli içeriklerle okunur ve görünür olan basını desteklemeyi amaçlamakta. BİK Analitik, uluslararası geçerliliği bulunan TS ISO/IEC 25051 Standardı Belgelendirmesiyle hizmet sunuyor.


Basın sektöründe ekonomik zorluklar


Günümüz Türkiye'sinde basın sektörü, tarihinin en zor ekonomik krizlerinden birini yaşamaktadır. Bu zorluklar, hem yerel gazeteleri hem de ulusal yayınları etkilemektedir.

Basılı yayınların maliyetlerini oluşturan faktörler (kâğıt, kalıp, mürekkep vb.) döviz cinsinden fiyatlarla artmıştır. Girdi maliyetleri, yüzde 100 ile yüzde 200 arasında değişmekte. Bu maliyet artışı, basın kuruluşlarının kar marjlarını sıkıştırmakta ve işletme sürdürülebilirliğini zora sokmakta.


Reklam gelirleri düşüşü


Ayrıca ekonomik kriz nedeniyle şirketlerin reklam bütçeleri kısıldı. Reklamverenler, daha az harcama yaparak maliyetleri düşürmeye çalışmakta. Bu durum, basın sektörünün reklam gelirlerini olumsuz etkiliyor.

Öte yandan yerel gazeteler, büyük yayın kuruluşlarına göre daha fazla zorlanıyor. Daha küçük okur kitlesi ve reklam gelirleri, yerel gazeteleri ayakta tutmak için yetersiz kalıyor. Bu zorlu dönemde basın sektörünün ayakta kalabilmesi için hem sektör paydaşlarının hem de hükümetin destekleri gerekiyor.

Cadde ve sokaklardaki rögarlar tehlike oluşturuyor

Rögarlar, kanalizasyon ve yağmur suyu drenaj sistemlerine erişim sağlayan önemli altyapı unsurlarıdır. Ancak, cadde ve sokaklardaki rögarlar çeşitli sorunlara neden olabilir ve hem yayalar hem de araçlar için tehlike oluşturabilir
29.05.2024 14:20:00 / Güncelleme: 29.05.2024 14:22:39
Ahmet Haydar Tarhanlı
Cadde ve sokaklardaki rögarlar tehlike oluşturuyor
Cadde ve sokaklardaki rögarlar tehlike oluşturuyor
Artan nüfus sebebiyle şehir planlaması her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Özellikle cadde ve sokakların ortasına plansız ve rastgele bir şekilde yapılan rögarlar birçok soruna neden olmaktadır. Bu sorunları ve çözüm yollarını sizler için derledik.

Rögar kapakları genellikle kaldırımdan biraz yüksektedir ve bu da yayaların tökezlemesine ve düşmesine neden olabilir. Bu özellikle topuklu ayakkabı giyenler veya hareket kabiliyeti kısıtlı kişiler için tehlikelidir.

Çocuklar, rögar kapaklarının boyutları ve yükseklikleri nedeniyle daha büyük bir risk altındadır. Küçük çocuklar rögarlara düşebilir veya sıkışabilir ve ciddi yaralanmalara neden olabilir.

Araçların güvenliğini tehdit ediyor

Rögar kapakları düzgün bir şekilde kapatılmadığında veya hasar gördüğünde, araçların lastikleri bu kapakların üzerinden geçerken patlayabilir. Bu, özellikle yüksek hızlı araçlar için tehlikelidir.

Rögar kapakları yükseltildiğinde veya çöktüğünde, araçların süspansiyon sistemlerine zarar verebilir. Bu, onarımlar için önemli maliyetlere yol açabilir.

Sağanak yağışlarda bazı durumlarda rögar kapakları yerlerinden çıkmaktadır ve içine düşen araçların ağır hasar almasıne ve de ciddi kazalara neden olmaktadır.

Rögar kapakları gevşek veya hasarlı olduğunda, araçların üzerinden geçerken yüksek sesler çıkarabilir ve gürültü kirliliğine neden olabilir.

Rögar kapakları düzgün bir şekilde kapatılmadığında, kanalizasyon kokuları yayabilir ve çevreyi rahatsız edebilir.

Hasarlı veya eksik rögar kapakları, cadde ve sokakların estetik görünümünü bozabilir.

Ne tür önlemler alınabilir?

Rögarların oluşturduğu sorunları çözmek için çeşitli önlemler alınabilir:

Rögarların iyi bir planlamayla tehlike arzetmeyecek yerlerde yapılması.

Rögar kapaklarının düzenli olarak denetlenmesi ve onarılması.

Yükseltilmiş veya çökmüş rögar kapaklarının düzeltilmesi.

Çocuklar için rögar kapaklarının etrafına koruyucu bariyerler yerleştirilmesi.

Lastik patlamalarını önlemek için rögar kapaklarının düzgün bir şekilde kapatılması.

Rögar kapaklarının gürültü kirliliğini azaltacak şekilde tasarlanması.

Rögar kapaklarının estetik görünümü iyileştirmek için dekoratif unsurların eklenmesi.

Cadde ve sokaklardaki rögarların oluşturduğu sorunları çözmek, hem yayalar hem de araçlar için güvenli ve yaşanabilir bir ortam sağlamak için çok önemlidir.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.