Toprak Kurulu çiftçisiz olmaz!
5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla basın açıklaması yapan TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, “Toprağın sahibi olan çiftçinin bulunmadığı illerdeki Toprak Kurullarında toprağı korumak nasıl mümkün olacaktır?” diye sordu
05.12.2023 16:44:00
YENAL ARMAN
YENAL ARMAN





Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 Aralık Dünya Toprak Günü dolayısıyla yaptığı basın açıklamasında "Toprağın korunması, gıda güvenliği, su temini, biyolojik çeşitlilik ve iklimin düzenlenmesi anlamına geliyor. Sürdürülebilir kalkınmanın yolu toprağın korunmasından geçiyor" dedi.
Toprağın insan yaşamı için vazgeçilmez öneminin vurgulanması, toprak kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ve küresel ölçekte farkındalık yaratılması amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 5 Aralık Dünya Toprak Günü'nün düzenlendiğini ifade eden Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti: "Birleşmiş Milletler, bu yıl belirlediği 'Toprak ve su, bir yaşam kaynağıdır' sloganıyla sürdürülebilir tarımsal gıdaya ulaşmada toprak ve su arasındaki ilişkinin önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Gezegenimizin ve üzerinde yaşayan canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri hava, güneş, toprak ve su arasındaki etkileşime bağlıdır. Tükettiğimiz gıdaların hemen hemen tamamı bu dört temel kaynağın birbiriyle olan bağından elde ediliyor. Ancak, insan faaliyetlerinin sebep olduğu iklim değişikliği nedeniyle yağış rejiminde düzensizlikler meydana geliyor, havamız kirleniyor, topraklarımız bozuluyor ve su kaynaklarımız üzerinde aşırı baskı oluşturuluyor. Dolayısıyla sera gazı salınımlarının azaltılması toprağın ve suyun korunmasına da katkı sağlayacaktır."
Tarıma elverişli topraklarımız, şehirleşmeyle birlikte artan endüstriyel sahalar tarafından hızla yok ediliyor. Kurulan fabrikalar toprağa ve suya kirletici maddeler salarak yaşam döngüsünü olumsuz yönde etkiliyor. Yanlış toprak ve su yönetimi uygulamaları toprak erozyonunu, toprak biyoçeşitliliğini, toprak verimliliğini, su kalitesini ve miktarını etkiliyor. Organik madde ile zenginleştirilmiş sağlıklı topraklar, suyun tutulması ve kullanılabilirliğinin düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Bu gerçeklerle toprak ve su kaynaklarına gereken önem verilmeli ve korunmalıdır" dedi.
Kaynak uzaklaştı, bugün İstanbul'a 600-700 kilometre mesafeden meyve sebze geliyor. Maliyet artışı nedeniyle İstanbullu tüketici meyve sebzeyi pahalı yemek zorunda kalıyor."
Toprak Koruma Kurullarında toprağın sahibi olan çiftçi temsilcilerinin bulunmasının önemine işaret eden Bayraktar, "İllerde Toprak Koruma Kurulları tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı konusunda kararlar veriyor. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasın kararının verildiği Toprak Kurullarında çocuklarımıza ihanet edilmesin, bir değil bin kez düşünerek karar alınsın. Kurullarda toprağın, tarımın önemini çiftçi adına anlatacak, toprağın sahibi olan çiftçilerimizin temsilcisi Ziraat Odalarının bulunması zorunlu olmalıdır. Bu Kurullarda çiftçinin, toprağın önemini en iyi Ziraat Odası Temsilcisi anlatacaktır. Bazı illerde çiftçi temsilcisi Ziraat Odaları yerine ticaret erbabının temsilcileri görev yapmaktadır. Toprağın sahibinin bulunmadığı Toprak Kurullarında toprağı korumak, imara açılmasını önlemek nasıl mümkün olacaktır? Toprak Koruma Kurullarına gelen arazilere artık vazgeçilemez gözüyle bakılmalı, imzalar atılırken gelecek nesillere ihanet edilmemelidir" dedi.
Toprağın insan yaşamı için vazgeçilmez öneminin vurgulanması, toprak kaynaklarının sürdürülebilir yönetiminin sağlanması ve küresel ölçekte farkındalık yaratılması amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından 5 Aralık Dünya Toprak Günü'nün düzenlendiğini ifade eden Bayraktar açıklamasına şöyle devam etti: "Birleşmiş Milletler, bu yıl belirlediği 'Toprak ve su, bir yaşam kaynağıdır' sloganıyla sürdürülebilir tarımsal gıdaya ulaşmada toprak ve su arasındaki ilişkinin önemi konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Gezegenimizin ve üzerinde yaşayan canlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri hava, güneş, toprak ve su arasındaki etkileşime bağlıdır. Tükettiğimiz gıdaların hemen hemen tamamı bu dört temel kaynağın birbiriyle olan bağından elde ediliyor. Ancak, insan faaliyetlerinin sebep olduğu iklim değişikliği nedeniyle yağış rejiminde düzensizlikler meydana geliyor, havamız kirleniyor, topraklarımız bozuluyor ve su kaynaklarımız üzerinde aşırı baskı oluşturuluyor. Dolayısıyla sera gazı salınımlarının azaltılması toprağın ve suyun korunmasına da katkı sağlayacaktır."
783 milyon insan açlıkla karşı karşıya
FAO verilerine göre, dünyada 2022 yılında 691 ila 783 milyon insanın açlıkla karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Bayraktar, "İklim değişikliği nedeniyle 2050 yılında tahıl fiyatlarının yüzde 29'a varan oranda artacağı ve milyonlarca kişinin daha açlık riskiyle karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor. Bu durum bile gelecekte tarımsal üretimde yaşanabilecek kayıpların ne denli büyük olacağının bir göstergesidir.Tarıma elverişli topraklarımız, şehirleşmeyle birlikte artan endüstriyel sahalar tarafından hızla yok ediliyor. Kurulan fabrikalar toprağa ve suya kirletici maddeler salarak yaşam döngüsünü olumsuz yönde etkiliyor. Yanlış toprak ve su yönetimi uygulamaları toprak erozyonunu, toprak biyoçeşitliliğini, toprak verimliliğini, su kalitesini ve miktarını etkiliyor. Organik madde ile zenginleştirilmiş sağlıklı topraklar, suyun tutulması ve kullanılabilirliğinin düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynuyor. Bu gerçeklerle toprak ve su kaynaklarına gereken önem verilmeli ve korunmalıdır" dedi.
Türkiye su fakiri olma yolunda
"Yapılan iklim modellemelerine göre sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağışlar giderek etkisini daha da arttıracaktır" diyen TZOB Başkanı Bayraktar, "Ülkemizin de içinde bulunduğu Doğu Akdeniz Havzası, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin en fazla yaşanacağı bölgelerin başında geliyor. Veriler incelendiğinde; Akdeniz Havzası'nda son yıllarda yağışların azaldığı net bir biçimde görülüyor. Zaten su stresi altında olan ülkemizin ilerleyen süreçte su fakiri olma ihtimali bulunuyor. Gerek sulama suyu kullanımında, gerekse ev ve sanayi tüketiminde hepimiz su kaynaklarımızın sürdürülebilirliği için üzerimize düşeni yapmalıyız" dedi.Toprakların imara açılması tarımı vuruyor
"Toprakların imara açılarak kaybedilmesi birçok ilde yerinde üretim yapmayı zorlaştırdığı için o ilin tüketicileri meyve ve sebzeyi daha pahalı yemek zorunda kalıyor" diyen Bayraktar, şunları söyledi: "Örnek vermek gerekirse 30-40 sene önce İstanbul ilimizin meyve sebze kaynağı İstanbul ilçeleri ve Kocaeli, Sakarya gibi illerdi. 50 kilometrelik bir mesafeden sebze meyve temin ediliyordu. Bu illerin imara açılarak topraklarını kaybetmesi sonucu yerinde üretim imkânı azaldı.Kaynak uzaklaştı, bugün İstanbul'a 600-700 kilometre mesafeden meyve sebze geliyor. Maliyet artışı nedeniyle İstanbullu tüketici meyve sebzeyi pahalı yemek zorunda kalıyor."
Toprak Koruma Kurullarında toprağın sahibi olan çiftçi temsilcilerinin bulunmasının önemine işaret eden Bayraktar, "İllerde Toprak Koruma Kurulları tarım arazilerinin amaç dışı kullanımı konusunda kararlar veriyor. Çocuklarımıza bırakacağımız mirasın kararının verildiği Toprak Kurullarında çocuklarımıza ihanet edilmesin, bir değil bin kez düşünerek karar alınsın. Kurullarda toprağın, tarımın önemini çiftçi adına anlatacak, toprağın sahibi olan çiftçilerimizin temsilcisi Ziraat Odalarının bulunması zorunlu olmalıdır. Bu Kurullarda çiftçinin, toprağın önemini en iyi Ziraat Odası Temsilcisi anlatacaktır. Bazı illerde çiftçi temsilcisi Ziraat Odaları yerine ticaret erbabının temsilcileri görev yapmaktadır. Toprağın sahibinin bulunmadığı Toprak Kurullarında toprağı korumak, imara açılmasını önlemek nasıl mümkün olacaktır? Toprak Koruma Kurullarına gelen arazilere artık vazgeçilemez gözüyle bakılmalı, imzalar atılırken gelecek nesillere ihanet edilmemelidir" dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.