Türkiye, “Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme”ye 1983'te dahil oldu
Türkiye, UNESCO Dünya Mirası kriterlerini hem kültürel hem de doğal miras alanlarında başarıyla uygulayarak, insanlık tarihine ışık tutan birçok değeri koruma altına almıştır
16.11.2025 13:21:00 / Güncelleme: 16.11.2025 13:28:42
Hasan Gündoğdu
Hasan Gündoğdu





UNESCO'nun 1972 yılında kabul ettiği "Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme", insanlığın ortak mirasını koruma amacı taşır. Türkiye, bu sözleşmeye 1983 yılında taraf olmuş ve o tarihten itibaren kültürel ve doğal miras alanlarını koruma, tanıtma ve gelecek kuşaklara aktarma yönünde önemli adımlar atmıştır. Türkiye'nin bu süreçteki uygulamaları, UNESCO'nun belirlediği on kriter çerçevesinde şekillenmiştir.



Türkiye'de UNESCO kriterlerinin uygulanışı
UNESCO kriterleri, Türkiye'de hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimler tarafından dikkate alınarak uygulanmaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile UNESCO Türkiye Millî Komisyonu bu sürecin başlıca aktörleridir.
Aday gösterilecek alanlar, kriterlere uygunluk açısından bilimsel raporlarla değerlendirilir ve Dünya Miras Komitesi'ne sunulur.
Türkiye'deki uygulamalar, özellikle şu alanlarda yoğunlaşmaktadır:
- Koruma ve restorasyon projeleri: Miras alanlarının fiziksel bütünlüğünü korumaya yönelik çalışmalar.
- Yönetim planları: Alanların sürdürülebilir şekilde yönetilmesini sağlayan stratejik belgeler.
- Toplum katılımı: Yerel halkın bilinçlendirilmesi ve sürece dahil edilmesi.
- Uluslararası işbirliği: Diğer ülkelerle bilgi ve deneyim paylaşımı.
Türkiye'den UNESCO Dünya Mirası örnekleri
2024 itibarıyla Türkiye'nin Dünya Miras Listesi'nde 21 alanı bulunmaktadır. Bu alanlar, UNESCO'nun farklı kriterlerini karşılayarak listeye alınmıştır:
1. Göreme Milli Parkı ve Kapadokya (Nevşehir)
- Özellik: Peribacaları ve kaya oyma mekanlarıyla hem doğal hem kültürel mirasın birleştiği nadir örneklerden biridir.

2. Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası (Sivas)
- Özellik: Anadolu Selçuklu mimarisinin eşsiz taş işçiliğiyle öne çıkan yapısıdır.
3. Hattuşa (Boğazköy) – Hitit Başkenti (Çorum)
- Özellik: Hitit uygarlığının siyasi ve dini merkezi olarak tarihsel öneme sahiptir.
4. Pamukkale-Hierapolis (Denizli)
- Özellik: Traverten terasları ve antik kent kalıntılarıyla hem doğal hem kültürel miras niteliği taşır.

5. Göbeklitepe (Şanlıurfa)
- Özellik: Bilinen en eski tapınak kompleksi olarak insanlık tarihini yeniden yazdırmıştır.
6. Safranbolu (Karabük)
- Özellik: Osmanlı şehir dokusunun korunmuş nadir örneklerinden biridir.
7. Efes (İzmir)
- Özellik: Antik dünyanın en önemli liman kentlerinden biri olup Artemis Tapınağı gibi yapılar barındırır.

UNESCO kriterlerinin Türkiye'deki uygulamaları, yalnızca listeye girme hedefiyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda kültürel miras bilincinin gelişmesine katkı sağlamıştır.
Türkiye, bu kriterleri birer koruma ve tanıtım aracı olarak kullanmakta; yerel yönetimlerle iş birliği içinde miras alanlarının sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışmaktadır.
Bazı zorluklar da mevcut
Ancak bazı zorluklar da mevcuttur. Özellikle hızlı kentleşme, turizm baskısı ve yetersiz kaynaklar, miras alanlarının korunmasını tehdit etmektedir. Bu nedenle UNESCO kriterlerinin yalnızca başvuru sürecinde değil, uzun vadeli koruma politikalarında da etkin biçimde uygulanması gerekmektedir.
Sonuç olarak, UNESCO Dünya Mirası kriterleri, Türkiye'nin kültürel ve doğal zenginliklerini uluslararası düzeyde tanıtmak ve korumak için güçlü bir çerçeve sunmaktadır. Bu kriterlerin bilinçli ve sürdürülebilir biçimde uygulanması, Türkiye'nin tarihsel ve doğal mirasını gelecek kuşaklara aktarmada kilit rol oynamaktadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.















































































