logo
17 KASIM 2025


Sermayenin yeni haritası

17.11.2025 00:00:00
Türkiye'de siyaset, yargı ve bürokrasi tartışmaları gündemin büyük bölümünü kaplarken, çok daha sessiz ama etkili bir dönüşüm ekonominin derin katmanlarında yaşanıyor. Bu dönüşüm göz ardı edildiğinde, bugünkü tartışmaların tamamı eksik okunmuş olur. Çünkü Türkiye'de son yıllarda yalnızca "gelir adaletsizliği" değil; "sermaye sahipliği adaletsizliği" olarak tanımlanabilecek çok daha kapsamlı bir süreç dikkat çekiyor.

Bu durum sadece ekonomik bir mesele değil; iktidar ilişkilerinin, toplumsal yapının ve güven duygusunun şekillenmesiyle doğrudan ilgili bir dönüşümden söz ediyoruz.

ZENGİN DAHA ZENGİN, YOKSUL DAHA YOKSUL: VERİLER NE DİYOR?

Uluslararası veri tabanları ve bağımsız araştırmalar Türkiye'nin son yıllarda dünyadaki en sert gelir–servet eşitsizliği yaşayan ülkeler arasına girdiğini gösteriyor:
  • World Inequality Database (2023):

    Türkiye'de en zengin %10, toplam servetin %68,4'ünü kontrol ediyor.

    Alt %50'nin payı ise sadece %2,6.

  • Oxfam International (2024 Servet Eşitsizliği Raporu):

    Türkiye, 161 ülke arasında en eşitsiz 3. ülke olarak listeleniyor.

    En zengin %1'in payı tarihsel olarak en yüksek seviyesinde.

  • Credit Suisse Global Wealth Report (2022):

    Ekonomik kriz yıllarında bile Türkiye'de dolar milyarderlerinin sayısı artarken, orta sınıfın serveti %30'un üzerinde eridi.

  • TÜİK Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması:

    Orta gelir grubunun toplam payı ilk kez %30'un altına düştü.
Bu tablo bize net bir şey söylüyor:

Sermaye yukarıya doğru akıyor. Toplumsal taban daralıyor. Ekonomik güç belirli çevrelerde yoğunlaşıyor.

Bu durum rekabet veya piyasa başarısından ziyade eşitsiz sermaye birikimi olarak değerlendiriliyor.

PEKİ, SERMAYE NASIL EL DEĞİŞTİRİYOR?

Son dönemde Türkiye'de KOBİ'ler, üreticiler, çiftçiler ve esnaf ciddi bir mali baskı altında. Finansmana erişim zorlaştı; maliyetler arttı; vergiler genişledi.

Buna karşılık:
  • Kamu ihaleleri sınırlı sayıdaki şirketlerde yoğunlaşıyor,

  • Teşvikler belirli alanlarda kümeleniyor,

  • Kamu–özel iş birliği projeleri belirli firmaları büyütüyor,

  • Finansman kaynakları rekabetten çok bağlılık üzerinden işliyor.
Bu tablo, Türkiye'de servetin piyasa içi rekabetten ziyade ilişkiler ağları üzerinden şekillendiğine dair akademik tartışmaları güçlendiriyor.

NORDİC MONİTOR'ÜN DEĞERLENDİRMELERİ: ŞEFFAFLIK SORUNU ARTIYOR MU?

İsveç merkezli araştırmacı gazetecilik platformu Nordic Monitor'de 2025 yılında yayımlanan bir analiz, önemli bir veri ortaya koyuyor:

Son yıllarda Türkiye'de en yüksek vergi mükellefleri arasında ismini gizleyenlerin oranı belirgin biçimde arttı.

2013'te 35 olan anonim vergi rekortmeni sayısının 2024'te 79'a yükseldiği belirtiliyor.

Bu, tek başına suçlama anlamına gelmez; ancak şeffaflık konusunda artan bir çekince olduğunu gösteren önemli bir göstergedir.

Analizde ayrıca, politik veya ekonomik olarak öne çıkmak istemeyen bazı şirketlerin kamu projeleri, enerji yatırımları veya yüksek hacimli işlemlerde daha görünmez kalmayı tercih ettiği ifade ediliyor.

Bu tür bulgular, servet yoğunlaşmasının yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasal ilişkilerle de şekillendiğine dair akademik tartışmaları destekliyor.

TOPLUMSAL YANSIMA: GÜVENSİZLİK DERİNLEŞİYOR

Ekonomide adaletsizlik arttığında siyasal ve toplumsal etkiler kaçınılmazdır.

ASAL Araştırma (2025) verileri Türkiye'deki geniş çaplı güven krizini ortaya koyuyor:
  • Halkın %24,9'u "hiçbir kuruma güvenmiyorum" diyor.

  • TBMM'ye güven %8,1

  • Belediyelere güven %1,6
Bu yalnızca ekonomik sorunların değil, toplum–devlet ilişkilerinde derin bir erozyonun göstergesi.

Ekonomik eşitsizlik şunları doğurur:
  • Toplumsal gerilim,

  • Siyasal kutuplaşma,

  • Devlete güven kaybı,

  • Demokratik zeminlerde zayıflama.
Bu sadece Türkiye'ye özgü değildir; dünya literatüründe eşitsizliğin siyasal kırılganlık yarattığı açık biçimde gösterilmiştir.

MEM BAĞLANTISI: ÇIKIŞ YOLU BİR PARADİGMA DEĞİŞİMİ Mİ?

Bugün Türkiye'nin ihtiyacı sadece "ekonomi yönetimi değişikliği" değil; ekonomik paradigma değişimidir.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın geliştirdiği Milli Ekonomi Modeli (MEM) bu noktada yeniden tartışılır hâle geliyor:
  • Sermayenin tabana yayılması,

  • KOBİ ve üreticinin güçlendirilmesi,

  • Ailelerin doğrudan gelir destekleriyle korunması,

  • Devletin gelir adaletini sağlamada aktif rol üstlenmesi,

  • Tüketim gücü ile üretimin eş zamanlı desteklenmesi.
Bugün servet yukarıya akıyorsa,

MEM servetin tabana geri dönmesini öneriyor.

Bugün ekonomik düzen dar bir çevrede yoğunlaşıyorsa,

MEM ekonomiyi millete yaymayı hedefliyor.

Bu nedenle MEM, hem ekonomik hem toplumsal hem de siyasal istikrar açısından alternatif bir çerçeve sunuyor.

BU NOKTAYA BİR ANDA GELMEDİK

Bu tabloyu daha fazla veriyle genişletmek mümkün; ancak asıl mesele şu:

Bugünkü ekonomik yapı bir günde oluşmadı.

Türkiye toplumu uzun yıllardır ekonomik, sosyal ve siyasal olarak farklı bir yöne evriliyor.

Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1990'lı yıllardan beri yaptığı konuşmalarda, bugün yaşanan ekonomik ve siyasal gelişmelere dair önemli öngörülerde bulunduğunu hatırlıyoruz. Toplumdaki ayrışmanın, siyasi ittifakların ve ekonomik yapının nereye doğru evrileceğine ilişkin işaretler bugün daha belirgin bir şekilde görülüyor.

Bugün yaşanan tartışmaları doğru anlamak için olaylara parça parça değil, bütüncül bir bakışla yaklaşmak gerekiyor.

Çünkü Türkiye'nin ekonomik yapısı, siyasal dengeleri ve toplumsal psikolojisi birbirinden bağımsız değil; aynı bütünün parçalarıdır.

Türkiye'nin önündeki dönemi doğru okumak için şuna ihtiyaç var:

Adalet merkezli bir ekonomi, şeffaf bir sermaye yapısı ve milleti önceleyen bir siyasal zemin.

Gerçek dönüşüm, işte bu üç ayak üzerinde yükselecektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Doç. Dr. Ali Bestami Kepekçi / diğer yazıları
Rumlar akıllanmıyor
KKTC'nin 42. kuruluş yıl dönümünde bayrak yaktılar
Bu kadar silah kime gidiyordu?
Batman'da iki yılda 2 binden fazla silah ele geçirildi
Zelenski, Atina'da temaslarda bulundu
Miçotakis'e destek teşekkürü
Çin-Tayvan geriliminde Japonya kararsız
Japon kamuoyu ikiye bölündü
Bilim insanlarından La Lina uyarısı
Çok ölümcül olabilir!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ne demek istedi?
'İnanç özgürlüğünden' kastı nedir?
İsrail’in evlerini yıktığı Filistinliler çaresiz
Gazze'de şiddetli yağış insani krizi daha da derinleştiriyor
Beyoğlu'nda çöken metro inşaatında iskelesinden acı haber
İstanbul Valiliğinden kazaya ilişkin açıklama
Play-off'tayız
Türkiye Bulgaristan'ı 2-0 yendi
Hemen acil servise başvurun
Besin zehirlenmesinde bu faktörlere dikkat!
'Yalan makinesi mi?'
Erdoğan Özel'e yüklendi
Fatih'te 'gıda zehirlenmesi' soruşturmasında gelişme
Annenin vefat öncesi ifadesi ortaya çıktı
KKTC 42 yaşında
15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor
Trump'tan Suud'a 'Abraham Anlaşması' baskısı
"Çok yakında katılacağını umuyorum"
Kocaeli fabrika yangınında ölü sayısı 7'ye yükseldi
Yoğun bakımdaki bir kişi kurtarılamadı
Rumlar akıllanmıyor
KKTC'nin 42. kuruluş yıl dönümünde bayrak yaktılar
Bu kadar silah kime gidiyordu?
Batman'da iki yılda 2 binden fazla silah ele geçirildi
Zelenski, Atina'da temaslarda bulundu
Miçotakis'e destek teşekkürü
Çin-Tayvan geriliminde Japonya kararsız
Japon kamuoyu ikiye bölündü
Bilim insanlarından La Lina uyarısı
Çok ölümcül olabilir!
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin ne demek istedi?
'İnanç özgürlüğünden' kastı nedir?
İsrail’in evlerini yıktığı Filistinliler çaresiz
Gazze'de şiddetli yağış insani krizi daha da derinleştiriyor
Beyoğlu'nda çöken metro inşaatında iskelesinden acı haber
İstanbul Valiliğinden kazaya ilişkin açıklama
Play-off'tayız
Türkiye Bulgaristan'ı 2-0 yendi
Hemen acil servise başvurun
Besin zehirlenmesinde bu faktörlere dikkat!
'Yalan makinesi mi?'
Erdoğan Özel'e yüklendi
Fatih'te 'gıda zehirlenmesi' soruşturmasında gelişme
Annenin vefat öncesi ifadesi ortaya çıktı
KKTC 42 yaşında
15 Kasım Cumhuriyet Bayramı kutlanıyor
Trump'tan Suud'a 'Abraham Anlaşması' baskısı
"Çok yakında katılacağını umuyorum"
Kocaeli fabrika yangınında ölü sayısı 7'ye yükseldi
Yoğun bakımdaki bir kişi kurtarılamadı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.