Türkiye oyun yazılımında sıçrama yaptı
Türkiye oyun yazılımında önemli bir sıçrama yaptı, ancak hâlâ gidilecek uzun bir yol var. Yazılım kalitesi, özgünlük, teknik yetkinlik ve küresel vizyon, bu yolculuğun en belirleyici unsurları olacak. Genç ve dinamik nüfusuyla Türkiye, sadece oyun tüketen değil, aynı zamanda oyun üreten bir ülke olma yolunda hızla ilerliyor.
24.09.2025 16:00:00
Bayram ÇOŞGUN
Bayram ÇOŞGUN





Son yıllarda küresel oyun endüstrisi milyarlarca dolarlık hacme ulaşarak, sinema ve müzik gibi geleneksel eğlence sektörlerini geride bıraktı. Türkiye ise bu devasa pazarın kıyısında kalmak yerine, kendi oyunlarını geliştiren, ihraç eden ve hatta dünya çapında başarı yakalayan bir ülke konumuna gelmeye başladı. Peki, Türkiye oyun yazılımı alanında tam olarak nerede duruyor?
1. Gelişen Bir Ekosistem
Türkiye'de oyun yazılımı alanındaki gelişim 2010'lu yılların başından itibaren ivme kazandı. Mobil oyunların yaygınlaşması, genç ve teknolojiye yatkın nüfusun artması, devlet destekli teşvik programları ve başarılı girişimlerin yatırım alması, bu yükselişin temel dinamiklerini oluşturdu.
Ülkemizden çıkan en bilinen örneklerden biri olan Peak Games, 2020 yılında ABD merkezli Zynga tarafından 1.8 milyar dolara satın alındı. Bu, Türkiye'nin ilk "unicorn"u (1 milyar dolar üzeri değere ulaşan girişim) olmasının yanı sıra, dünya genelinde dikkatleri Türk oyun pazarına çekti. Ardından Rollic Games, Dream Games, Spyke Games gibi girişimlerle bu başarı zinciri devam etti.
2. Yazılım Altyapısı ve İnsan Kaynağı
Türkiye'de oyun geliştirme genellikle Unity ve Unreal Engine gibi uluslararası kabul görmüş oyun motorları üzerinden ilerliyor. Yerli oyun motoru girişimleri bulunsa da henüz global ölçekte rekabet edecek seviyeye ulaşmış bir örnek yok. Bununla birlikte, üniversitelerde açılan dijital oyun tasarımı bölümleri ve özel sektörün sunduğu eğitim programları sayesinde oyun yazılımcısı ve tasarımcısı yetiştirme konusunda umut verici adımlar atılıyor.
Ancak, sektörde hala nitelikli yazılımcı açığı var. Özellikle yapay zekâ, fizik motorları, çok oyunculu altyapılar ve ağ programlama gibi ileri seviye konularda uzmanlaşmış yazılımcı sayısı yetersiz. Bu da bazı Türk oyun stüdyolarını, yurt dışından geliştirici çalıştırmaya yöneltiyor.
3. Mobil Oyunlarda Liderlik, PC ve Konsolda Geride Kalma
Türkiye, özellikle mobil oyunlar alanında başarılı. Casual (gündelik) ve hyper-casual türünde geliştirilen oyunlar, düşük bütçeyle yüksek getiri sağlayabilmeleri açısından tercih ediliyor. Ancak PC ve konsol platformlarında aynı başarıdan söz etmek zor. Bu platformlar, daha büyük ekipler, daha uzun geliştirme süreleri ve daha fazla sermaye gerektiriyor. Türkiye'de bu tür projelere yatırım yapmak, halen riskli bir hamle olarak görülüyor.
Yine de Mount & Blade serisiyle tanınan TaleWorlds, bu alanda istisnai bir başarı örneği. Orta Çağ temalı aksiyon-RPG türündeki bu oyun serisi, hem teknik hem de oynanış açısından dünya çapında büyük beğeni topladı.
4. Devlet Desteği ve Teşvikler
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK gibi kurumlar oyun yazılımı girişimlerine çeşitli teşvik ve hibe programları sunuyor. Teknoparklar, KOSGEB destekleri ve TÜBİTAK 1501/1507 gibi projelerle Ar-Ge temelli oyun projeleri destekleniyor. Ayrıca oyun ihracatçılarına yönelik Turquality ve UR-GE programları ile yurt dışı pazarlara açılım teşvik ediliyor.
5. Gelecek: Sadece Oyun Değil, Kültürel İfade Aracı
Türkiye'nin oyun yazılımı konusundaki gelişimi sadece ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda kültürel bir anlatım biçimi olarak da değerlendirilmeli. Şu ana kadar geliştirilen oyunlar çoğunlukla evrensel temalar taşısa da, ileride Türk mitolojisi, tarihî figürler, coğrafi motifler gibi yerel ögelerin oyunlara daha fazla yansıması bekleniyor. Bu da, Türkiye'nin dijital kültürel ihracatına katkı sağlayacaktır.
1. Gelişen Bir Ekosistem
Türkiye'de oyun yazılımı alanındaki gelişim 2010'lu yılların başından itibaren ivme kazandı. Mobil oyunların yaygınlaşması, genç ve teknolojiye yatkın nüfusun artması, devlet destekli teşvik programları ve başarılı girişimlerin yatırım alması, bu yükselişin temel dinamiklerini oluşturdu.
Ülkemizden çıkan en bilinen örneklerden biri olan Peak Games, 2020 yılında ABD merkezli Zynga tarafından 1.8 milyar dolara satın alındı. Bu, Türkiye'nin ilk "unicorn"u (1 milyar dolar üzeri değere ulaşan girişim) olmasının yanı sıra, dünya genelinde dikkatleri Türk oyun pazarına çekti. Ardından Rollic Games, Dream Games, Spyke Games gibi girişimlerle bu başarı zinciri devam etti.
2. Yazılım Altyapısı ve İnsan Kaynağı
Türkiye'de oyun geliştirme genellikle Unity ve Unreal Engine gibi uluslararası kabul görmüş oyun motorları üzerinden ilerliyor. Yerli oyun motoru girişimleri bulunsa da henüz global ölçekte rekabet edecek seviyeye ulaşmış bir örnek yok. Bununla birlikte, üniversitelerde açılan dijital oyun tasarımı bölümleri ve özel sektörün sunduğu eğitim programları sayesinde oyun yazılımcısı ve tasarımcısı yetiştirme konusunda umut verici adımlar atılıyor.
Ancak, sektörde hala nitelikli yazılımcı açığı var. Özellikle yapay zekâ, fizik motorları, çok oyunculu altyapılar ve ağ programlama gibi ileri seviye konularda uzmanlaşmış yazılımcı sayısı yetersiz. Bu da bazı Türk oyun stüdyolarını, yurt dışından geliştirici çalıştırmaya yöneltiyor.
3. Mobil Oyunlarda Liderlik, PC ve Konsolda Geride Kalma
Türkiye, özellikle mobil oyunlar alanında başarılı. Casual (gündelik) ve hyper-casual türünde geliştirilen oyunlar, düşük bütçeyle yüksek getiri sağlayabilmeleri açısından tercih ediliyor. Ancak PC ve konsol platformlarında aynı başarıdan söz etmek zor. Bu platformlar, daha büyük ekipler, daha uzun geliştirme süreleri ve daha fazla sermaye gerektiriyor. Türkiye'de bu tür projelere yatırım yapmak, halen riskli bir hamle olarak görülüyor.
Yine de Mount & Blade serisiyle tanınan TaleWorlds, bu alanda istisnai bir başarı örneği. Orta Çağ temalı aksiyon-RPG türündeki bu oyun serisi, hem teknik hem de oynanış açısından dünya çapında büyük beğeni topladı.
4. Devlet Desteği ve Teşvikler
Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TÜBİTAK gibi kurumlar oyun yazılımı girişimlerine çeşitli teşvik ve hibe programları sunuyor. Teknoparklar, KOSGEB destekleri ve TÜBİTAK 1501/1507 gibi projelerle Ar-Ge temelli oyun projeleri destekleniyor. Ayrıca oyun ihracatçılarına yönelik Turquality ve UR-GE programları ile yurt dışı pazarlara açılım teşvik ediliyor.
5. Gelecek: Sadece Oyun Değil, Kültürel İfade Aracı
Türkiye'nin oyun yazılımı konusundaki gelişimi sadece ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda kültürel bir anlatım biçimi olarak da değerlendirilmeli. Şu ana kadar geliştirilen oyunlar çoğunlukla evrensel temalar taşısa da, ileride Türk mitolojisi, tarihî figürler, coğrafi motifler gibi yerel ögelerin oyunlara daha fazla yansıması bekleniyor. Bu da, Türkiye'nin dijital kültürel ihracatına katkı sağlayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.