Bahçeli, TRÇ önerisinde samimi mi?

MHP lideri Devlet Bahçeli, aynen 'Öcalan' çağrısında olduğu gibi ilginç bir çıkış yaptı; TRÇ önerisinde bulundu.

Neydi TRÇ, dilerseniz Bahçeli'nin ifadesiyle hatırlayalım:

"Dünyaya meydan okuyan ABD-İsrail şer koalisyonuna karşı akla, diplomasiye, siyasetin ruhuna, coğrafi şartlara ve yeni yüzyılın stratejik ortamına en uygun seçenek 'TRÇ' ittifakının inşa ve ihya edilmesidir. TRÇ ittifakının da; Türkiye, Rusya ve Çin'den müteşekkil olması arzu ve önerimizdir."

Bahçeli'nin bu çıkışı ilginç, çünkü ABD ile stratejik müttefik olan ve AB'ye girmeyi stratejik hedef olarak gören AKP hükümetinin ittifak ortağı. Ve Bahçeli yaptığı açıklamalarda Cumhur İttifakı'nın ve partili cumhurbaşkanlığı sisteminin devam etmesi gerektiğini ve de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden adaylığını destekleyeceğini vurguluyor.

Bu da gösteriyor ki, iktidar ortağından yapılan bu TRÇ önerisi, rotası ABD olan geminin güvertesinde doğuya doğru yürümek gibi oluyor ve pek samimi gözükmüyor.

Bahçeli'nin bu önerisi, BM toplantısı için New York'ta bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'a da soruldu; Erdoğan, "Doğrusu ben onu tam takip edemedim, hayırlısı olsun" dedi. 

Erdoğan'ın bu sözleri, Bahçeli'nin bu dış politika önerisine mesafeli bir yaklaşım olarak değerlendirildi.

İttifakın küçük ortağı, Türkiye gündemini meşgul eden bir öneri ortaya atıyor ama büyük ortağın bundan haberi yok. Buradan netice çıkar mı? Bu teklifi ne kadar samimi görebiliriz?

Üstelik MHP'nin ABD'ye sözde değil özde bakışı belli, Rusya ve Çin'e bakışı da belli.

Peki, önerinin muhatabı olan Rusya nasıl değerlendiriyor bunu?

Rus Türkolog Vladimir Avatkov, Bahçeli'nin Türkiye'nin Rusya ve Çin'le (TRÇ) ittifak kurma önerisine dikkat edilmesi uyarısında bulundu. 

Bahçeli'nin önerisini değerlendiren Avatkov, Türkiye'nin NATO ve ABD ile müttefiklik ilişkisi içinde bulunduğunu hatırlattı. 

Avatkov, "TRÇ ittifakı, Batı ittifaklarına stratejik bir alternatif olarak görülebilir. Ancak bazı çelişkiler var. Örneğin, Ankara'nın NATO'ya entegrasyonu ve ABD ile yakın ilişkileri, üçlü ittifakın birliğini zedeleyebilir. Ayrıca, Ankara'nın hem Batılı müttefiklerine olan bağlılığı hem de Doğu'nun güçlü devletleriyle yakınlaşma arzusu gerilim yaratabilir" dedi.

Rusya ve Çin'le ittifak fikrinin Türkiye'de yeni olmadığına dikkat çeken Avatkov, "Ancak, Bahçeli'den bunu duymak ilginç" ifadesini kullandı.

Avatkov'un, değerlendirmesinde ilginç bir uyarı da var.

MHP'nin iktidardaki AKP ile ittifak halinde olduğunu hatırlatan Rus Türkolog, "İngilizlerin, Türk devletleriyle ilgili bazı planları var, ayrıca Rusya ve Çin'e saldırmak da istiyorlar. İngiltere tek başına Rusya ve Çin'e bir şey yapamaz. Fakat Türkiye, Rusların ve Çinlilerin güvenini kazanırsa, bu planlarını Ankara'nın aracılığıyla neden gerçekleştiremesin?" diye sordu. 

Türkiye'nin NATO üyeliği nedeniyle Bahçeli'nin önerisi, "ütopik" olarak nitelendiriliyor.

Uzmanlar, Bahçeli'nin açıklamasının, iç siyasete yönelik bir gündem oluşturmaya yönelik olduğunu belirtiyor.

"Eğer gerçekten Bahçeli, İsrail'in Rusya ve Çin ile ittifak kurarak durdurulabileceğine inanıyorsa, o zaman önce Türkiye'nin NATO'dan ve Batı ile ittifakından çıkması gerektiğini açıklamalı" diyorlar.

Hem NATO, ABD, AB diyeceksin, hem de TRÇ'yi önereceksin, bu mümkün değil.

Şimdi asıl yapılması gerekeni ifade edecek olursak; Türkiye yeniden Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün çizgisine dönüp tam bağımsız bir devlet olmalı, bunun için de ekonomik bağımsızlığına kavuşmalı.

Böyle olursa ve girdiği her birlikte, küresel oluşumda en az diğer devletler kadar söz sahibi olacaksa, o zaman hangi birliğe girerse girsin Türkiye'nin faydasına olur. 

Ama bugün olduğu gibi tam bağımlı bir siyaset ve ekonomi anlayışıyla Türkiye hangi birlik içinde olursa olsun, sömürülen bir ülke konumunda kalır.

Tam bağımsızlık için aynen Atatürk gibi 'Bağımsızlık benim karakterimdir" denilebilmeli ve bu ruha sahip siyasi liderlere fırsat verilmeli. Bu duruş pratik olarak da tüm uygulamalarda hayata geçirilmeli.