Bizler oturup da, “Türkiye’nin enerji ve maden politikası en kötü nasıl yapılabilir” diye kafa yorsak, herhalde mevcut politikalardan daha fazlasını yapamayız.
Türkiye’de petrol var, hatta konunun uzmanları da ifade ediyor ki, Türkiye petrol denizi üzerinde yüzüyor. Gerçek bu olmasına rağmen bizler petrol ve petrol ürünlerini ithal ediyoruz.
Siyasilerimiz yaptığı konuşmalarda Türkiye’de zengin petrol ve altın yataklarının bulunmadığından bahsediyor ama pratikte yaşananlar hiç de öyle gözükmüyor.
En son Batman’ın Kozluk İlçesi’ne bağlı Taşlıdere köyünün meydanından petrol fışkırdı. Fakat bu çıkarılan petrolün, petrolünü dışarıdan ithal eden ve borç batağında yüzen Türkiye’ye hiçbir faydası yok.
Petrolü çıkaran firma bir Amerikan firması, Trans Atlantic Pemi…
Çıkan petrol 33 graviteli kaliteli…
Amerikan firması bu bölgede 2 yıldan bu yana petrol çıkartıyor, kuyu sayısını 20’den 60’a çıkarmış. Önceden 1500 varil çıkartırken bugün 2 bin 2700 varil çıkartıyor.
Tabi bu sadece bir örnek, Türkiye’nin her yeri maden zengini ve maalesef aynen petrolde olduğu gibi bunun kaymağını yabancılar yiyor.
İşin üzücü tarafı ise Amerikalılar bizim petrolümüzü çıkarıyor, bizim siyasiler ülkemizde petrol yok diyor ve petrolün çıkarıldığı bölgede yaşayan halk ise petrolün yabancılara gitmesine itiraz etmiyor, kendi küçük problemlerine Amerikalı firmanın çare bulmasını istiyorlar. İstedikleri şey de çocuk parkı…
Hatırlarsanız Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş seçim çalışmalarında “Milletimiz bizden bir bardak su istedi, biz onlara okyanusu getirdik” diyordu.
Milletimiz fırsat verseydi, Sayın Baş madenleri devlet-millet ortaklığıyla işleterek milletimizi maden zengini yapacaktı, senyoraj gelirini devreye koyarak herkesi maaşa bağlayacaktı.
Ama dedik ya milletimiz su istiyordu, okyanusu ayaklarına getirdi diye Sayın Baş’ı tercih etmedi. Biz sadece su istiyoruz deyip, kendilerine içinde su olduğu iddia edilen ama gerçekte boş olan bardaklara ellerini uzattılar.
O bardağı uzatanlar kısa zaman sonra o bardağın parasının kat kat fazlasını vatandaştan tahsil ettiler.
Bugün de maden zenginliğimiz hızlı bir şekilde elimizden alınıyor, yabancılar petrolümüzü, altınımızı, bütün madenlerimizi hortumluyorlar ama bizler bize ait olanları götürmelerinden rahatsız olmuyoruz, bu sefer de bu yabancılardan bir bardak su istiyoruz.
Gerçekten ağlanacak halimiz var.
Hala bazıları fitne amaçlı olarak diyorlar ki, bu kadar maden zenginliğimiz olsa siyasi irade bunları neden çıkarmasın, onlar bilmiyorlar mı?
Onların bilmemesi mümkün değil, çünkü yabancılara maden ruhsatlarını onlar satıyor, kiralıyor; yabancıların madenlerimize olan ilgilerini onlar biliyor; madenlerimizi daha rahat çıkartıp götürsünler diye yeni yeni yasalar çıkartan onlar…
Bugün en cahil insanımız bile yukarıda bahsettiğimiz, “köy meydanından petrol çıkması” haberini izliyor ve biliyor, bu ülkenin idaresine sahip olanlar bunu nasıl bilmez?
Var olan petrolümüzü yabancılara devreden, ülkemizi ithal petrole bağımlı kılan ardından da bu yanlış adımlardan sonra oluşan bütün zamları vatandaşın sırtına yıkan bir siyasi irade sizce o koltuğa ne kadar layıktır?
Üstelik Milli Ekonomi Modeli ve Prof. Dr. Haydar Baş’la birlikte devletiyle ve mileltiyle dünyanın sayılı petrol zengini, bor zengini, altın ve mermer zengini bir ülke olmak varken…
Türkiye’de petrol var, hatta konunun uzmanları da ifade ediyor ki, Türkiye petrol denizi üzerinde yüzüyor. Gerçek bu olmasına rağmen bizler petrol ve petrol ürünlerini ithal ediyoruz.
Siyasilerimiz yaptığı konuşmalarda Türkiye’de zengin petrol ve altın yataklarının bulunmadığından bahsediyor ama pratikte yaşananlar hiç de öyle gözükmüyor.
En son Batman’ın Kozluk İlçesi’ne bağlı Taşlıdere köyünün meydanından petrol fışkırdı. Fakat bu çıkarılan petrolün, petrolünü dışarıdan ithal eden ve borç batağında yüzen Türkiye’ye hiçbir faydası yok.
Petrolü çıkaran firma bir Amerikan firması, Trans Atlantic Pemi…
Çıkan petrol 33 graviteli kaliteli…
Amerikan firması bu bölgede 2 yıldan bu yana petrol çıkartıyor, kuyu sayısını 20’den 60’a çıkarmış. Önceden 1500 varil çıkartırken bugün 2 bin 2700 varil çıkartıyor.
Tabi bu sadece bir örnek, Türkiye’nin her yeri maden zengini ve maalesef aynen petrolde olduğu gibi bunun kaymağını yabancılar yiyor.
İşin üzücü tarafı ise Amerikalılar bizim petrolümüzü çıkarıyor, bizim siyasiler ülkemizde petrol yok diyor ve petrolün çıkarıldığı bölgede yaşayan halk ise petrolün yabancılara gitmesine itiraz etmiyor, kendi küçük problemlerine Amerikalı firmanın çare bulmasını istiyorlar. İstedikleri şey de çocuk parkı…
Hatırlarsanız Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş seçim çalışmalarında “Milletimiz bizden bir bardak su istedi, biz onlara okyanusu getirdik” diyordu.
Milletimiz fırsat verseydi, Sayın Baş madenleri devlet-millet ortaklığıyla işleterek milletimizi maden zengini yapacaktı, senyoraj gelirini devreye koyarak herkesi maaşa bağlayacaktı.
Ama dedik ya milletimiz su istiyordu, okyanusu ayaklarına getirdi diye Sayın Baş’ı tercih etmedi. Biz sadece su istiyoruz deyip, kendilerine içinde su olduğu iddia edilen ama gerçekte boş olan bardaklara ellerini uzattılar.
O bardağı uzatanlar kısa zaman sonra o bardağın parasının kat kat fazlasını vatandaştan tahsil ettiler.
Bugün de maden zenginliğimiz hızlı bir şekilde elimizden alınıyor, yabancılar petrolümüzü, altınımızı, bütün madenlerimizi hortumluyorlar ama bizler bize ait olanları götürmelerinden rahatsız olmuyoruz, bu sefer de bu yabancılardan bir bardak su istiyoruz.
Gerçekten ağlanacak halimiz var.
Hala bazıları fitne amaçlı olarak diyorlar ki, bu kadar maden zenginliğimiz olsa siyasi irade bunları neden çıkarmasın, onlar bilmiyorlar mı?
Onların bilmemesi mümkün değil, çünkü yabancılara maden ruhsatlarını onlar satıyor, kiralıyor; yabancıların madenlerimize olan ilgilerini onlar biliyor; madenlerimizi daha rahat çıkartıp götürsünler diye yeni yeni yasalar çıkartan onlar…
Bugün en cahil insanımız bile yukarıda bahsettiğimiz, “köy meydanından petrol çıkması” haberini izliyor ve biliyor, bu ülkenin idaresine sahip olanlar bunu nasıl bilmez?
Var olan petrolümüzü yabancılara devreden, ülkemizi ithal petrole bağımlı kılan ardından da bu yanlış adımlardan sonra oluşan bütün zamları vatandaşın sırtına yıkan bir siyasi irade sizce o koltuğa ne kadar layıktır?
Üstelik Milli Ekonomi Modeli ve Prof. Dr. Haydar Baş’la birlikte devletiyle ve mileltiyle dünyanın sayılı petrol zengini, bor zengini, altın ve mermer zengini bir ülke olmak varken…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Hindistan-Pakistan çatışmalarını nasıl okumalıyız? / 08.05.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025
- Trump'ın memnuniyeti, Türkiye'nin mağduriyeti demektir / 07.05.2025
- ‘Bu saldırı, demokrasiye yapılmış bir saldırıdır’ / 06.05.2025
- Hedeflediğiniz, hayal ettiğiniz Suriye bu muydu? / 03.05.2025
- Depreme rağmen kentsel dönüşüm neden ilerlemiyor? / 01.05.2025
- 1 Mayıs: İşçi de mağdur, işsiz de… / 30.04.2025
- Silah bırakması beklenen PKK, 'özerklik kongresi' yaptı / 29.04.2025
- BTP'nin Karaman Kongresi engellendi: Demokrasiye darbe / 28.04.2025
- Conkbayır'ında "Haka Dansı", anma etkinliği mi, tehdit mi? / 27.04.2025
- İstanbul'daki tüm riskli binalar yeniden inşa edilebilir! / 26.04.2025