logo
20 NİSAN 2024

Türkiye'de Misyonerlik Çalışmaları-6

15.05.2006 00:00:00
Abant Toplantılarından bir diğeri 1920 Nisan 2004 tarihinde Amerika'nın John Hopkins Üniversitesinde Başkan Bush'un himaye ve desteğinde yapıldı. Bu toplantının onur konuğu Fethullah Gülen'di..... Eğer diyalog ülke dışında yaşayan papazlarla ve kiliselerle yapılacak ise, diyalogun olabilmesi için diyalog kuracağınız kişi, grup veya kurumların sizin varlığınızı kabul etmeleri gerekir. Müslümanlar, inançları gereği Hz. İsa'yı peygamber olarak kabul ederlerken Hıristiyanlar, Müslümanlığı bir din olarak bile tanımamaktadırlar. Örneğin meşhur filozof Hegel, İslamiyet'i yeni bir din değil de doğrudan doğruya Yahudiliğin bir devamı olarak görür. Onun bu görüşlerinde Hıristiyanlığın etkisi vardır (İzzetbegoviç,?). Yine meşhur sosyolog Weber, sosyologun çalışmalarında kendisini değer yargılarından kurtarması gerektiğini söylerken, kendisi buna uymayarak İslam dinini bir çöl dini olarak değerlendirmektedir (Freyer, 1968). Şu halde sizin varlığını reddedenlerle nasıl diyalog kuracaksınız? Hıristiyanlar, aslında diyalog adı altında monolog istemekte, kısacası "ben konuşayım sen dinle, sen dininden vazgeç, benim dinimi benimse" demek istemektedirler. Zaten Kur'an'da da Hz. Muhammed'e hitaben bir ayette de şöyle denilmektedir:  "Dinlerine uymadıkça Yahudiler ve Hıristiyanlar asla senden razı olmayacaklardır"(Bakara: 120). Diğer bir ayette "Yahudiler ve Hıristiyanlar Müslümanlara, "Yahudi ve Hıristiyan olunuz ki doğru yolu bulasınız" dediler"(Bakara: 135). Bugünkü Hıristiyanlar da  aynı şeyleri söylemiyorlar mı ve bu maksatla Türkiye'de kiliseler açıp misyonerlik yapmıyorlar mı?Prof. Dr. Haydar Baş'a (1996) göre Dinlerarası Diyalogla ilgili olarak 1998-1999'da yapılan Abant toplantılarına her ne kadar tıkanma noktasındaki Türkiye'nin önünün açılması şeklinde bir amaç konmuşsa da, alınan kararlar İslam dinin akli yorumlarla yeniden ele alınması ve diğer dinler karşısında yeni bir pozisyona sokulması şeklinde ortaya çıkmıştır. Abant Toplantılarından bir diğeri 19-20 Nisan 2004 tarihinde Amerika'nın John Hopkins Üniversitesinde Başkan Bush'un himaye ve desteğinde yapıldı. Bu toplantının onur konuğu Fethullah Gülen'di. Yazar Ruşen Çakır'a (2004) göre ABD Dışişleri Bakanı da toplantıya çağrıldı. Toplantıya çağrılan bazı isimler: Siyasetçiler ve diplomatlar: Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Devlet Bakanları Mehmet Aydın ve Ali Babacan, ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman, Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, Washington Büyükelçisi Faruk Loğoğlu, Temsilciler Meclisi üyesi Robert Wexler, CHP Milletvekili Kemal Derviş, emekli büyükelçiler Morton Abramowitz, Gündüz Aktan, Nelson Ledsky, David Mack, Mark Parris, Özdem Sanberk. Öğretim üyeleri: Fouad Ajami, John Esposito, John Voli, Augustus Richard Norton, Henri Barkey, Dale Eickelman, Cornell Fleischer, Hussain Haqqani, Mete Tuncay, Sabri Sayarı, İlber Ortaylı, Mithat Melen, Süleyman Seyfi Öğün. Araştırmacılar ve gazeteciler: Graham Fuller, Bülent Alirıza, Ali Bulaç, Cengiz Çandar, Fehmi Koru, Alan Makovsky, Cüneyt Ülsever, Ruşen Çakır, Şahin Alpay, Zeyno Baran.Bu toplantıya İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos da bir mesaj göndererek şunları söylemiştir: "? Atatürk'ün çağdaş medeniyet düzeyine ulaştırma düşüncesi çok etkileyicidir. Türkiye'de Hıristiyan, Müslüman ve Musevi hoşgörü ve diyalog atmosferinde bir arada yaşamaktadır. Fethullah Gülen 10 yıldan fazladır, kendisine inananları, İslam ve bütün diğer dinler arasında diyalogun gerekliliği konusunda eğitmiştir." Bugüne kadar Fener Rum Patriği Bartholomeos, içeride ve dışarıda Türkiye'nin lehine hangi faaliyette bulunmuştur? Bilen varsa söylesin, öğrenelim. Bartholomeos, Trabzon'da Karadeniz'i Yunanistan'da gösteren haritalar dağıtacak kadar cüret sahibidir. Acaba bu Fethullah Gülen aşkı, nereden kaynaklanmaktadır? Aynı yıl Brüksel'de yapılan diğer Abant toplantısına katılanlar: Nilüfer Göle, Ahmet İnsel, Eser Karakaş, İlkay Sunar, İlter Turan, Mithat Melen, Niyazi Öktem, Kenan Gürsoy, Mehmet Altan, M. Ali Kılıçbay, Bekir Karlığa, Işıl Karakaş, Doğu Ergil, Ş. Ali Tekalan, Ömer Çaha, Ziya Öniş, Emin 1Köktaş; Dışişleri Bakanlığı'ndan Büyükelçi Murat Bilhan, emekli büyükelçi Gündüz Aktan; medya dünyasından Nazlı Ilıcak, Cengiz Çandar, Gülay Göktürk, Ali Bulaç, Fehmi Koru, Cüneyt Ülsever, Oral Çalışlar, Amberin Zaman, Hırant Dink, Murat Keskin, Erhan Başyurt, Güler Kömürcü; iş dünyasından İhsan Kalkavan, Ayhan Bermek, Rızanur Meral, Mehmet Demir, Tevfik Yamantürk, Eşref Ünsal, Mustafa Çıkrıkçıoğlu, Mustafa Günay, İlhan İşbilen. Toplantının onur konukları; Mehmet Sağlam, Ali Müfit Gürtuna, Lütfullah Kayalar. Organizasyonu yapan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Harun Tokak ve yardımcıları Cemal Uşşak, Faruk Tuncer, E. Tufan Aytav, Salih Yaylacı ile İsmail Konuk (Gülerce, 2004). Brüksel'deki Abant Toplantısı Avrupa Parlamentosu binasında yapılmıştır. Toplantıda konuşma yapanlar arasında ilginç isimler var. Katolik Prof. Rik Torfs, Avrupa Parlamentosu Enformasyon Bürosu Direktörü P. Thomas, Yunan Ortodoks Kilisesi Fransız Metropolitanı E. Adamakis, Türk Ermeni Ortodoks Patrikhanesi temsilcisi S. Mashalian, Ermeni soykırımı yapıldığını açıkça savunan Eser Karakaş, Almanya Protestan Kiliseleri Birliği Brüksel Temsilcisi Sabina Zanthier, Firenze Üniversitesi'nden Katolik Prof. Margiotta Broglio, Fener Rum Ortodoks Patrikliğini temsilen Fransa Metropoliti Emmanuel Adamakis... Toplantıya bir mesaj gönderen, Fethullah Gülen, "Atatürk'ün gösterdiği muasır medeniyet hedefinin Avrupa Birliği vesilesiyle yeni bir noktaya geldiğini" söyledi (Bayraktar, 2004). Burada bir yoruma ihtiyaç yok diye düşünüyorum. Çünkü bu toplantıda kimlerle kimlerin bir araya geldiğini gördüğümüzde her şey ortaya çıkmış olmaktadır. Yazar Arslan Bulut, 25.10.2005 tarihinde Yeniçağ Gazetesinde özet olarak bu konuda şunları yazar: "1997 yılında Türkiye'nin ekonomik, kültürel ve askeri bağımsızlığının zayıflatıldığını görerek Türk aydınlarına farklılıkları bir kenara bırakarak Atilla İlhan'la "DevrimciTürkçü" diyalogunu başlattık. Bu hareketi kontrol altına almak isteyen iç ve dış güçler oldu. Hareketin bir merkezi olmadığı için kimi kontrol edeceğini bilemediler ve başarısız oldular. Bunu, sonunda Fethullah Gülen'e ihale ettiler. Fethullah Gülen ABD'den bu konuda şunları söyledi: "Ölseler bile bir araya gelemeyecek olanlar ulusal cephe adı altında yapay bir dalga oluşturdular. Bu kemiksiz, kimliksiz ve hedefsiz bir dalga, ama bunlar aşılacaktır." Ulusal dalgaya karşı çıkanlar, neredeyse dünyanın bütün papazları, hahamları, patrik ve zangoçları ile İstanbul, Vatikan ve ABD'de dinlerarası diyalogu kuran Fethullah Gülendir. Fethullah Gülen Roma'da papa tarafından kabul edildiğinde "Dinlerarası diyalog için papa misyonunun bir parçası olarak burada bulunuyorum" dedi.
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk
Devletin malı deniz, yiyen ıstakoz
Beşiktaş 5 maç sonra kazandı
Galibiyet Serdar Topraktepe yönetiminde geldi
Geçen yılki yatırım tutarı 3.7 milyar dolar
5 yılda 11.2 milyar dolarlık yatırım yaptı
Randevusunu iptal etmeyen yandı
Koca'dan MHRS açıklaması
Seçim sonrası ilk karşılaşma
Özel ve Kılıçdaroğlu aynı karede
Polis aracında ağlayarak pişman olduğunu söyledi
Jandarma üniforması ile GBT yapıyordu
İsviçre'de çıkan haber tartışma yaratmıştı
Beypazarı'ndan 'mevzuat' açıklaması
Yeni seçilen CHP’li başkanların ‘genelge’ sıkıntısı
Liyakat mi sadakat mi?
İsrail, Suriye'nin hava savunma sistemlerini hedef aldı
Saldırıda maddi hasar meydana geldi
Polat çiftine 'vergi usul kanuna muhalefet'ten tahliye
Diğer suçlardan 'tutukluluk' devam ediyor
CHP'den iktidarın arazi satışlarına tepki
'AKP enkaz bırakarak çöküyor'
Yüksek et fiyatı sorunu ithalatla çözülemez
Et ürünlerinde KDV kaldırılsın
Merkez Bankası anketi açıklandı
Dolar, enflasyon, faiz tahminleri belli oldu
Gelecek burada
10 yılda 20 kat büyüyecek
Çocuk nüfusumuz açıklandı
Nüfusumuzun yüzde 26'sı çocuk

Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması

Beypazarı Maden Suyu firması, ürün değerlerinin Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygun olduğunu belirterek, durumun Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de mevzuatın farklılığından kaynaklandığını açıkladı.
19.04.2024 14:17:00 / Güncelleme: 19.04.2024 14:39:00
İhlas Haber Ajansı
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
Beypazarı Maden Suyu firmasından 'İsviçre' açıklaması
İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Bürosu, Beypazarı Maden Suyu firmasının bazı ürünlerinden alınan numune sonrası "ürünlerde bor miktarının yüksek olduğu" gerekçesiyle teslim edilen ürünler hakkında satış durdurma kararının alınmasını istemişti.

Geçtiğimiz günlerde firma tarafından yapılan açıklamada ise sosyal medyada ürün hakkında atılan iddialar yalanlanmıştı.

Firma, tartışmalara konu olan iddialar hakkında talep edilen İsviçre kaynaklı analiz sonucunun taraflarına ulaştığını açıkladı.



Firma tarafından analiz kaynaklarına ilişkin yapılan yazılı açıklamada, "Maden suyumuzun değerleri Avrupa Birliği mineralli su kriterlerine ve Türkiye Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik limitlerine uygundur. Avrupa Birliği üyesi olmayan İsviçre'de yaşanan bu durum Avrupa Birliği ve İsviçre mevzuatının farklılığından kaynaklanmaktadır. Doğal maden suyumuz, Sağlık Bakanlığı ve Ankara İl Sağlık Müdürlüğü denetiminde olup üretim sıklığı ile orantılı olarak düzenli bir şekilde denetlenip, analiz edilmektedir. Yer altında doğal olarak oluşan maden suyumuz tam 68 yıldır aynı kaynaktan, el değmeden şişelenmekte ve bütün ülkelere aynı içerikte ürün gönderilmektedir" ifadelerine yer verildi.

İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Erzincan'ın İliç ilçesinde maden sahasında meydana gelen heyelanda toprak altında kalan 9 işçiden birinin daha naaşına ulaşıldığını bildirdi

19.04.2024 12:15:00 / Güncelleme: 19.04.2024 12:19:14
AA
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı
İliç'te bir işçinin daha naaşına ulaşıldı

Bayraktar, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, maden sahasındaki arama çalışmalarına ilişkin bilgi verdi.

Kazanın gerçekleştiği 13 Şubat'tan bu yana arama çalışmalarının aralıksız devam ettiğini anımsatan Bayraktar, "Erzincan İliç'te maden sahasında meydana gelen heyelanda ilk günden bu yana aralıksız olarak devam eden arama çalışmaları neticesinde bu sabah bir işçi kardeşimize daha ulaştık. Kardeşimize Allah'tan rahmet, ailesine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Tüm canlarımıza ulaşana kadar yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.

Bayraktar, 5 Nisan'da da İliç'te maden ocağında toprak altında kalan bir işçinin naaşına ulaşıldığını bildirmişti.

Cenaze Adnan Keklik'e ait

Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, AA muhabirine, Sabırlı Deresi bölgesinde ulaşılan cenazenin Adnan Keklik'e ait olduğunu belirterek, aileye başsağlığı diledi.

Aydoğdu, bölgedeki çalışmaların aralıksız sürdüğünü ifade etti.

Erzincan'ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında 13 Şubat'ta meydana gelen toprak kaymasında 9 kişi kaybolmuş ve 5 Nisan'da işçilerden Uğur Yıldız'ın cenazesine ulaşılmıştı. 

Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı

Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı
19.04.2024 11:20:00
İhlas Haber Ajansı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de şafak operasyonu: 78 gözaltı
Mersin'de haklarında çeşitli suçlardan yakalama kararı bulunan şahıslara yönelik sabah saatlerinde gerçekleştirilen şafak operasyonunda 78 kişi gözaltına alındı.

İl Emniyet Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, dolandırıcılık, yaralama, hakaret, hırsızlık ve tehdit gibi suçlardan haklarında yakalama kararı bulunan şahısların yakalanmasına yönelik Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliği koordinesinde operasyon düzenlendi. İl genelinde 30 adrese düzenlenen şafak operasyonunda 78 kişi yakalanarak gözaltına alındı.

Gözaltına alınan şahıslarla ilgili işlemlerin sürdüğü bildirildi.

Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye'nin, geçen yıl sonu itibarıyla 22 milyon 206 bin 34 olarak belirlenen çocuk nüfusu, ülke nüfusunun yüzde 26'sını oluşturdu
 

 
19.04.2024 10:34:00 / Güncelleme: 19.04.2024 10:43:28
AA
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk
Türkiye nüfusunun yüzde 26'sı çocuk

Türkiye İstatistik Kurumu, 2023 yılına ilişkin çocuk istatistiklerini açıkladı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi sonuçlarına göre, 2023 yıl sonu itibarıyla Türkiye nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi iken bunun 22 milyon 206 bin 34'ü çocuk olarak kayıtlara geçti.

Çocuk nüfusun yüzde 51,3'ünü erkek, yüzde 48,7'sini kız çocuklar oluşturdu.

Birleşmiş Milletler tanımına göre, 0-17 yaş grubunu içeren çocuk nüfus, 1970 yılında toplam nüfusun yüzde 48,5'ini oluştururken bu oran 1990'da yüzde 41,8 ve 2023'te yüzde 26 oldu.

Nüfus projeksiyonlarına göre, çocuk nüfus oranının 2030'da yüzde 25,6, 2040'ta yüzde 23,3, 2060'ta yüzde 20,4, 2080'de yüzde 19 olacağı öngörüldü.

Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin çocuk nüfus oranları incelendiğinde, 2023'te çocuk nüfus oranının AB ortalaması yüzde 18 oldu.

AB üye ülkeleri içinde en fazla çocuk nüfus oranına sahip ülkeler sırasıyla yüzde 23,4 ile İrlanda, yüzde 21,1 ile Fransa ve yüzde 20,9 ile İsveç olarak kaydedildi.

Çocuk nüfus oranının en düşük olduğu ülkeler ise sırasıyla yüzde 15,1 ile Malta, yüzde 15,4 ile İtalya, yüzde 15,9 ile Portekiz olarak belirlendi.

Türkiye'nin çocuk nüfus oranının AB'ye üye ülkelerden daha yüksek olduğu görüldü.

 

logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.