Türkiye'de yoksulluk lüks oldu!

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) mayıs ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. Türk-İş araştırmasının sonucuna göre dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı olarak ifade edilen açlık sınırı 6 bin 17 lirayı aştı. Türk-İş verilerine göre geçen yıl mayıs ayında 2 bin 896 lira olan açlık sınırı bir yılda 3 bin 121 lira arttı. Veriler gıda harcaması ile giyim, kira, elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı olan yoksulluk sınırının ise 19 bin 602 lirayı geçtiğini gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın uzaya bir Türk vatandaşının gönderileceğini açıklamasının ardından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, önceki gün yaptığı bir açıklamada, "uzay bir lüks değil' demişti. Türkiye'nin mevcut ekonomik şartlarında uzaya bir kişi göndermenin lüks olup olmadığı tartışılır, ancak dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 20 liraya dayanması, ülkemizde yoksul olabilmenin dahi artık lüks olduğunu gösteriyor. Geçen yıl mayıs ayında 9 bin 435 lira olan yoksulluk sınırı ise bir yılda 10 bin 167 lira arttı. Türk-İş verilerine göre bu durum açlık ve yoksulluk sınırının son bir yılda yaklaşık yüzde 108 oranında yükseldiğini ortaya koyuyor. Türk-İş verilerine göre ülkemizde bekâr bir çalışanın 'aylık yaşama maliyeti' ise 7 bin 836 lira 46 kuruşa yükseldi. Türk-İş verilerine göre, Türkiye'de dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 6 bin 17 lira ile, 4 bin 253 lira olan 2022 yılı asgari ücretinin bin 764 lira üzerinde yer aldı.

Gıda enflasyonu yüzde 108

Enflasyonun öncü göstergelerinden biri olarak kabul edilen Türk-İş gıda enflasyonu yıllık bazda mayısta yüzde 108 olarak kaydedildi. Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin "gıda için" yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 13.04 oranında gerçekleşti. Beş aylık değişim oranı yüzde 46.85 oldu. Türk-İş'ten yapılan açıklamada, üretim ve tedarik maliyetlerinin artmasıyla arz etkisi ve her gün düşen alım gücünü korumak için öne çekilmiş talep etkisi nedeniyle başta gıdada olmak üzere fiyat artışlarının önü alınamadığına dikkat çekildi. Bunlara ek olarak düşük faiz oranları ve kredi genişlemesi sonucu fiyatlama dengesi bozulan piyasada temel gıda maddeleri ve bazı temel ihtiyaç maddelerinde yapılmış olan KDV indirimleri fiyat artışlarının çok gerisinde kaldığına da vurgu yapıldı.

Türk lirasındaki erime hızlandı

Mevcut ekonomik tabloda ne enflasyonun yavaşladığını ne de alım gücünün yükseldiğinin kaydedildiği Türk-İş açıklamasında Türk lirasındaki değer kaybının da altı çizildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Kur Korumalı Mevduata (KKM) rağmen risk artışlılarından kaynaklı olarak döviz sepetinin tamamına karşı TL değer kaybetmeye devam ediyor. Yeni TL paraları kullanmaya başladığımız Ocak 2009'dan Nisan 2022'ye geçen dönemde, Merkez Bankası verilerine göre tedavüldeki banknotların kupür dağılımının 5 TL'den sonra açık ara en çok 200 TL ve 100 TL banknotlarda olması, TL'deki büyük değer kaybının kanıtlarından birisi olarak kabul ediliyor." Dar gelirli kesimin geçim şartlarının her geçen gün daha da kötüleştiğinin altını çizen Türk-İş'ten yapılan açıklamada, "Yüksek enflasyon, sürdürülebilir güçlü büyümenin önündeki en büyük engellerden olduğundan işsizliğin büyümesine yol açıyor. Giderek yükselen enflasyon sonucunda alım gücü günden güne daha da düşen vatandaşlardan bazılarının karıştığı polisiye vaka girişimlerinin artış gösterdiği, süpermarket yöneticileri tarafından ifade ediliyor" denildi.